Pcsibozulanadam olarak sizi karşılamaktan onur duyarım efenim :D

20 Ocak 2013 Pazar

muharrem anlattı

Her gece olduğu gibi uyumak için tekli koltuğuma yerleştim. bi kere yanarak feci şekilde can verme tehlikesi geçirdiğim için elektrikli battaniyemin fişini takmadan üstüme örttüm. günlüğüme içimi döktükten sonra uyumaya koyuldum. her gün düzenli günlük yazarım. bir hafta önce başladım;

”sevgili günlük,

bugün bir seviştim bir seviştim.

sevgili günlük,

bugün sevişemedim.” gibi şeyler.

sabah uyanıp gerildikten ve koltukta osurup iki santim havalandıktan sonra mutfağı toparladım. uyumadan önce transformers izleyip gaza gelmiştim. o kafayla mutfak robotunu dövmüşüm amk. dünden kalan bol tereyağlı iskendere kahvaltı niyetine ekmeksiz giriştim.

rüyamda çok garip şeyler gördüm lan. banyodan yeni çıkmış kibariyenin annesi de nedir amk? uzanmış bana işaret parmağıyla gel gel yapıyodu. tabi ne yaptım, uyanmadım. rüyaya devam ettim. devamını biliyosunuz zaten

noel şapkamı kafama geçirip çoraplarımı giydikten sonra üç boyutlu gözlüğümü ve avatar kuyruğumu takıp dışarı çıkmaya karar verdim. dikkat zenci çıkabilir tabelasından sola döndükten sonra aklıma üstüme başka bi şey giymediğim geldi ve koşa koşa eve gidip üstüme bi şeyler giydim.

sevdiceğimle sözleşmiştik. bugün görüşecez işte. ona doğru yürürken hedeften saptırıcı şeyler gördüm beyler. bir dişi gördüm ufukta dedim insan götü mü lan o. dedesinin dedesinin dedesi at galiba. hemen hatuna çift tıkladım sonra kalbim kaldırmadı. gözümün önüne ironman filmindeki gibi teknolojik bir o kadar da sikimsonik belirteçler geldi. bu göt geçersiz bir işlem yürüttü ve kapatılacak yazıyor amk yerinde. gözümü kırpıyorum kırpıyorum hata veriyor cancel dedik hayvan evladı kapansana işte.

neyse, hedef saptırıcı olayları zorla aştıktan sonra hatunla buluştuk. nereye gidelim nereye gidelim derken aklıma striptiz kulübü geldi ama yok dedim çin’e giderken pirinç götürmek gibi amk tabi söylemedim hatuna. yalnız hatunda bir olaylar vardı gereksiz trip atmalar laf dokundurmalar falan la havle de la qouvette çekip hayırlısı dedim. hatunla amaçsız berduş gibi yolda yürürken gözüme bir afiş takıldı. türkiye sanat musikisi cemiyeti ücretsiz dinleti diye. aha dedim beleş amına koyim. beleş bomba götümde patlasın. biri elime tut diye sikini verse beleş diye bi fırt çekerim. beybiligörl dedim. o da bana beybiliboy der canım benim. musikiyi çok seviyorum ben ya gidip dinleyelim mi? ok dedi sadece. tripcanım benim çok seviyorum.

her neyse girdik musiki cemiyetinin dinletisine. oturduk dinliyoruz ama bir şey eksik ama ne amk beleş olsa bile çekilmiyor. düşündüm kafamın üstünde ampül yandı. o ampülü orak ve çekiç ile kırıp hemen iki haftalık mahalle arkadaşımı aradım. lan dedim muharrem böyle böyle anlattım planı. yarım saate kalmadan plan işlemeye başladı. baktım içeriye truva atı girdi amına koyim. aha dedim geldiler. kimse de fark etmiyo lan boşuna mı truva atıyla getirttik eheh. her neyse ben işareti çaktım muharreme. truva atının içinden çıktı dansözler. ortam bir hoş oldu amına koyim. musiki cemiyeti bir anda fasıla döndü. göbekler atılıyor millet coşup kendinden geçiyor, musikiden zevk alan amcalar gitmiş yerine dansözlere para takan kart zamparalar gelmişti resmen. ud çalan amca konserde gaza geldi metalciler gibi udunu kırdı amk. ama ben neler yaptım hatunda tık yok hala trip atıyor.

sikerün dedim moralim bozuldu çıktım dışarı bi cuvara yaktım. arkamdan gelmiş hatun. dedim yavru balinam neden böyle yapıyosun ben sana ne yaptım. yavru balinam diyorum çünkü 1.51 boyu var ve 73 kilo. ama çok şirin lan bi görseniz hele çizmelerini giyince orta dünyadan fırlamış fantastik cücelere benziyor.

her neyse hatun dedi geçen gece beraber içtiğimizde sızıp kaldın ben sana hala kızgınım. hay dedim amk buna mı trip atıyodu günlerdir. neymiş alkollü ereksiyon başına geçmişim sonra da ereksiyon başında uyuya kalmışım. vay efendim öyle olmasa bile erken boşalınca ölü taklidi yapıyormuşum. derdini sikeyim dedim içimden. tabi kuul olucam ya erkekliğe leke sürdürmeyecem ya ben dinlemiyorum bunu siklemez tavırlar içerisindeyim başka şeyler düşünüyorum. sikten içeri karınca girmesi ve 0.9 ucun girip kırılmasını gözümün önüne getirerek düşündüm sonra dedim ben ne ruh hastası ibneymişim amına koyim. gidiyorum dedi kız. o kadar kuul olduk devam ettirmezsek olmaz. içten içe gitme yavru balinam diyorum ama işte diye diye gelirken iki eppek al dedim ben de. döndü gitti amk.

takip etmeye başladım bakalım nereye gidecek sevdiceğim diye. seviyorum lan allahsızlar takipte mi etmeyek. neyse ki sandığım gibi olmadı. morali bozukken her zaman uğradığı yer olan ikinci el araba pazarına gitti. takibi orada bırakıp muharremi aradım. dedim muharrem moralim çok bozuk amına koyim yaylaya çıkıp içelim bu akşam. ayarla rakıyı mezeyi geliyorum yanına.

aldım muharremi çıktık yaylaya, pazar kasalarından kurduk rakı masamızı içiyoruz. etrafımızda da bilumum küçükbaş ve büyükbaş hayvanlar otluyo. böyle bildiğiniz yayla havası. sonrasını muharrem anlattı bana. nelerin olduğunu hatırlamıyorum.

gelmişiz rakının öpüjem kısmına. kafalar olmuş zilyon. yanıma bi inek yanaşmış konuşturmuyomuş beni büyükbaş orospu çocuğu. tam konuşmaya başlayacam möö diyomuş süt verdiği memeleri yumrukladığım. yaylada rakı içerken yanımda mööleyen ineğe kafa bindirmişim. inekle kavga edecekken muharrem ayırmış bizi. alıp eve getirmiş.

sızmışım lan. sabah zor uyandım arkamda bir sızlama bir ağrı falan da yok. iyi dedim bari muharrem bu aciz halimden yararlanıp bize tecavüz etmemiş. içeriden sesler geliyor. bakmak için kalktım eve polis doluşmuş. aha dedim yarra yedik kesin bişey yaptık amk kafamı sikeyim. beni sikleyen olmadı lan muharremi alıp götürdüler. meğersem muharrem sabah susayıp uyanmış. su içtikten sonra tabi midede kalan alkol harmanlanmış bi. tam yatacakken zil çalmış. komşular anlatıyor. leke çıkarmaya gelen ayşe teyzeye tecavüz etmiş muharrem. oha dedim nasıl olur. çok da mülayim bir insandı muharrem, neyse yapıcak bişey yok.

aradım hatunu dedim buluşalım bugün bi kahve içelim. ok dedi yine. sikicem ağzını ama kıyamıyorum işte. buluştuk sanayi mahallesinde. oradan ayrılmadan ikişer tam tavuk döner yedik. bindik dolmuşa geldik merkeze. bi cafeye geçip iki türk kahvesi söyledik. yalnız hatun konuşmuyo derdini siktimini. laf açmak için girdim bi yerden. ee dedim bir kahvenin kırk yıl… yandım amına koyim. üstüme döküldü kahve. döküleceğin yerin feriştahını sikeyim şansımı bahtımı sikeyim sikim korkudan böbreklerime kaçtı. hemen wc gittim temizlemek ve aleti kontrol etmek için. sonrasını muharrem anlattı. nasıl görüp de anlattı demeyin ben de bilmiyorum. kız hala gülüyomuş garson sakinleştirmeye çalışıyomuş falan bileklerine kolonya sürüyomuş, susmadan gülüyomuş bizimkisi. geldim ben içeri manzarayı görünce asabım bozuldu kalk dedim gidiyoruz amk çıkardım bunu dışarı. niye gülüyon dedim. birden sustu uff sanane be salak dedi. kezban diye söylemiyorum ama çok tatlı lan benim sevdiceğim. gidiyorum ben dedi ruh hastası. lan nereye dedim eve dedi. e daha konuşmadık bile dedim. bi şey demedi döndü gitti. ikinci el araba pazarına uğradıktan sonra evine geçti.

ee ayrılık sinyalleri geldi. kinder sürpriz de göte dayandı amına koyim. bi şekilde hatuna kendimizi affettirmemiz lazım. başta denemelerim başarısızlıkla sonuçlandı. küçük bir sürpriz yapmak için en son truva atıyla dersi olduğu amfiye girmiştim. fakat geçenki truva atıyla sürpriz yapma olayımız çok tutmuş dilden dile dolaşmış amk içeride kaçak göçmen mi ararsınız beyaz kadın ticareti yapanları mı ararsınız tıklım tıklımdı. e tabi aynasızlara yakalanmak şart olur.

polislere dedim abi böyle böyle tutuklamayın beni. ne diyon lan sen böyle böyle ne amına koyim diyo polis. he pardon dedim polise sen konuyu bilmiyosun. yavru balinama sürpriz yapıcam diye girdim o ata ben. o yüzden böyle oldu. ikna ettim polisi iyi bari gene nezaretle kurtardık.

nezaretten çıktığım gün sevgililer günüydü ama benim minik deve yavrusu gelmemiş beni almaya. sikerün dedim geçen yıl sevgililer günü cevabını alamadığım bi sorunun cevabını almalıydım. hemen harekete geçtim.

”sevgililer gününde koşan mı daha çok çift görür yoksa yürüyen mi?”

amına koyim ne yaparsam yapayım çok fazla çift görüyodum. dedim sikerler barışmam lazım benim minik deve yavrusuyla. aklıma parlak bir fikir gibi bişey geldi.

dolmuşa binip havaalanına geçtim. tabi geçmeden önce mezarlıkta inip geçen yıl ölen tavşanıma dua ettim. hemen yan tarafında da cenaze var gömecekler. dedim hayrına yardım edeyim şunlara tecrübeliyim ben. kefenin bir ucundan tuttum. diğer ucunu cenaze sahiplerinden birine tutturdum. biir ikii üüç hobaa diye sallayıp attım. ceset bayağı bi ileri düştü. south park sessizliği ortama hakim oldu fakat sessizliği bozan bi kezban aplaydı. kul euzu bi rabbin nas falan oldum yanee dedi. uzun sürmeden öfkeli kalabalık toparlandı sikicek beni dedim kaç amına koyim. tabi kaçabildim ama saklanamadım yakalamışlar beni. gerisini muharrem anlattı bana. bilincimi kaybedene kadar dövmüşler. çok fazla kişilermiş. hepsinin birden el kaldırması yetmiş. sonra zevkten dövmüşler. çok fazla kişi olduğu için senkronize dövmüşler beni. sırası gelen hünerlerini gösteriyomuş bana. o değil de bu muharrem hapishanede değil mi amına koyim nasıl anlatıyo bana?

o halimle gittim hava alanına paraşütle atlayacam. beni affet yavru balinam yazacak açtığım pankartta uzunca böyle arkamdan sallanacak. her neyse birinci part paraşüt eğitim bölüğü atlamaları için çağrıldı. eteri elime alıp birini çektim köşeye. eteri yanlışlıkla kendime basıp bayılmışım orada. gerisini muharrem anlatıyo. bütün paraşütçüler üstümden geçmiş. şaka şaka muharrem görmedi onu ya da en azından onu anlatmadı bilmiyorum ne bok yediği belirsiz ibnenin. kendi kendime uyandım.

uzun uğraşlarım sonucu birini bayıltıp yerine geçtim. pankartı yanıma alarak bindim uçağa. hemen gittim pilotların bölmeye dedim pilota benim mahallenin üstünden geç be hadi koçum dedim rotamız belli geç yerine dedi. he anladım ben senin derdini dedim çıkardım cebimden paraları sayıyorum, ederin ne kadar dedim sen ne diyon lan diyo alırdın almazdın hemen hızlı bir manevrayla joysticke asılıp sola kırdım uçağı amına koyduğum nereden çıktın sen düşürücen bizi diyo pilot oracıkta gider ayak ibnelik olsun diye pilotları kokpitten fırlatma düğmesine bastım havalandılar ahaha sonra hemen koşup aşağı atladım. paraşütle beraber pankartı açayım derdindeyken ipi bir çektim iki çektim derken paraşüt açılmadı. hızla irtifa kaybederken hemen telefona sarılıp sevdiceğimi aradım. alo yavru balinam iniyorum ben yalnız paraşütüm açılmadı dedim. ne anlamadım falan derken kendimden geçmişim amk. gerisini muharrem anlattı. direkt tramboline düşmüşüm. ordan pankarta ve düştükten sonra darbeyle açılan paraşüte bir kaç kişi takıldıktan sonra beraber hızla tekrar havalanmışız. ortalığa insan saçılmış oradan oraya hep beraber atlayıp durmuşuz. her yere düşüp havalandığımda bi kaç kişiyi daha yanımda götürmüşüm. uyandığımda hastanedeydim. muharrem nasıl anlattı demeyin hapishane penceresinden izlemişler koğuş olarak ara sıra götüm başım açılmış.

kolumdaki serumları çıkardıktan sonra hastane bahçesinden sevdiceğime götürmek üzere çiçek yolmaya gidiyordum ki karşıma hemşire kıyafeti giyinimli goril çıktı. aha dedim king kong bizi gökdelene çıkarmazsa iyi amına koyim. bu nasıl bir hemşire lan. evrimini sikeyim söyleyecek söz bulamadım. ”komşusu maymunken evrim geçiren bizden değildir” pankartı açıcam bu kızdan yaratık için. gerçi yaka paça yakalarlar bizi. sen milyonlarca yıl zorlu ve meşakkatli bir şekilde evrile evrile dünyanın en muhteşem yaratığına dönüş sonra çık şakirt ol evrimi reddet. doğa anaya ihanet lan bu. bunlar evrim geçirip yanlışlıkla amip olmuş amina koyim. daha fazla bu konuda yazarsam mapus damından devam etmek zorunda kalırım.

her neyse hemşireyi atlattıktan sonra çiçekleri yolup kuş kafalıma doğru yola koyuldum. tam evine yaklaştım bir de ne göreyim. liseliler gibi bi elemanla duvar kenarına çökmüş muhabbet ediyor. orta anadolu insanında çömelme güdüsü vardır e benim hatun da yozgatlı. hemen yanlarına gidip selamunaleyküm, ben senin amına koyarım deyip yumruğu salladım elemanın suratına. kız dur falan dediyse de dinlemedim. eleman harbiden liseli lan ben ocaktanım diyor ben de şubattanım amına koyim deyip kafamla burnuna vurdum. esprim kafamdan daha etkiliydi, kan revan içinde koşmaya başladı. hemen bi apartmana girdi ben de peşinden girdim. meğer ocağa girmiş amk. eleman dedi reyiz bu bana saldırdı. ben de gittim ortalarına düştüm amk. reyiz dedim böyle böyle. böyle böyle ne amına koyim ne diyon sen dedi reyiz bana. laf anlatamayacağımı anlayıp bozkurtların diyarında çakallık yaparak zor durumlar için cebimde bulundurduğum bozkurt başlı vibratörü çıkarıp bunu unutmuşsun kardeş onu getirdim dedim. etrafta bir anlık south park sessizliği oldu sonra herkes birden elemana yöneldi. tam yırttım derken bunu bi kucakladılar diyolar koçum benim vibratörü bile bozkurt başlı. olsun böyle kabul ediyoruz seni. herkes birden bana yürümeye başladı. abiler durun vurmayın botoks var yüzümde dediysem de durun gözlük var desem de dinletemedim. gerisini muharrem anlattı zaten. sikicem bir gün bunu o olucak. ben bilincimi kaybedince tüm ocak üzerimden geçmiş sonra yolun ortasına atmışlar. azmin ötesinde bir kudretle sikmişler beni.

ben bu dejavuyu daha önce yaşamıştım lan niye önlem almadıysam. kız peşinde golluma döndüm amk psikolojim bozuldu. biseksüelim bi değilim ne olduğumu unuttum üstümden geçen geçene. kezban diye demiyorum çok uğraştırdı beni kaynatasız. nasıl bi duruma düştüysem dört ucu boklu bijon anahtarı amına koyim ne işlerim düzgün gidiyor ne de kız dönüp yüzüme bakıyor. artık ayrılmamız tanrının sims oynama olasılığı kadar yüksekti.

orospu çocukluğu olmasın diyerekten kısa mesajla ayrılmak istemedim. gittim ayrılak dedim ok dedi. tekrar bi south park sessizliğinden sonra yanından kalktım. vay amk yalandan bi konuşalım falan da demedi. dedim sikerün işçem ben. eve doğru giderken çarlinin tekel fabrikasına uğrayıp yüklendim biraları. kendimi dayak yediği için ertesi gün derse gelmeyen karete hocası gibi hissettim. sevdiceğim iltifatlardan ve sevgi sözcüklerinden etkilenmeyen taşaklı hatunlardandı bunu farketmiştim. arkasında bir hatıra bile bırakmadı amk. zaten söz yüzüğümüzü de gollum çaldı. orospu çocuğu.

boş şişeleri sıraya dizdikten sonra her gece olduğu gibi uyumak için tekli koltuğuma yerleşip elektrikli battaniyemin fişini takmadan üstüme örttüm. günlüğüme içimi döktükten sonra uyumaya koyuldum.

hastane rezaleti


Hayatım boyunca  tek hatırladığım hastane anım  daha ufak bir çocukken evden kaçıp kamyonun altında kalmıştım. Ayağım kırıldığı için hastaneye yolum düşmüştü. Üniversiteye gelene kadar bir daha yolum düşmedi. Bu yüzden hastane denen oluşumun işleyişini, içindeki olayları filan bilmem. Ama gel gör ki geçen sene ekim ayında midemde arıza çıktı. Yemek yiyemez oldum ve ne yesem kusuyordum. Bu önemli bir sorundu. Ölebilirdim. Hastalıkları tanımayan ve daha önce savaşmamış bedenim yenik düşmeden  başka bir gezegen olarak saydığım hastaneye gitmeliydim.

Kimlik heryerde lazım. Hastanede lazım olabilir belki. Hastanenin kapısından girdim. Kapının önünden iki dakika içeriyi inceliyecektim ki orası acilmiş. Zehirlenmiş askerler, ağlayan çocuklar, yürüyen ölüler ( yaşlılar ) ile dolu bir cehennem. Hemen kaçıp asıl binaya gittim. Kapıdan girince gözüme yetkili gibi görünen teyzeye midem rahatsız kime göstericem dedim. Gastrontolopoji ( sonradan  doktorun kapısında görünce öğrendim gastroenterolojiymiş ) diye bir gezegene yolladı beni. Amına koyim  bu tıp denen olayın. Bu terimler neyin nesi.  Çıktım yukarıya  odayı buldum ve girdim içeri. Direk oturdum yol boyu kafamda kurduğum konuşma metnini ezberden okumaya başlayacaktım ki adımı sordu ve sıra al gel dedi piç oğlu piç. Çıktım bankalardaki vezneye sıra veren makinadan aradım ama yok.  Birisine sordum orospu çocuğu önce sırıttı sonra sekreter e yolladı. Sıra ver dedim kimlik istedi. Amına koyim ver numara giriyim neyin tribi bu sanki içerden böbrek filan çalıcaz. Size sıra veremiyoruz dosya numarası lazım dedi ve beni girişteki kaltağın yanına yolladı. Dedim bana dosya numarası ver yoksa ananızı sikicem. Kimlik istedi verdim. Dosya numara mı vermeden beni yolladı. Teknoloji çağı malum  bilgisayardan halletti. Çıktım sekreter e ver artık sıra mı dedim. Tamam dedi. Ne tamam amk hani numara yazılı kağıt ? Doktor kapısındaki ekrandan takip et dedi. Orospu çocukları. Gittim oturdum. Sıra beklerken teyzelerle filan muhabbet ediyim dedim. Hepsi ölücek gibi belli. Bir sürü sıkıntı var. Kendimi en kötüye hazırladım ve sıram gelince içeri girdim. Tam söze giricem doktor senin sigortan yok mu ? dedi. O ne amk. Tamam dedi anladım git aşağı fiş al. Ananızın amı bokunu çıkardılar iyice. Gittim elimde bir kağıt parçasıyla ve muayene parası domalıp geri geldim. Doktor sordu neyin var diye. Bir saat önce vardı ama şuanda yok dedim. Tabi içimden. Sonra anlatttım derdi mi yatırdı beni. Elliyor filan. Alışkın değilim böyle yakınlaşmalara. Ürktüm biraz. Kalk dedi ilaç yazdı. İpnelik sırası bana gelmişti. Doktor bey öğrenci adamım, sigorta yok muayeneye son para mı domaldım bana ilacı size verilen eşantiyonlardan ayarla. Tabi acitasyon yaparak söyledim. Dudak arası “ırıspı çıcıgı” dedi ve komidininden yarım şuruplardan 4 tane, içinde 4 tablet olan haplardan da 4 kutu verdi. Siyah poşete koy bi gören olucak rezil olucaz dedim. Eşantiyon ilaç bize yakışmaz. İlaçları alıp çıktım.

Bundan 10 yıl sonra  tekrar hasta olup yolum düşerse oralara kim bilir ne rezaletler yaşarım amk. Şimdi e-reçete çıktı lan. İlaçları da beleşe getiremem adam takır takır işliyor eczaneden alıyosun. Orospu çocukları bizi düşünen yok hiç.

3 Ocak 2013 Perşembe

murphy kanunları


Murphy Kimdir?

1917 dogumlu Edward A. Murphy Jr. ABD Hava Kuvvetlerinde 1949'da roketler uzerine deney yapan muhendislerden biriydi. Insan uzerine ivmelenmenin etkilerini inceliyordu (USAF proje MX981). Deneylerden biri pilot uzerinde 16 degisik noktaya akselometre takilmasi gerekiyordu. Sensor bir yapistirici ile ancak iki turlu takilabiliyordu ve birisi 16 sensorun tamamini da yanlis takmayi becerdi. Bunun uzerine Murphy, daha sonra kanun olarak
nitelendirilecek ilk soylemlerini bir basin toplantisinda acikladi.
Bir kac ay icinde "Murphy'nin Kanunlari" muhendislik sahasinda calisanlar arasinda yayildi ve 1958'de de nihayet Webster'in sozlugune girdi.


KOTUMSERLIGIN KITABI:


1. EGER KENDINIZI IYI HISSEDIYORSANIZ, UZULMEYIN GECER.

2. HICBIR SEY GORUNDUGU KADAR KOLAY DEGILDIR.

3. HERSEY DUSUNDUGUNUZDEN DAHA UZUN SURER.

4. OGRETMENIN ILGINC BULDUGU BIR KONU, OGRENCIYI SIKAR.

5. NE ZAMAN BIRSEY YAPMAYA KALKISIRSANIZ, MUTLAKA ONCELIKLE YAPMANIZ GEREKEN

BASKA BIRSEY VARDIR.

6. BIRSEYLERiN TERS GIDECEGINDEN ENDISE EDERSENIZ, TERS GIDECEKTIR.

7. KESTIRME YOL, IKI NOKTA ARASINDAKI EN UZUN MESAFEDIR.

8. TENEFFUSTE ZAMAN DERSTEKINDEN DAHA HIZLI AKAR.

9. HATA YAPMA OLASILIGINIZ HER ZAMAN AYNIDIR.

10. ARADIGINIZ BIR SEYI SON BAKTIGINIZ YERDE BULURSUNUZ.

11. BIR SEYI EN UYGUN FIYATA SATIN ALIRKEN, NE KADAR COK UZUN ARASTIRIRSANIZ

ARASTIRIN, SATIN ALDIKTAN SONRA BIR BASKA YERDE DAHA UCUZA SATILDIGINI
KESFEDERSINIZ.

12. PARLAMENTO FAALIYETTE IKEN HIC KIMSENIN YASAMI, OZGURLUGU VE MAL VARLIGI

GUVENDE DEGILDIR.

13. BIR CIHAZI MONTE ETTIKTEN SONRA, MUTLAKA BIRKAC CIVATA ARTAR.

14. DEMIRYOLLARINA BAKARAK TRENIN NEREYE GITTIGINI ASLA BILEMESSINIZ.

15. BANKADAN KREDI ALIRKEN, ONCE IHTIYACINIZ OLMADIGINI ISPATLAMANIZ
GEREKIR.

16. BIR SEYI TAMIR EDERKEN, DUSUNDUGUNUZDEN DAHA UZUN SURER VE DAHA PAHALIYA

MAL OLUR.

17. BEKAR BIRININ (KIZ/ERKEK) ARKADASI YOKSA BIR NEDENI VARDIR.

18. SIZE UYGUN BIRINI BULDUGUNUZDA, YA EVLIDIR YA KIZ (ERKEK) ARKADASI
VARDIR YA DA GAY'DIR.

19. BIR SEYLE FAZLA OYNARSANIZ, ONU BOZARSINIZ.

20. BIR SEYI YERLESTIRiRKEN SIKISIRSA ZORLAYINIZ; KIRILIRSA ZATEN
DEGISTIRMENIZ GEREKIYORDU.

21. BOZULAN BIR EV ALETINI TAMIRCIYE NESININ BOZUK OLDUGUNU GOSTERIRKEN,
MUKEMMEL BIR SEKILDE CALISIR.

22. PIPO, AKILLI BIR ADAMA DUSUNMEK ICIN SURE TANIR FAKAT AKILSIZ ICIN
AGZINA SOKUSTURACAGI BIR SEYDEN IBARETTIR.

23. HERKESIN PEK BIR ISE YARAMAYAN, "NASIL ZENGIN OLUNUR?" FORMULLERI
VARDIR.

24. COPU DISARIYA CIKARMANIZ GEREKTIGINI, KAPICI COPU ALDIKTAN SONRA
HATIRLARSINIZ.

25. BIR TARTISMADA SUPHEYE DUSERSENIZ MIRILDANIN, BASINIZ DERDE GIRERSE
TARTISMAYA BASKANLIK EDIN.

26. BEYIN x GUZELLIK x MEDENI HALI = SABIT'TIR. BU SABIT ISE SIFIR'DIR.

27. HAYATTA GUZEL OLAN HERSEY YA YASAL DEGILDIR YA AHLAKI DEGILDIR YA DA
KILO ALDIRICIDIR.

28. KOLAY KANDIRILANLARIN PARALARININ KENDILERINDE KALMASINI SAGLAMAK
AHLAKEN YANLISTIR.

29. BIR KISININ SIZE KARSI BESLEDIGI SEVGI DUYGUSU, SIZIN ONU NE KADAR
SEVDIGINIZLE TERS ORANTILIDIR.

30. ELDEKI BIR KUS, TEPENIZDEKI BIR KUSTAN DAHA GUVENLIDIR.

31. ASK, KALPTE ACILAN BIR DELIKTIR.

32. IYI KIZLAR (ERKEKLER) IPI SONUNCU OLARAK GOGUSLERLER.

33. PARA, ASKI SATIN ALAMAZ FAKAT SIZI KESINLIKLE IYI BIR PAZARLIK
YAPABILECEK KONUMA GETIRIR.

34. MURPHY'NIN ALTIN KURALI: HER KIMIN ALTINI VARSA KURALLARI O YAPAR.

35. TUNELIN UCUNDAKI ISIK, SIZE DOGRU GELEN BIR TRENIN FARIDIR.

36. BEKARLIK IRSI DEGILDIR.

37. SIZDEN DAHA CILGIN BIRIYLE ARKADAS OLMAYINIZ.

38. GUZELLIK YUZEYSELDIR ANCAK CIRKINLIK KEMIGE KADAR ISLER.

39. HERKESI MEMNUN ETMEYE CALISIRSANIZ, KIMSE BUNDAN HOSLANMAZ.

40. YAPILAN HATALI BIR HESAPTAN BIRDEN FAZLA KISI SORUMLU ISE, HICBIRI HATA
YAPMAMISTIR.

41. SUPHEYE DUSTUGUNUZDE, IKNA EDICI OLMAYA CALISIN.

42. MANTIK, GUVEN ICINDE YANLIS SONUCLARA SISTEMATIK OLARAK ULASMANIZI
SAGLAYAN BIR METODTUR.

43. BIR UZMAN, DAHA AZ BILINEN SEYLERI DAHA COK BILEN VE HICBIRSEY HAKKINDA
TAMAMIYLE HERSEYI BILEN KISIDIR.

44. BIR "KISIYE MASA BOYALI, SAKIN DEGME!" DERSENIZ, SIZE INANMADAN ONCE
MUTLAKA MASAYA DOKUNACAKTIR.

45. ASIK OLDUKLARINDA, AKILLI BIR ADAMLA BUDALA BIR ADAM ARASINDA HIC FARK
YOKTUR.

46. BUTUN BIR DONEM KUSURSUZ CALISAN HESAP MAKINASININ, MATEMATIK SINAVINDA
PILI BITER. (ACIKLAMA: HER IHTIMALE KARSIN, BERABERINIZDE PIL TASIRSANIZ, O
DA BAYAT CIKAR)

47. BEKARLIK ZAMANIN FONKSIYONUDUR, NE ZAMAN BIRINI BULURSANIZ, HEMEN BIR
BASKASI DIKKATINIZI CEKER.

48. BUYUK KESIFLERIN TUMU HATALAR SONUCUNDA OLMUSTUR.

49. TOPLANTI, GUNDEMIN TARTISILDIGI VE SAATLERIN BOSA HARCANDIGI BIR
FAALIYETTIR.

50. YENI SISTEMLER YENI PROBLEMLERI BERABERINDE GETIRIR.

51. BIZ HERHANGI BIR KONUNUN YUZDE BIRININ MILYONDA BIRINI BILE BILMIYORUZ.

52. BIR TASARIM MUHENDISININ TEMEL FONKSIYONU URETICI ICIN ONU IMAL ETMEYI
VE TAMIRCI ICIN TAMIRINI YAPMAYI ZORLASTIRMAKTIR.

53. OKULUN EN ZOR DERSININ SINAVINDA, SINIFIN EN CEKICI (KIZI/ERKEGI)
YANINIZDA OTURMAKLA DIKKATINIZI DAGITIR.

54. BIR SEYI ANLAYAMIYORSANIZ, ICGUDUSEL OLARAK DOGRUDUR.

55. BIR DENEY DOGRU SONUC VERIYORSA, BIR SEYLER TERS GITMISTIR.

56. BIR ERKEGI ELDE TUTMANIN YOLU, ONU BIRAKMAMACASINA SIKICA SARMALAMAKTIR.

57. DENEDIGINIZ HERSEY BASARISIZLIKLA SONUCLANIYORSA, KULLANMA KILAVUZUNA
MURACAAT EDINIZ.

58. TERS GITMESI MUHTEMEL BIR KAC OLASILIK ICINDE EN FAZLA HASAR VEREBILECEK

OLASILIK GERCEKLESIR.

59. PIYANGODA PARA KAZANDIGINIZ GUN, OLUMUNUZE FAZLA KALMAMISTIR.


SABIT KURALLAR:

- Murphy'nin altin kurali: Altini olan kanunu koyar!
- Murphy Felsefesi: Gulumse... Yarin daha kotu olacak.
- Murphy sabiti: Dunyadaki nufus surekli artar ama toplam zeka sabit kalir.

Diger Secmece Kanunlar:

- Herhangi bir seyin olma olasiligi, arzu edilirligiyle ters orantilidir.
- Mumkun olan en kotu kosullar er ya da gec mutlaka ortaya cikar.
- Isler iyiye gitmeden once kotu gider... Islerin iyiye gidebilecegini kim
soyledi?
- Iyi baslayan her sey kotu biter... Kotu baslayan her sey daha da kotu
biter.
- Eger bir deney basarili olmussa, ters giden bir seyler var demektir...
- Herhangi bir bilgide sayilar cok dogru gozukuyorsa bosuna kontrol etmeyin,
yanlistirlar.
- Faturalar elinize alacaklarinizdan iki kat hizli ulasir...
- Iki tur insan vardir: insanlari iki ture ayiranlar ve ayirmayanlar.
- Tikanik trafikte, diger serit her zaman daha hizli akar.
- Yere dusen hersey ulasilmasi en zor koseye yuvarlanir.
- Eger sıkısmışsa zorlayin... Kirilirsa, degistirilmesi gerekiyormuş
demektir.

çok ilginç ölümler


Jake Fen isimli Macar adam, eşini korkutmak için
kendini asmiş pozu verdi... Eve gelen eş kocasını o halde gorünce
bayıldı.. Kapıyı açık gören komşu kadın içeri girince iki cesetle
karşılaştığını sanıp evi soydu. Topladıkları ile çıkarken Jake kadına bir
tekme attı. Cesedin canlandığını sanan kadın korkudan öldü..Jake beraat etti..


New York'ta 5'inci caddede bir adama araç hafifçe
çarptı. Adama birşey olmamistı.. Şoförle konuştu ve kalkacakken
olayı gören biri yanına gelerek, kalkmazsa sigortadan para alabileceğini
söyleyince yeniden aracın önüne yattı. Araç sürücüsü ise adamın
gittiğini düşünerek gaza bastı ve adam öldü..



Bayan Carson Amerika'nin New York kentinde yaşıyordu.. Birgün
eglenmek için cenaze işleri yapan bir şirketle anlastı. Şirket eve telefon etti ve
bayan Carson'un kalp krizi geçirip öldügünü söyledi . Aile hemen koştu. Bu
sırada tabutun içinde yatan bayan Carson birden
dogrulu verdi. Ama kizi oanda kalp krizi geçirip öldü...


Romollo Ribaldo işsizdi. Pisa kentinde oturan 42
yasindaki Italyan bir gün, tabanca ile intihar etmeye
hazırlandı. Eşi onu engellemek için dil döktü.. Sonunda Romolo ağlamaya başladı ve intihardan vazgeçip silahını yere fırlattı. Ateş alan tabancadan
çıkan mermi eşine isabet etti ve eşi öldü.


Beğenmediniz mi? Birde bu ölümsüz ölüme bakın neler
hissedeceksiniz.

Ölümsüz Ceset
Gerçek bir olay

Sibirya'nın köylerinden birinde cenaze mezarlığa
götürülüyormuş.Mısır tarlasının ortasında tabut köylülerin
ellerinden düşüvermiş.Tabutun içindeki ceset düşüp dereye yuvarlanmış.
Akıntı, cesedi dinamitle avlanan balıkçıların yanına sürüklemiş.
Balıkçılar "Acaba adamı dinamitle biz mi öldürdük"
diye endişeye kapılarak cesedi askeri kışlanın tellerine bırakmışlar. Nöbetçi
er, bölgeye birinin yaklaştığını düşünerek cesedi yaylım ateşine
tutmuş. Hemen ambulans çağrılmış. Delik deşik olan ceset hastaneye kaldırılmış.
Operasyon altı saat sürmüş. Ameliyattan çıkan doktor alnından akan
terleri silmiş ve "çok zor oldu ama galiba yaşayacak" demiş.

anlatsam mı ? anlatmasam mı ? son part


Kışlaya geri dönmek hafta sonu izninden sonraki pazartesi sendromu
tekrar yeşil kıyafeti giymek nefret edilen gri lise pantolonu
iznin bitmiş oldugunu bilip bir daha izne gidemeyecek olmak okulda devamsızlığın 19lara dayanması
oooo hoş geldin kelebekler eşliğinde asker arkadaşları tarafından karşılandıktan sonra
ne oldu ne bitti ben sormadan anlattılar zaten
adamlar sıkılıyor ağızları da mahalle karılarıyla kafa kafaya gidiyor haliyle beni direk
ilgilendirdiği için ekşından bahsettiler
adam ben yokken kuzu gibiymiş herkes acayip tırsıyor fırtına öncesi sessizlik diye
ertesi günki içtimaya ekşın geç kaldığı için odasında bekleyemedim
direk içtima alanında karşılaştık sırada iken
emir komuta bölük komutanlarına verildikten sonra spora gidecekler görevi olanlar ayrıldıktan sonra ekşın da koşuya katıldı. benimle hiç konuşmadı. kırıldım amk
-hoş geldim amına çakim demesini beklerdim
kondisyonsuz bir şekilde götümden nefes alarak koşuyu tamamladıktan sonra her uzun koşudan sonra oldugu gibi askeri futbol sahasında ekşın bacaklarımız kasılmasın hafif tempo yürütüyordu bizi
-göbeklisiniz amına çakim mekik çekelim askerde yatmış demesinler dedi
dinlenmeli 60 ar mekikten sırasında bile benimle konuşmadı ki
bana karşı tavırlı oldugu belliydi
spor sonrası duştan sonra belli oldu herşey
duşu alıp gerekli yazı işlerini takip ettikten sonrakelebek gel amına çakim dedi
-emredin komutanım dedim koşarak yanına
-amına çakim ben emretmiyorum artık çünkü sikine takmıyorsun beni dedi
-emredin komutanım dedim anlamamış ses tonu ile
-ben sana git parayı al demedim mi neden almadın amına çakim dedi
durumu anlattım otobüs param kalmadı gidemedim. sonra da babam gönderdi zaten diye
-o zaman bana neden bilgi vermiyorsun amına çakim komutandan bir sürü fırça yedim neden gelmiyor diye dedi
bişey diyemedim.
-zaten 10 gündür yoksun amına çakim dedi
beyler bu on gündür yoksun lafı çok tehlikeli bir laftı
adamın sanki karısıyım hamileliğimden dolayı beni sikemiyor ve adeta sikmek için lohusanın bitmesini bekliyor o derece azmış bakıyordu bana
-cezanı da buldum amına çakim dedi
-emredin komutanım dedim
bu defa amerikalıların fuck you anlamında kaldırdıkları orta parmağıyla gel gel yaptı bende onu takip ettim
iç bahçeye gittik
kabaca hesaplayıp beni iç bahçenin ortasında bıraktı
bu arada diğer askerlerden de iç bahçede olanlar vardı
kendisi de karşısında bir banka geçip
-amına çakim kelebek senin seni sikmekten bıktın artık farklı fantaziler arıyorum. şimdi biraz kendini parmakla sana bakarak masturbasyon yapacam dedi
ben anladım ne demek istediğini ama yine de sordum
-emredin komutanım diye
-kendine emret amına çakim komut ver sonra yerine getir dedi
diğer askerlerde bana bakıyor çıkacak muhtemel eğlencenin onlarda farkında
hepsi reserve aldı amk bana bakıyorlar
ben başladım
sağa dön diyorum sağa dönüyorum
sola dön diyorum sola
bilmem kaç adım ileri marş diyorum ilerliyorum
-hangi komutu yerine getireceğin bizim için sürpriz olmasın amına çakim arkadaşım yüksek sesle söyle biz de duyalım dedi ki
zaten öküz gibi böğürerek veriyordum komutları
daha yüksek sesle vererek devam ettim basit komutlara
-amına çakim ekşın kat şu olaya yat sürün bi boklar ye sikim bile kalkmadı daha dedi
askerler karnını tutuyor amk sessiz gülecez diye
tamam amk dedim madem ekşın eğlenmek istiyor askerlerde eğlenceye hazır o zaman başlasın gırgır diye
ard arda seri komutlar vermeye başladım
yat deyip nizami bir şekilde yattım
sürün deyip nizami süründüm

şınav vaziyeti alıp şınav çektim
bunları yaparken ekşın devam etti makaraya
-biraz hareketlenme var amına çakim hadi az kaldı orgazma dedi
askerin birisi gülmeyi abartınca
-amına çakim arkadaşım sen tiyatroyu yatarak izle dedi
bu sırada diğer komutanlarda ekşının benimle makara yaptığını bildiği bir tane üstteğmen de iç bahçeye indi
yanına yaklaşıp durumu sordu gülerek
-üsteğmenim fazla yaklaşma boşalmak üzereyim dedi
millet kırılıyor amk gülmekten
kendi kendime verdiğim komut
-istirahat et oldu
hiç birşey olmamış gibi olduğum yere oturdum resmen dinleniyorum
ekşın bana bakıyor garip garip
amk sanki por no izliyordu da elektrikler kesildi o derece eli sikinde kaldı adamın
onun fantazilerine kurban gitmemek için kendimi parmaklamaya devam ettim onun tabiriyle
resmen kendi kendimi perişan ettim yat kalk sürünlerle
imdadıma öğle yemeği yetişti
ekşın hiç bir askerin aç kalmasına dayanamazdı ve hayatta açlık cezası vermezdi bundan bende faydalandım
ama yemek sonrası içtimadan sonra beni balkondan görebileceği bir yerde konuşlandırdı ve akşam içtimasına kadar aynısını yapmaya devam ettim
arasıra pencereden bakıp makarasını yaptı
-amına çakim arkadaşım kusura bakma müziğin sesini kısma buttonu bozulmuş seni duyamıyorum biraz daha yüksek sesle komutlar ver
-sadece komut verip komutları yerine getirmediğini farkedersem bunun cezasını da düşündüm amına çakim
-amına çakim arkadaşım özlemişim seninle sevişmeyi tarzında makaralarını yaptı
akşam olmak üzereyken artık sesim kısıldı hiç çıkmaz oldu resmen
her askerin yanında mutlaka kalem ve kagıt olur
bende madem sikiliyorum zevk alayım amk mantigı ile
kalem ve kagıdı çıkarıp komutu yazıyorum sonra komutu yerine getiriyorum
komutu yerine getirdikten sonra tekrar yazıyorum tekrar yerine getiriyorum
sessizliği farkeden ekşının pencerede oldugunu göz ucu ile farkedince aynısı yapmaya devam ettim
onun tepkisini beklemek için
taa aşşagı yanıma kadar geldi
-amına çakim arkadaşım dedi ama gülüyor elimden kagıdı aldı baktı harbiden komutları yazmışım
-emredin komutanım diyemedim ses çıkmadı
kalemle tekrar bir kagıda emredin komutanım yazıp verdim
-gel amına çakim dedi
odasına gitti bende arkasından
sıcak bir çay getirtti bana odasında onu içirtti
-aniden başlayan baş ağrın olarak varsayıyorum bunu kelebek daha doruklarına ulaşamadık seksin dedi
tam kalemi aldım bişey yazcaktım
-tamam amına çakim emredersin diyeceksin gerek yok dedi
ben başımı yana kayırdım hayır o değildi aslında iması ile hafiften gülüseyerek
beni koğuşa gönderdi
nöbetçi çavuşada akşam ve gece içtimalarından muaf tutulmamı söyledi
bende öküz gibi biraz uzandıktan sonra
ebruyu aradım nasıl ne yapıyor diye
-özledim dedim
-ne çabuk dedi
-kapatıp sende özleyince arayayım istersen dedim
-benim özlemediğimi nerden biliyorsun dedi
-yanlış tahmin denemesi ve yanılma diyelim dedim
-yok yanılmamışsın özlemedim ki dedi gülerek
-bende başkasını özlemiştim zaten dedim
-yalan söyleme kelebek dedi
-tamam emredersin dedim
-komutan mıyım bana emredersin diyorsun dedi
-emir alınca emredersin demeye alışmışım pardon dedim
-beni sev o zaman dedi
-emredersin dedim
-beni hiç bırakma dedi
-emredersin dedim
-benden başkasını sevme dedi
-emredersin dedim
-bu emirleri yerine getirmezsen peki dedi
-sen komutları düzgün verdiysen getiririm dedim
-başkasını seversen kalbimin şehidi ederim seni haberin olsun dedi
-aşk sağolsun dedim
-aşk maşk sağolmasın kelebek beni bırakma dedi
-tamam emredersin dedim
-senin bana bir emrin var mı dedi
-yerine getirecek misin dedim
-elimden geldiğince dedi
-elinden geleceğini bildiğim bir emir zaten dedim
-emret o zaman dedi
-hiç bir zaman yalan söyleme dedim
-tamam kolaymış emredersiniz çavuşum dedi
-ne yapıyorsun nasılsın dedim
-portakal suyu içiyorum dedi gülerek
üç beş dalgasını daha geçti
seviyorumlar sensiz yapamamlar ve kapattık telefonu
ekşın ertesi gün
bu hikayenin başlığına ilham veren makarasını yaptı benimle
odasına çağırdı
-amına çakim arkadaşım affetsem mi deyip bana baktı
-tamam amına çakim affettim gidebilirsin dedi
tam kapıdan çıkarken baş selamı vereceğim sırada
-amına çakim affetmesem mi deyip
-yat amına çakim sinirim geçmemiş dedi
sonra yine affetsem mi deyip gidebilirsin
affetmesem mi deyip sürünme şınav yatma gibi cezaları yaptırdı
en az 30 kere yaptı bunu
en sonunda
-amına çakim sikime en güzel sen görünüyorsun şu an kışlada ilgiyi üzerinden çekmen lazım. dedi
-evet komutanım başka bir olay da olmamış zaten ben yokken dedim
-sana sadık kaldım amına çakim kimseyle uğraşmadım seni aldatmamak için dedi
ne denir şimdi amk sağol mu desem bilemedim
bu konuşmadan sonra gidebilirsin dedi
tam yine gidecektim
pis pis gülerek
-affetmesem miiii dedi ben yine bir komut beklerken
-tamam amına çakim gidebilirsin dedi
gidebilirsin de nereye gidicen görev yerim kapısının önü adamın
ben aşşagı kaçıp kantinden çay aldım
ekşın ekşın peşinde koşmaya devam etti
sürpriz baskınlarıyla
benimle içki içmekten yakalanan birisi izne çıktı
izini hastane raporu göndererek uzattı
diğer mahkemeye kadar mahkemeye gelmedi
askerin birisi
savunmasını baskı altında yaptıgını söyledi
hakim onun tekrar savunmasını istedi derken karar yine 45 gün göte geldi
bölüğe dönüp durumu anlattığımızda
bölük astsubayı siz cezayı sivilde yatarsınız yetişmez evraklarınız dedi
savunmamı baskı altında yaptım diye bizim bölükten olmadığı için bizde sorun yaşanmadı
askerlikte günler azaldı
artık en üst tertip olduk
ebru ile kalan günleri saymaya başladık
plakalara doğru yaklaşırken
hayal dünyamızı da genişletip
ne yaparız ne ederiz nasıl yaparız diye planlar kurmaya başladık
ebru son sınavlarına ve hazırlaması gereken ota boka tüm zamanını ayırıyordu
nerdeyse hiç dışarı bile çıkmıyordu okulu uzatmamak için
benim elimde bir koz vardı
bana verdiği yalan söylememe kozu
istediğim soruyu sorup dogru cevabını alabilirdim diger erkekler hakkında
ama herhangi boktan bir durum için zaten geçmeyen askerliğin son dönemleri için
ektra bir üzüntü ve gereksiz tartışmalar yaşamak istemediğimden dolayı hiç sormadım
hoş kimin yalan söyleyip söylemediğini tam olarak bilmek de uçabilmek kadar büyük yetenek insanlık adına
zaten şüpheci milletiz amk
gözlerine bakıp seni seviyorum diyene bile hassiktir gerçekten mi lan diye sorasımız geliyor
sanki sorsan da gerçekten dese tüm yalan ihtimalleri ortadan kalkacak
ebruyla çok sık telefon görüşmeleri yaptık son günlerde askerliğin
hep alanyada buluşunca yapacağımız şeylerden
onun okulundan
askerliğin son günlerinden
anaların babaların sıhhatlerinden
ikimizden
aşktan konuştuk
son günlerde en üst tertip olmanın yavşaklığı vardı üzerimizde
yeni gelen askerlere acıyarak bakmaya başladık bizim de ilk geldiğimiz günleri hatırlayarak
sürekli birbirimizle laf makaraları yaptık
mahkeme bizim için kararı verdi
25 gün hapis cezası çavuş olduğum için arttırılarak 26 gün oldu benimki
ama askeriyede yatamayacaktık böylece askerlik uzamayacaktı
sivilde çekecektik cezamızı
ekşın benim gideceğimi ve en üst tertip olduğumu anladığı için
bana karşı daha arkadaş gibi davranmaya başlaması ile birlikte
baba tavsiyelerini de eksik etmedi
kendine has tarzı ile bana tavsiyeler verdi
hatırladığım kadarıyla anlattığı bir hikaye vardı
-amına çakim arkadaşım çok eski zamanlarda fakir bir genç dolaşırken
bir kese dolusu altın bulmuş
günlerce sahibini aramış
içini açıp bakmamış bile ne var diye
uzun uğraşlar sonucu sahibini bulmuş
kesesi sağ salim alan adam çok teşekkür ederek içinde 1000 altın bulunan keseden
10 tanesini gence vermiş
yıllar geçmiş çocuk bir kıza aşık olmuş
kızın babası olmadığı için
kızı amacasından istemişler
kızın da gönlü olduğu için kabul edilmiş herşey
çocuk kızı çeyizleri ile birlikte kendi köyüne deve ile götürürken
devenin sendelemesi sonucu kızın çeyizleri etrafa saçılmış
çeyizlerin içinde olan bir kese altın da yere saçılmış
çocuk bu ne dedim altınlar için
bu bana babamın hediyesi yıllarca bunu benim için biriktirmiş
bir gün kaybetmiş ve bulan gence 10 tanesini vermiş 990 tane altın var onda demiş
amına çakim arkadaşım sende hakettiğimi mutlaka zamanla bulacaksın dedi
ben hikayeyi düşünürkenamına çakim kelebek çok küfür ettin mi bana dedi
-hayır komutanım dedim
-salakmışsın amına çakim sen aynısını bana yapsan ben küfrederdim dedi. gülerek
-ben size sizin bana yaptığınız iyilikleri yapsaydım bana nasıl teşekkür ederdiniz komutanım dedim
-teşekkür edilecek bişey yapmadım amına çakim dedi
-o zaman komutanlık görevinizi yaptığınız için teşekkür ederim dedim
-bişey değil amına çakim dedi
-teskereni ben vermek isterdim amına çakim ama izne çıkıcam burda olmayacağım dedi
-ne zaman çıkacaksınız komutanım dedim
-aslında pazartesi ama cumadan sonra yokum iki gün ekstra izin olacak takvimi kandırdım amına çakim dedi
yani bir günüm vardı
daha sonra istesemde sivil olarak bile o kışlaya giremezdim artık
bizim devrelerde bayram sevinci oluştu
ekşın izne gideceği için
aslında tüm taburda oluştu
herkes onu severdi ama ne yapacağı belli olmadığı için aynı zamanda korkarlardı da
bense hiç sevinemedim
bir asker arkadaşında bulamadıklarımı buldum onda
en azından samimiydi
kimsenin arkasından konuşmuyor
ne düşünüyorsa onu direk söyleyebiliyordu
-amına çakim kelebek gitmeden önce bir sürpriz yapmak istiyorum. bunlar ben yokken çoşar şimdi amına çakim gelince bunların derdiyle uğraşmaktan
tatilde dinlendiğimi unuturum dedi
-siz nasıl emredersiniz komutanım dedim ama final ekşının ne olduğunu bilmiyordum
bence çok zeki bir komutandı
tatil dönüşü birikmiş sorunlarla uğraşacağını bildiği için
bu duruma önlem almak adına kendine perşembe gecesi nöbet yazdırttı
askerlere gözdağı verecekti
akşam yemeğinde içtimalarda
sadece askerleri gözetledi
kimseye karışmadı
gezindi durdu
bende peşinden gittim hepgece içtimasını aldıktan sonra normalde uzanıp biraz dinlenmesi için odasına götürdüğümüz yatağı istemedi
bizim yattığımız koğuşta boşta olan bir yatağın çarşaflarını değiştirtip
oraya yatacağını söyledi
haliyle kimse o koğuşta yatmak istemedi
üstünü değiştirip eşofmanlarla koğuşa geldi
çoğu kişi uyuyor numarası yapıyordu
taki patlattığı espiriye kadar
-amınıza çakim arkadaşlar eğer osuran olursa bütün koğuşu ayağa kaldırır
aynı osuruk kokusunu buluncaya kadar herkesi osurtuncaya kadar sikerim ona göre.
osurmak isterseniz dışarı çıkın amına çakim arkadaşım dedi
miller krizlere girdi gülmekten böylece koğuşun çoğunun uyumuyor olduğu da bellli oldu
-amına çakim kelebek nerdesin dedi ekşın
-emredin komutanım dedim
-öğlen yemeğinde ne yedi bu askerler dedi
kuru fasulye değildi ama
-kuru fasülye komutanım dedim
-vay amına çakim depocu burda mı bana bir gaz maskesi getirsin dedi
gırgır devam ederken bir kişinin ayağının koktuğunu hissetti
tüm koğuşu kaldırıp ayak yıkamaya gönderdi
millet ayak yıkamadan dönünceye kadar o da hafiften kendinden geçip uykuya başlamıştı
ben içeri girenleri sessiz olmaları konusunda uyarırken
duyduğu bir kaç ses sonrasında
-amına çakim gözlerim kapalı ama sikim kalkık haberiniz olsun yatın amına çakim dedi
tık ses çıkmadan kimseden sabah oldu
ben sabah kalkınca koğuş kalk diyerek ekşını da uyandırırım aynı ses ile diye düşünüyordum ama
adam komutan amk benden önce kalkmış hazırlanmış bile
ekşınla olan son günümde
gün içerisinde bana teşekkür etti herşey için
bende ona teşekkür ettim
akşam içtimasına kadar bekledi lojman servisini kaçırma pahasına
sırf askerlere şu hikayeyi anlatabilmek için
iyi dinleyin arkadaşlar dedi. amına çakimsiz
zamanın birisinde bir kadınla bir erkek birbirini çok sevmiş amına çakim
gel zaman git zaman evlenmişler
adamın annesi de onlarla yaşamak zorunda kalmış
zamanla gelin kaynana kavgası bunların arasında da başlamış
aralarındaki anlaşamamazlık nefrete dönüşmeye başlamış
kadın kocasını çok seviyormuş
onsuz yaşayamayacağını biliyormuş bu yüzden kocasına gidip
bir çare istemiş
adam bir yanda can veren anası bir yanda canını vereceği olunca ne yapacağını bilememiş
doğal olarak bir çözümde bulamamış
bulacağı çözümde bir tanesinin kalbini kırmak gerekiyormuş çünkü
kadın çözüm bulup sadece kocası ile mutlu bir hayat yaşamak istediği için çözümü bulmaya kararlıymış
ne yapsam ne etsem derken bakmış çözüm yok
kayın validesini öldürmeye karar vermiş
bu yüzden iksirler hazırlayan bir ermiş in yanına gitmiş
durumu anlatmış ne yapabilirim diye de sormuş
ermiş kişi.. sana bir zehir vereceğim
bunu kayın validenin yemeğinin içine hergün damlatacaksın
3 ay sonra ölür
yalnız bu süre zarfında kayınvalidene iyi davran ki kimse senden şüphelenmesin demiş
kadın zehiri alıp
yemeğin içine atmaya başlamış
yedirebilmek içinde
kayın validenin sevdiği yemeklerden yapmaya başlamış
eve gelen misafirler ve komşular şüphelenmesin diye de bir dediğini iki etmemiş kayın validenin
bu durum kayın validenin hoşuna gitmeye başlamış
gördüğü ilgi ve alakayı karşılıksız bırakmamış
o da gelinine iyi davranmaya başlamış

yedirebilmek içinde
kayın validenin sevdiği yemeklerden yapmaya başlamış
eve gelen misafirler ve komşular şüphelenmesin diye de bir dediğini iki etmemiş kayın validenin
bu durum kayın validenin hoşuna gitmeye başlamış
gördüğü ilgi ve alakayı karşılıksız bırakmamış
o da gelinine iyi davranmaya başlamış
o ona iyi o ona iyi olunca nerdeyse panpa olmaya başlamışlar
ama bu olaylar iki ay sonra olmaya başlamış
kadın her gün zehiri attığı için pişman olmuş ve ermiş kişinin yanına koşmuş
bana lütfen bir panzehir ver ben artık onu öldürmek istemiyorum çok iyi birisiymiş aslında demiş
ermiş kişi
aynı şişeden bir tane daha uzatmış
al bunu kullanmaya devam et
bu zehir değil yaşlıların bünyesini güçlendirici birşeydi zaten demiş..(anlattığı iki hikayede anonimdir)
amına çakim anladınız mı arkadaşlar dedi
çoğu kişi gibi bende anladığımı belirttim
-kısacası beni nasıl sikerseniz bende sizi öyle sikerim..her gece o koğuşta ben yatıyormuşum gibi davranacaksınız anlaşıldı mı amına çakim dedi
-emredersiniz dedik hep bir ağızdan
-zaten kelebek askerliği bitirdiyse hepiniz bitirirsiniz amına çakim diye de bana yine takıldı
yokluğunda teskere alacakların hepsi ile tek tek vedalaştı
benimle vedalaşırken gözlerim doldu
o güldü ama
gülmek istemediği belliydi
bir senemi peşinde koşarak harcadığım bir insandan ayrılacaktım
üç günlük basit bir orospudan bile ayrılırken için burkuluyorken insanın
adam gibi adamdan ayrılmak futbolu jübile ile bırakmak kadar acı vericiydi
ben arkasından odasına kadar takip ettim
odasından çantasını alıp
peşinden tabur sınırına kadar onunla yürüdüm
-ben taşırım amına çakim desede vermedim el çantasını
-tamam amına çakim gelme başka sana başarılar dilerim sivil hayatında dedi..
elini çantaya uzattı ben çantayı vermek için bir hamle bile yapmadım
galiba bir kez daha sarılmak istiyordum gözlerim harbiden dolmuştu
bir kez daha amına çakim dese diye bekledim
-allah gerçek sevdiğine veda etmek zorunda bırakmasın kelebek dedi. amına çakim yoktu arkadaşım yoktu. asker arkadaşımmış gibi
benim için duasını etti ve gitti
ben sağol bile diyemedim
geri kalan günler yatış şeklinde geçerken
sağduyulu askerler yanlış yapmaya çalışan askerleri uyardı
sevinç ve heyecan doruk noktaya çıkmıştı
birazdan tüm sezonun mücadelesi bitecek ama kupa yerine bir kağıt vereceklerdi elimize
15 ay bitmek üzereydi
osuruktan asker arkadaşı olduğunu sananlara sahte telefon numarası
ve sahte adresler verdim
alanyaya gelecem mutlaka seni görecem
tatil için gelsem bana yardımcı olurmusun diye soranlara
olmam arkadaşım kusura bakma dedim
ne gerek var amk fazla fazla yalana
askerlikte alışamadım sana neden sivilde de bir şans vereyim ki
ankara izmir konya yurdum köşelerine işim düşerse mutlaka ara diyenleri de samimi bulmadığım ve sadece lafta kalacağını bildiğim için sikime takmadım
ekşına giderken bir mektup yazdım
içinde bol bol teşekkür olan
ve başarılar dileklerimin bulunduğu
diğer komutanlarımla da vedalaştıktan sonra
sabah içtimasında bölükteki arkadaşlarla vedalaştıktan sonra
nizamiyeden dışarı adım attığımda ilk dediğim şey
vay amk bitti lan askerlik oldu
sabiha gökçen ordan antalya ordan alanyaya geçtim
aslında direk ankaraya gitmek isterdim
ama ebru ile o konuda konuşmuştuk
yogun sınavları sebebi ile ben onun sınavları bitirmesini bekleyecektim
alanyaya gelip
bir kaç el öpme
geçmiş olsuna a gelenlerden sonra tek yaptığım şey
mal mal etrafta dolaşıp sivile adepte olmaya çalışmak oldu
askerlik bitmişti ama benim adam edip edemediği tamamen muammaydı
ebrunun son sınav günü ebrunun babası ile ankaraya gittik
yol boyunca benim askerlikten konuştuk babası ile
aynı zamanda bana ne zaman işe başlayacağımı sordu
bende biraz dinlenmek istediğimi söyledim
anlayışla karşıladı ve her zaman beklerim diye de belirtti
yurdun önüne parkettiğimizde gördüm ebruyu uzun zaman sonra ilk defa
karşımda okulu bitirmiş bir sevgili
karşısında askerliği bitirmiş bir sevgili vardı
ayrı kalmak zorunda olmayan iki sevgili vardı artık
önce babası ile sarılmasına müsade ettim
sonra bana doğru yürümesini bekledim
-merhaba mimar hanım dedim
-merhaba teskerelim dedi
okul yoktu askerlik yoktu
artık bizi ne ayırabilirdi ki
babası sebebi ile ahım şahım bir sarılmadık
ebru yurttaki eşyalarının çoğunu arkadaşlarına bıraktı
diğerlerini arabaya aldık
ankarada bir yemek sonrası alanyaya doğru yola çıktık
ebru sınav için geç yatıp erken kalkmasından dolayı
arabada uyuya kaldı
bende bu sırada artık evlenme teklifi etmeliyim diye düşündüğüm için planlar yapıyordum
planlarıma arasıra ebrunun babasının sorduğu sorular sebebi ile ara versemde alanyaya kadar devam ettim
ama hiç bir plan hoşuma gitmedi şöyle düzgün bir evlenme teklifi yapmam lazımdı
ama doğru zamanda yapmak daha da önemliydi
ebru arasıra uyansada alanyaya kadar randuman alamadık ondan yorgun olduğu için
onlar beni eve bıraktıktan sonra
ebrunun beni aramasını bekledim
bu sırada hala düşünüyordum nasıl bir evlenme teklifi yapabilirim diye
ebru kendine gelince evden beni aradı
nasılsın yorgunluğun geçti mi muhabbetinden sonra
aynı gece buluşmaya karar verdik
saat 12 yi geçtiği ve konuşabilmek için en mantıklı yer sahil olduğu için sahilde buluştuk
ilk birbirimiz tekrar görme anında
gülümser bir öpüşme ve sarılma kombosunu yaptıktan sonra
-sana telefonunu getirdim dedi(bana hediye aldığı ve askere gitmem sebebi ile onda kalan telefon)
aldığımız bir kaç meyve ve içecekle sahilde oturduk
bende fazldan bir heyecan vardı çünkü benim kafam evlilik tekflifindeydi
zaten sıkıntılı dönem geçmiş artık sevdiğimle sürekli beraber olabilme heyecanı da vardı
bunlara ilave olarak onun elini tutabilme
başını omzuma koyduğunda ona sarılabilme mutluluğu
sevdiğin kişinin seni de seviyor olduğunu bilme zevki vardı
sahilde otururken sessiz kaldık bir süre
aslında konuşulması gereken çok şey vardı
ama sorun nasıl lafa girileceğiydi
kimse lafa giremedi sustuk kaldık
ben ebruyu iki bacagım arasına almış
yere oturur haldeyken başını göğsüme yaslamış
bende onu kollarımla sarmış haldeydim
yüzümüz sahile dönük
ellerimiz birbirini ısıtır haldeydi
dudaklarımı arasıra onun saçlarından kurtarıp denk gelen yere öpücükler konduruyordum
arasıra özlemin baskısı ile karnını ağrıtacak kadar sarılıyordum ona
ellerimin ellerini tutmaktan terlemesine hiç aldırış etmiyordum
yanımda duran meyveden arasıra ebrunun ağzına tıkıyordum ama
çoğunu da ben yiyordum
saçlarını ellerimle okşadım
kulağının arkasından dökülen saçlarını bıkmadan usanmadan tekrar kulağının arkasına taktım
-ebru dedim
harfsiz bir şekilde evet anlamında midesinden konuştu
-ebru dedim
bana döndü sadece baktı
ben ona yaklaşıp öpünce
tüm vücudu ile bana döndü
o da beni benim istediğim şekilde öptü
-gidelim mi dedim
-nereye dedi
-bizim eve dedim
ses çıkarmadan ayağa kalktı
taksiye binip bizim eve gittik
sessizce benim odaya girdik
sabaha karşı 5 gibi onu evine bıraktım
herşey çok sadeydi
beklenen heyecan yok gibiydi
yada gizli tutuluyordu heyecanlar
-bana mesaj at kalkınca dedi
anlaştık
ben eve dönüp yattım
kafam karışık gibiydi
gibisi ne amk resmen karışıktı işte
herşey basitleşmiş gibiydi ona göre
sadece yapmamız gerekenleri mecburi bir şekilde yapıyor gibiydik
zoraki sevgililer gibi olmuştuk amk
ama ona olan sevgimden ve aşkımdan hiç şüphem yoktu
ben onu o kadar çok seviyordum ki aslında benim ne düşündüğüm değil onun ne düşündüğü benim için daha önemliydi
eğer o da benim gibi heyecanın gittiğini düşünürse işler boka sarabilir araya bir sogukluk girebilirdi
işin garip tarafı o kadar ayrı geçen yıldan sonra çekilen askerlik okul aradaki km den sonra
buluşmanın daha ikinci gününde herşey normalmiş gibi davranabilmekti
ben ise evlilik hayali kuruyordum
ama bu şekilde onun gözünde sıradan bir sevgili gibi hissettim kendimi
iyice emin olabilmek için bir kaç buluşmanın daha gerçekleşmesine karar verdim
mesajı attım
-aşkım nerdesin çok özledim buluşalım. gibi klasik liseli moduyla
-evdeyim nereye geleyim dedi
bir kafede karar kıldık
kafe öncesi evinden aldım
kafeye giderken elinden tutmak istedim
-sıcak kelebek dedi
-peki dedim
sonra dayanamadı yanlış anladım sandı herhalde kendisi tuttu elimi
-sıcak ebru dedim. gülümseyerek
-pislik dedi.ama bırakmadı elimi
cafeye oturduk
aldığımız kararlar bir süre ben çalışmayacağım
onunla zaman geçireceğim
planları yaptık
aspendosa gideriz olimposa gideriz.
dimçayına pikniğe gideriz
şelalelere gideriz
raftinge gideriz
bir süre plan
ben hepsine tamam eyvallah gideriz dedim de
para lazımdı gençlercafedeki buluşma sonrası ebru o gece için annesine söz verdiğini ve bu gece buluşamayacağımızı söyledi
anlayışla karşıladım
o gece buluşmadık mesajlaşmalarda da
ne yapıyon ne ediyon geyiğini yaptık
gece telefonla aramamda ertesi gün arkadaşlarına söz verdiğini istersem benim de gelebileceğimi fakat sadece kızların olacağını söyledi
ona da eyvallah dedim
ben bu süre zarfında akrabalardan
param olmadığı gerekçesi ile geri vermek üzere borç paralar istedim
kardeşimden amcamlarımdan eski iş arkadaşımın birinden babamdan borçlar alıp
ebru ile geçirilecek güzel zamanlarda harcamak üzere cebime koydum
bir şekilde evlenme teklifi etmem konusunda net kararı veremiyordum
çünkü kendime baktığımda cebinde hiç parası olmayan
henüz bir işi bile olmayan
otele dönüp çalışsam 12 lerden önce karım olacak kişiyle beraber olamayacak olan birisiydim
böyle bir durumdayken
ebrunun karşısına çıkıp benimle evlenir misin desem
biraz hayalci
gerçekleri tam olarak göremeyen
duygu esiri bir teklif olarak görülebilirdi ebru için
bu durum ertelememe sebeb oluyordu ki
aslına bakarsanız ona teklif ederken alabileceğim bir tek taş parası bile yoktu cebimde
ebru arkadaşları ile buluşması sonrası
benimle buluşmak istedi
yanına gittim
sarhoş değildi içmemişti pek
ikimizin yerine gittik iskeledeki
ikişer birayla
ben doruktaydım beyler
tanışma hoşlanma ilk el tutma sarılma öpüşme sevme derken hayatımı onunla birleştirmeye hazır hale gelmiştim
bi şekilde ona belli etmem gerekiyordu bu durumu
-eee ebru ne olacak böyle halimiz dedim
-ne varmış halimizde dedi
-mutlu musun dedim
-evet çok mutluyum dedi
o sormadan ben söyledim
-bende çok mutluyum dedim
-eskisi kadar mutlu musun dedi
-eskiden bahsederken tarih versen dedim
-ilk tanışmamızdaki heyecanın var mı hala dedi
parmaklarımı açarak bir elimi öne doğru uzattım ve biraz titriyor numarası yaparak
-alkolden değilse hala heyecanlıyım bak dedim gülümseyerek
o sustu
derin bir iç çekti
o da elini uzattı ama alanya kalesi yıkılsa bile sarsıntıdan etkilenmeyecek kadar dümdüz duruyordu eli
mesaj açık ve netti
ben artık heyecanlanmıyorum
içime düşen korkudan dolayı fazlasını duymak istemedim
bu konulara girip heyecanım bitti kelebek demesinden korktuğum için kendimce espri yaptım
-şundan bir kaç fırt daha çek belki titrer ellerin dedim
-beni ne kadar seviyorsun kelebek dedi
bu soruyu sorma amacı benim kafamda
kelebek ben aslında ayrılmak istiyorum ama senin beni çok sevmenden dolayı ayrılırsak üzüleceğini bildiğim için sana katlanıyorum gibi geldi
-ölümden daha çok ,seninle olmak ve sensizlik arasındaki tüm karşılaşmaların sensizlik lehine sonuçlanmasından korkacak çok seviyorum dedim
sarıldı bana
kelebeğiim dedi
deliiiiim dedi
aşkııım dedibense yere düşmüş bir çocuk gibiydim bir kişi bana bakıp ah yavrum ne oldu dese ağlayacak kadar çaresiz ve hazırdım ağlamaya
tek duam yere düştüğümü kimse görmesin kendi kendime ayağa kalkıp hiç birşey yokmuş gibi devam edeyim di
-olur mu sence dedi
-ne olur mu dedim
-biz ikimiz dedi
-bi saniye soruyorum hemen dedim
olur diyor kalbim..ama şüpheci mantığımın cevabını vermek istemiyorum diye ekledim
-kalbin neye olur diyor kelebek dedi
ağzımı yüzümü sikeyim ki
-senden gelecek herşeye olur diyor ebrum dedim
-herşeye mi dedi
-evet herşeye dedim
-ya ayrılalım dersem dedi
derin bir sessizlik aldı beni
suratımda fatih terimin saçma sapan surat mimiklerinden oluştu
ne yapacağımı ne diyeceğimi bilemedim
onun suratına bakamadım
çünkü yüzünde eğer varsa ayrılalım gerçekten kelebek ciddiyetini görmek istemiyordum
aşk penaltıyı işaret etti
kaleci ben golcü ayrılık
kalbim sessiz
beynim hangi köşeye yatayım derdinde
gözlerim kapalı şu gelirken
uzanan bir el ve gönlümün tek taraftarı ebrunun tamam şakaydı demesiyle
topun auta gittiğini anlayabildim
bana bir daha böyle şaka yapma dememle ona sarılmam arasına sadece saniyeler girdi
bi kaç sıyrıkla atlattığım kazadan
birinin tamam geçti bişeyin yok demesini beklercesine sessiz kaldım
-benimle evlilik hayalleri kurduğunu hatırlıyor musun dedi
-evet ebru dedim
-şimdi bana dürüstçe cevap ver. sence hayalde mi kalır sadece dedi
-cevabı sende bu sorunun dedim
-istiyor musun dedi
-evet dedim
vay amk resmen o bana teklif etti.
biraz düşünmem lazım diye makara mı yapsamıydım diye düşündüm kendi kendime
-bir şartla kelebek dedi
-yapabileceğim bişey mi dedim
-daha önce yaptığın bişey dedi
-o zaman sorun olmaz emret dedim..
bana kimse hayatımda bu kadar boktan bir teklif yapmamıştı.
-en baştan başlayalım kelebek dedi
aptal bir şekilde baktım.ne diyon amk gibisinden
-en baştan hiç tanımadığım birisi olarak başlayıp.. arkadaşım sevgilim ve sonrada kocam olmanı istiyorum dedi
bu nasıl bir evlenme teklidir amk
yüzüğü parmağıma götümden sokuyor
ben birinci tepki olarak direkt
-olmaz dedim
-bir düşün bence dedi
-neyin peşindesin anlamadım ki dedim
-bende bilmiyorum neyin peşinde olduğumu ama istediğim bu dedi
-ne istiyorsun dedim
-ya anlamıyor musun dedi
-hayır hiç birşey anlamadım dedim
-senin anlayacağın şekilde anlatayım en baştan tanışacağız numaramı alacaksın dedi
lafını keserek
-var bende numaran zaten dedim
-dur dinle önce dedi
-yani peşinde koşayım sana asılayım numaranı alayım tekrar zamanla benden hoşlanmanı sağlayayım elini tutayım sarılayım öpeyim kendime tekrar aşık edeyim
ve sonrada evlenelim mi diyorsun dedim
-evet kısmen dedi
-ben bunları yaparken sen ne yapacaksın peki dedim
bişey diyemedi
-kabul etmiyorum dedim
-neden dediyıllardır bekliyorum seninle beraber olabilmeyi tam beraber olduk derken sen oyun peşindesin.ne gerek var tutuyorum zaten elini seni seviyorum zaten
birden durdum konuşmayı bıraktım biraz düşündükten sonra
-anladım tamam sen beni sevmiyorsun artık. bunu bana bu şekilde söylemene gerek yoktu. istemiyorsan açıkça söyleyebilirdin dedim
-hayır seni çok seviyorum dedi
-tamam işte seviyormuşsun başa dönmeye ne gerek var dedim
-lütfen dedi
-hayır dersem ne ile tehdit edeceksin beni dedim
-bilmiyorum dedi
-sen bildiklerini anlat ben orda sorayım o zaman dedim
sustu konuşmadı
bu ne amk şimdi..ben yıllarca aşkın altına su çekmişim suyunu kaynatmışım çayını demlemişim. iyice demlensin diye
yıllarca beklemişim.tam hazır olduğunu anlayıp bardağa doldurmuşum içine şekeri atıp karıştırmışım
aşkın çayını içmeye hazırım
birde bakmışım çay soğumuş git beni tekrar kaynat diyor
suyumu ısıt yine diyor
ah ayar yerini bir türlü bulamadığım kalbim
ah nasıl bir anda nasıl unutulur nasıl sevmeyi terk edilir bilemediğim aşk
ızdıraplarının amk.
ulan birazcık sadece birazcık matemetiğim zayıf olsaydı
çekeceğim acıların hesabını yapmakta zorlanmasaydım
siktir git senin de amk oyunun da amk. derdim
ama hem seviyorum hem korkuyorum
biliyorum amk onsuz bi bok yiyemeyeceğimi
zaten ebrunun bunu teklif etmesi bile beni tedirgin etmişti bi boklar ters gidiyordu ama ne amk
biraz daha direndim yapmayalım etmeyelim böyle mutlu değil misin
istediğin başka bişey varsa onu yapayım emrin olsun dedim ama sanki sağırlar konuşuyorum
oldukça kararlı bunu yapmaya
peki ne amaçla bunu yapmak istiyorsun dedim
-bilmiyorum dedi
klasik karı cevapları
bilmiyorum
farketmez
sen bilirsin
amk bilmediğiniz ne var ki sizin işiniz gücünüz entirika(nasıl yazılıyor lan bu amk kelimesi)
farketmez dediğiniz şeylerde hep yaptığımız hataları farkedersiniz
sen bilirsinlerde kendi bildiğinizi yaptırıncaya kadar tavır surat naz
-eğlenmek amacıyla mı yapacaz bunu dedim
-hayır dedi
-ne kadar sürer bir haftayı geçer mi dedim
-nerden bileyim en baştan başlıcaz işte dedi
-öpemeyecek miyim seni dedim
-aklın fikrin öpmekte zaten dedi
-anladım aklımın sende olduğunu göremiyorsun ve ispatlamamı istiyorsun dedim
-ispatlaman gereken çok şey var aslında dedi
bu lafta bana dokunacak başka şeyler(elif)de çıkabileceği için üstüne gitmedim konunun
-ne zaman başlayacağız peki dedim elini tuttum aynı zamanda
elini elimden çekti hemen şimdi dedi
kendi tarafıma çekilip ebruyu denizin dalgaları ile aldattım düşünürken neyim var neyim yok dalgalara verdim
içimde bir umut vardı
inadından vazgeçer dayanamaz sarılmamaya diye
lan makara mı yapıyor olm benle diye kendime sordum
cevap bile yok amk beynimde
-tamam konuşalım nasıl olmasını istiyorsun söyle onu yapalım ebru dedim
-beni hiç tanımıyormuş gibi benimle tanışacaksın. sonra nereye gideceğini beraber göreceğiz dedi
-ebru ayrılmak mı istiyorsun benden dedim
-lafı buraya getirip durma. bunu yapma amacım senden ayrılmak değil dedi
-amacını söyle o zaman dedim
-zamanla öğrenirsin dedi
bana garip vahiyler geliyordu da ben aşkın peygamberi değildim anlamıyordum denilenleri
benim halim kader kısmet vicdanlarındaydı
-başladık mı şimdi. merhaba ben kelebek nasılsınız güzel bayan sizden çok hoşlandım hadi çıkalım dedim
-bu kadar ciddiyetsiz mi olacaksın dedi ters ters bakarak. böylece işin şaka olmadığının farkına varmış oldum
ciddiyet arayana bak amk oyun oynuyor benimle ciddi ol diyor
ben neden başıma bunların geldiğini biliyorum amk
o kadar turist kızı koynuna girmek için kandırırsan başına bu gelir
kısacası nasıl sikersen öyle sikilirsin
ben nerden bileyim amk kız nasıl tavlanır
incinin eksi 5. nesil üyesi değilim ki başlık açayım
beyler kızı tavlamam lazım acillll yardım diye
-telefon numaran var mı bende dedim
-yok dedi
-adını biliyor muyum dedim
-hayır dedi
-o kadar da sıfırdan başlamasak dedim
-sıfırdan başlayalım yüz olursa evleniriz dedi
aşkımın öğretmenine bak sen eyvallah amk ona da eyvallah
aklıma gelen tüm teknikleri denedim
ilk önce bir mesaj yazdım yanımda oturan gerçekte sevgilim oyun içinde hiç tanımadığım kişiye
-merhaba ben kelebek geçenlerde sizi gördüm bir arkadaş vasıtası ile numaranızı aldım. umarım yanlış anlamazsınız sizinle tanışmak istiyorum dedim
mesaj sesini duyunca
-beni her beğenenle tanışmamı beklemiyorsunuz herhalde kusura bakmayın rahatsız etmeyin lütfen dedi
yerimden kalktım
bi kaç adım geriye gidip tekrar geri döndüm
-merhaba ben size az önce mesaj atmıştım tesadüfen burdan geçiyordum sizi gördüm dedim elimi uzatarak
-ben kelebek dedim
elim havada kaldı bakmadı bile bana
tamam ben oynamıyorum ebru sıkıldım dedim
-bu kadar çabuk mu bıkacaksın. evlenince de sıkılıp gidecek misin hemen dedi. suratında ki ciddiyet başkan halka seslenişinde görülen cinsten
kalktı ayağa gidiyor amk
resmen adım atarak ilerliyor
-nereye gidiyorsun ebru dedim
-eve dedi sadece
-tamam dedim yanına yaklaştım yanında yürümeye başladım
-sen niye peşimden geliyorsun dedi
-eve kadar yalnız yürümene müsade etmem dedim
-sanane ki dedi
10 adım kadar gerisinden yürümeye devam ettim
içimden akıl mantık dışı küfürler ediyorum kendime
evine kadar yürüdüm arkasından geri dönüp bir kere bakmadı bile
kapıdan içeri girerken hani döner en azından iyi geceler der diye bekledim onu da demedi
yolun karşısına geçip oturdum cama çıkar da orda mıyım bakar diye ama çıkmadı
düşünmekten yine beynimde orgazmlar oluştu
ne kadar oturdum bilmiyorum ama bi boka faydası olmadı oturmanın
şurdan kalkayım gideyim.bu kadar nazı ben kaldıramam zaten sevse böyle yapmazdı diye kendimi kandırıp eve gittim yattım
amk sabah bi kalktım
yalnızım..
telefonum da sadece saat tarih batarya durumu ilgili şebeke var
mesaj yok amk
cevapsız da yok
anlaşılan o ki sevdiğim bana vereceği tüm mesajları vermiş
kendime sorduğum tüm soruların cevabı da onda kalmış
yatakta biraz sancılı kıvrandım
yastığı kafamın neresine koyacağımı bilemedim
aslında bilemediğim şey ne bok yiyeceğim di
-benimle bir kahve içmek ister misiniz diye mesaj attım ebruya
-hayır diye cevap geldi
bugün ne yapacaksınız diye tekrar attım
-o sizi ilgilendirmez dedi
-aslında beni ilgilendiren sizsiniz dedim
-ama ben sizinle ilgilenmiyorum dedi
-ilginizi çekebilmek için ipucu verir misiniz dedim
-rahatsız ediyorsunuz dedi
-rahat ettirmek için ne yapabilirim dedim
-mesela bidaha mesaj yazma dedi
-bidaha bölümünü silip tekrar gönderir misiniz mesajı dedim
-neden dedi
-ilerde sevgilim olunca neden mesaj yazmıyorsun diye kızarsın da ondan dedim
-ısrar -5 puan kendine ukalaca güven -5 puan dün gece koruma amaçlı eve kadar bırakma +3 puan kibar konuşma +3 puan. dedi
-ebru sıfırda bari kalsaydım eksi 4 e düşürdün dedim
-ciddiyeti bozma -10 puan dedi
güne eksi 14 le başladık
ben böyle aşkın amk arkadaş sinir oluyorum ama
malım ya bi yandan da gülüyorum amk
-özür dilerim hanfendi yazdım
saçları onun sevdiği gibi yaptım. jölesiz ama karışık
sakalları böyle güzel dediği şekle soktum
sevdiği t shirtlerden birini giydim
bunları yaparken farkettim ki aslında onun için özenmeyi ihmal etmişim bazen
evlerinin önüne gittim
bekledim belki çıkar diye
kimse yok
mesaj yazsam nerdesin diye eksi veriyor amk
sike sike bekledim
kimse yok
otelde çalışan bir arkadaşı aradım ebru geldi mi diye
otele uğrayıp denize geçti galiba dediler
kleopatra plajında ayağıma değmeyen kum kalmadı onu ararken ama bulamadım
ter bezlerim güneşle panpa olmuşlar cıvık cıvıklar amk sulandırdalar iyice muhabbeti
tekrar aradım olm denizde yok bu kız diye
otele yemeğe geldi dedi
amına çakim kelebek istikamet otel marş marş derdi ekşın olsaydı
öyle yaptım girişini görebileceğim yerde bekledim
o otelden çıktı
beni gördü ama gözlerini kaçırarak
peşinden denize bende yürüdüm
şezlonga uzandı
güneşleniyor hanfendi
o götünü başını bronzlaştırıyor
biraz bekledim aslında ne bok yiyeceğimi bilmediğim için
o denize girmek için hareketlenince bende hareketlendim
vay amk beraber sevgili olarak yüzdüğümüz denizde ne bok olduğumuzu bilmediğim bir halde yüzüyorduk
yurtdışı türk erkeklerden oluşan bir grup ebruya asılır gibi oldu
bende onun peşinde dolandığım için aslında bende ona asılıyor gibi gözüküyordum
onlar uzaktan laf atmaya devam ederken ben yaklaştım yanına ebrunun
-merhaba beni hatırladınız mı dedim
-hayır dedi
-biraz konuşabilir miyiz dedim
-hayır dedi
offf çektim
bu arada kıyıya çıktı tekrar uzandı
gittim en sevdiği dondurmadan aldım iki tane birini uzattım
-bunu size aldım dedim
-teşekkür ederim istemiyorum dedi
-fikriniz değişir belki diye buraya bırakıyorum dedim
yanına bırakıp biraz uzakta ona bakmaya devam ettim
dondurmayı alıp turist çocuğunun birine verdi
vay ben bu karı kız tavlama sanatının zorluklarının ta amk
tamam hadi oyun oynamak istemişsin
belirli bir yaşta belirli bir zekadasın
yıllarca okudun kafan da çalışıyor
bu oyunu oynama isteğinin mutlaka bir sebebi olmalıydı
durup dururken kim sevdiğine beni yediden tavla der ki
benim için önemli olan da neden böyle yapmak istediğiydi
inat ettim amk ben bu işi çözecem diye
hiç konuşmadan ona sadece orda mı diye bakmak kaydı ile
ona hiç asılmadan sulanmadan yattım plajda
o denize girdiği zaman suya girdim ve onu takip ettim gözümle
son kez girdikten sonra eşyalarını toplayıp eve doğru yürüdü
arkasından bende gittim
yol kenarından bir çiçek koparıp uzattım almadı
-bir saniye konuşabilir miyiz dedim
-ne var dedi
-saati soracaktım dedim
telefonunun saatine bakıp saati söyledi
-teşekkür ettim
evlerinin önüne geldik
yine selamsız sabahsız eve girdi
bende eve gittim
duş alıp üstümü değiştirdim
gitmekle gitmemek arasında çok kaldım beyler
bir yanım siktir et ne bok yerse yesin kendi oyununda diyordu ama
benim aklımda daha farklı düşünceler vardı
1.si aslında bana göre önemli olanı
bir gün bu aşk biterse kelebek yeterli değeri vermedi
peşimden yeterince koşmadı
benim bir isteğimi yerine getirmedi dedirtmemek için istediğini yapmaya karar verdim
-sizinle mutlaka görüşmem lazım diye mesaj attım evden çıkmadan önce
siklenmedim tabi
evlerinin altına geldim
evinizin önünde bekliyorum diye bir mesaj daha yazdım ve onun beni görebileceği bir yerde oturmaya başladım
bi kere çıktı pencereye onu görür gibi oldum kayboldu yine içeri
saat başı mesaj attım inecek misiniz hala sizi bekliyorum diye
akşamı saat 7 den gece 11.50 ye kadar bekledim ne gelen oldu ne de mesaj atan
saat 11.50 de mesaj geldi
-aşşağı inmeyeceğim dedi
-nasıl olsa sabah inersin.. diye mesaj yazıp gönderdim beklemeye devam ettim
-+2 yazdı
o beni eksi 4 ten artı ikiye çıkarmıştı ama benim gözümde sürekli eksiliyordu
-98 kalmış. acelem yok dedim
mesaj gelmedi geri
bi o yana volta attım bi bu yana
ebrunun evin önü hapis oldu bana
gece 3 kadar bekledim tüm inadımla
kendi kendime dedim ne olur amk en fazla sabaha kadar beklerim
en azından görür onu ne kadar sevdiğimi de aşkı bitirirse benim vicdanım rahatta kalır onun ki hazırol
öyle de oldu sabah güneş doğuncaya kadar bekledim
2 kere polis durdu ne arıyon burda diye
kimliğimi gösterdim alanyalı olduğumu görünce bişey demediler ama burda durma dediler
birisini bekliyorum şehir dışından gelecek burda sözleştik diye kandırdım onları
tüm inadımla bekledim.
uyudum uyuyacam sürekli aynı yerde bekleyince ve yapacak birşey olmayınca
geçmiyor amk zamanı bir türlü
babası işe gitti kendimi yine farkettirmedim
saat 10 gibi evden çıktı
yine plaj modundaydı
onun peşinden plaja kadar gittim o plajda yerini aldı
sahte marka ürünler satan butiğin birisine gittim
bir adi şort bir de ucuz t shirt aldım
butikçinin verdiği poşete ayakkabı çorap kot ne varsa doldurdum
ameleler gibi yalın ayak plaja indim
bir şezlong bir şemsiye kiraladım ebrunun yakınlarında
hiç konuşmadım onunla
beni görmesini sağladım
şemsiyeyi ayarladım
havlusuz uzandım
çok geçmeden uyumuşum zatenöğlenden sonra 3 gibi kalktım
kalkmama sebeb olan şey birisinin şemsiyenin ayarları ile oynuyor olduğunu farketmemdi
güneşte kalan kısımlarıma gölge etmeye çalışıyordu şemsiye ile
ayaklarından tanıdım ebru olduğunu
ama açmadım gözlerimi çok fazla
böyle bir şey işte amk
nefret etmeye başlarsın yaptıklarından dolayı
bir miligram merhamet görürsün tüm nefretini unutursun
o yerine geçtikten sonra
bir süre daha uyuyor numarası yaptım ama
açlık başıma vurduğu için kalktım
bir yandan açlık bir yandan susuzluk
bir yandan aşksızlık
kalktım yerimden
ona hiç bakmadan suya daldım
ıslak ıslak geri geldim
havlu bile yoktu amk kurulanacak
biraz uzandım
sonra büfenin birisine gidip
bişey söyledim yemek için
onu hızlıca yeyip geri geldim tekrar yattım
yüzüm ona dönüktü
gözlerimi hiç ondan ayırmadım
yarım saat kadar baktım ona ama o bana sadece bir kere baktı o da göz ucuyla
sonra denize girdi
çıktı
uzandı
kitap okudu
tekrar girdi denize ve akşam 5 gibi eve doğru yürüdü
arkasından elimde poşet ayaklarım çıplak yürüdüm
yine bir çiçek kopardım
peşinden koşup
uzattım
çiçeği aldı ama sağol bile demedi
-biraz konuşabilir miyiz dedim
ses etmedi
evine kadar yürüdüm onun arkasından
o eve çıktı
bende kendi evime gittim biraz uzandım
bi kaç saat daha uyuduktan sonra
saat on gibi yine evlerinin önüne gittim odasının ışığı yanıyordu
bu evde olduğuna işaretti
-konuşmak isterseniz aşşağıda bekliyorum diye mesaj attım
-inmeyeceğim diye cevapladı
11.50 civarında
-+10 oldu. diye bir mesaj daha gönderdi
ondan alınan bu artı notlar gerizekalının birisinin bana aferin demesi kadar anlamsızlaşmaya başladı
inadım inat bekledim
saat 2 civarında odasının ışığı söndü
yarım saat daha bekledim
baktım bi sikim çıkmayacak yine
eve gittim saat 9 gibi kalkıp 9.30 da şort havlu hazırlanıp evlerinin önüne yine gittim
evde olup olmadığını bile bilmiyordum
-evde misiniz diye mesaj attım
balkona çıktı bana baktı geri girdi
yine deniz
yine konuşma tekliflerime olumsuz
3 gün böyle devam etti
o nereye ben oraya peşinden gittim
bıkmadım usanmadım
geceleri 23.50 civarında mesaj attı hep
puan 10dan 25 e kadar çıktı
onun odasının ışığı kapandıktan sonra bende eve döndüm
denizde sevdiği meyvelerden tabak yaptırıp gönderdim
hep çiçek verdim
3 gün sonra sabah ailesi ile beraber arabaya bindiler ve gittiler
üzerlerindeki kıyafetlere bakılacak olursa günü birlik bir eğlenceye gidiyorlardı
bu dimçayı aqua park şelale veya başka bir yerde olabilirdi
onları takip etmedim çünkü ailesi de vardı
-iyi eğlenceler yazdım mesajla
-cevap da gelmedi zaten
akşam üstü yarım saatte bir dolandım evlerinin önünden geldiler mi acaba diye
saat 7 gibi geldiler yukarı çıktılar daha da aşşağı inen olmadı 23.50 de yine mesaj geldi
5 puan kaybetmişim artık ne bok yediysem 20 ye düştü
ama pencereden kafa uzatıp orda olup olmadığıma bakmalar çoğaldı
1 saatte bir bakıyordu
gece 1 gibi yattı ben yine eve gittim
ertesi gün yine geldim
bekledim
denize gitmedi otele gitti
orda iki saat kadar durup eve döndü
eve dönüş yolunda
-biraz konuşabilir miyiz dedim
-işim var sonra konuşuruz dedi
dur sikerim işini de seni de derdim o derece sinirlenmiştim artık ama
merak işte amk ne işi var diye ses çıkarmadım
takibe devam ettim
evine çıktı
bir saat kadar kaldı üzerini değiştirdi ve çıktı evden
bir saat diye buraya yazıyorum çok basit geliyor size belki ama
o bir saat beklemek ne kadar zor bekleyeniniz varsa bilirsiniz amk
iskele tarafına yürüdü
bir kız arkadaşı ile öpüşüp sarıldı
balıkçılar çay evine gittiler
bende orda bir yerde oturup çay sigara içtim paso
iki saat kadar oturdular
sonra kalktılar
şehir merkezine doğru yürüdüler
ayrıldılar kızla ebru tek yürümeye devam etti
benim onu takip ettiğimin de farkındaydı
önce ev tarafına yürüyordu ama sonra yolunu değiştirip yine iskele tarafına döndü
bizim ikimizin yerine doğru yürüdü
arkasından yaklaşıp
-biraz konuşabilir miyiz dedim yine
-hayır dedi
buna çok sinirlendim ama sesimi çıkarmadım
-neden konuşmak istemiyorsun günlerdir peşinde koşuyorum dedim
-buyur konuşalım kimsiniz dedi
-ben kelebek dedim
-ne istiyorsun dedi
-seninle tanışmak istiyorum dedim
-ne iş yapıyorsun dedi
-çalışmıyorum şu an dedim
-okuyor musun dedi
-hayır dedim
-araban var mı dedi
-hayır dedim
-evin var mı dedi
-hayır dedim
-neyine güvenip benimle tanışmak istiyorsun peki dedi
-pardon sizi birine benzetmişim dikkatli bakınca anladım kusura bakmayın dedim
yüzümü dönmem ile bir yerlere elim kırılıncaya kadar vurma isteğime engel olamadım
elim kırılmadı ama çok ciddi zedelendikelebek diye koştu arkamdan elimi tutmaya çalıştı bişey var mı diye
elini çektim dokundurmadım elime
eve gittim
mesaj yazıyor sürekli
elin nasıl oldu
öyle demek istemedim
geleyim mi
bişeyin var mı
biraz konuşalım
kelebek yanlış anladın
ben 23 50 ye kadar sesimi çıkarmadım
23 50 de mesaj gönderdim
-eksi 100 ebru diye

sinirden ne bok yiyeceğimi bilemedim
bunun intikamını almak için yemin ettim
o mesajlara devam etti
ben telefonu kapattım
sabah da yaylaya gittim
yaylada telefon çekmez beyler bizim o zamanlar tabi
annenmle oturdum
balığa gittim
tutttuğum balıkları geri saldım
ağladım
sızladım
yattım
kalktım
kimseyle konuşmadım
annem haricinde
6 gün sonra akşam yaylaya gelen köy dolmuşunda bir misafirim vardı
köy dolmuşunun akşam gelme vaktinde çoğu işi gücü olmayanlar toplanır
kim gelmiş ne getirmiş diye
biraz geç gelirse herkes meraklanır acaba bişey mi oldu diye
dolmuş durdu
benim de pek umrumda değildi
ben kendi derdimle meşkuldüm çünkü
dünya sikime bir şekilde yatıyordum
kız kuzenler ebruyu daha önce gördükleri
çok sevdikleri için
ben onlara ebrudan ayrıldık diyemedim
çünkü beni çok seviyorlardı ve benim üzülmemi istemezlerdi
annem de her zaman benim mutluluğumu isterdi
ona da anlatmamıştım geçen olayları
zaten kimseye gidipte şu bana bunu bunu dedi diye anlatmanın kendi zararıma olacağını biliyordum o dönemde
çünkü onlarda ebruya kızıp vay amk demek öyle diye sürekli
kalbimdeki acının altına odun atacaklardı
kendimde yansın sadece kendimi yaksın istedim o yüzden kimseye anlatmamıştım
arabadan inen kişi ebruymuş
misafir gelmiş
olaya geniş açılarla bakmak gerekirse
çok düşünüp taşınarak gelmiş olması gerekliydi
benim onu siktir etme ihtimalimi bildiği için
cumartesi günü akşam gelmiş
normal bir günde gelse en fazla sabaha kadar kalabilir sabah 6 da giden aynı köy dolmuşu ile geri dönmek zorunda kalırdı
ama ertesi gün pazardı ve köy dolmuşları çalışmıyordu
bu demek oluyordu ki en erken pazartesi sabah gidebilirdi geriye
ben gelen kişinin ebru olduğunu kuzenlerimle konuşurken onun sesini duyunca anladım
sikimde bile olmayan dünya götüme girdi birden onun sesini duyunca
benzetmişimdir sesini diye siklememeye çalıştım ama ne mümkün bas baya onun sesi amk
kafamda bi kaç saniye içinde trilyon plan proje sinir heyecan nefret aşk kalp sızısı geçtiği için
galiba tam olarak ne bok yiyeceğimi bilemediğimden dolayı
ters taraftan pencereyi açıp atlayarak kaçtım
aslında kaçması gereken kişi oydu
teke tek olsak hiç bir yere gitmezdim durur gelmesini bekler
laf üstüne laf sokar siktir ederdim sonrada ama
ortada üzülecek olan annem ve kuzenlerim vardı
onlara bana dediklerini anlatsam benden önce siktir ederlerdi zaten ama bu iş ebruyla benim aramdaydı
akşam 6 civarında gelmişti dolmuş
ben kaçıp köy kahvesine gittiğimde yaşlı köy moruklarıyla
okey oynamaya başladım kalkan birisinin yerine
amcalar tam gülme krizi sebebi amk
benim kafam ebruda onların ki turist karılarında
köy yeri genelde herkes birbirine uzaktan da olsa akraba olur çoğu kişi birbirini tanır
sürekli geldikleri için birbirleri ile makaranın en kralını yaparlar çünkü herkes herkesin zayıf noktasını biliyor
onlar kendi aleminde konuşurlarken ben tüm ihtimalleri gözden geçiriyordum
bunları yaparken bir çayımdan bir yudum alıp onu içmeyi unutup diğerini söylediğim de oluyordu
küllükte yanan sigaram varken bir tane daha yaktığımda oluyordu
taş çekmişken tekrar çekmeler
oyunla da alakam yoktu yani
sordukları sorunun bana olup olmadığını anlamak için
bana mı dedin emmi dediğim de oluyordu
arasıra da garip garip sorular geliyordu
sorulan soru genelde
onların bir turist amı ile tanışma hayalini benim gerçekleştirmemi istemeleriydi
yaşları başların sikinde değil adamların
makarasındalar tabi işin
karı kız konusu kapandıktan sonra
ben ebruya odaklandım
öncelikle ne amaçla gelmiş olabileceği ihtimalleri üzerinde durdum
diyeceği şey
-vay kelebeğim yanlış anladın
vay ben öyle demek istemedim de tarzında bir sürü özür saçmasından sonra affetmemi bekleyecekti
eve dönsem mi dönmesem mi arasında kaldım
dönsem annem ve kızların yanında onunla nasıl ne şekilde ve onun nesi olarak konuşacaktım
direk siktir etsem kız nereye gidecekti.
ama yaptıklarının hesabını sormak için yemin etmiştim
bir şekilde bunun hesabını sormam lazımdı
gidip tekme tokat dövsem tarzım değil
suratına tükürsem tükürük bezlerimi yorduğuma bile değmeyecek
bi kaç laf sokup yerin dibine dibine gömsem kendimi sinirlendirdiğime değmeyecek
tüm bunları düşünürken hala bir karara varamadım
sonra amcanın birisi oyun oynarken yanlış oynadığım(fazla taşla bittiğim için)
-kendine gel koçum dedi
çözüm buydu işte
hem oyun için hem ebruya karşı kendim olmam yeterliydi
gece 12 ye kadar oynadık
en son kahveci siktir etti gidin karılarınızla oynayın biraz diye
koskoca köyde misafir olan benmişim gibi nereye gideceğimi bile bilmiyordum
bizim evin yakınına geldim
bir sigara yaktım oturduğum yerde
o bitince bir tane daha yaktım
eve çıktım
annem çoktan yatmış
ebru kızlarla evin çardağında konuşuyor
kız kuzenler hemen tepkiyi verdiler
sen nerdesin
misafirin gelmiş neden gelmiyorsun
hiç kahveye gitmezdin neden gittin bu gece
gibi tepkilerini gösterdiler
soluk bir suratım vardı
muhtemelen kuzenlerim ebruyu görünce aaa ebru mu gelmiş diye koşup sarılmamı bekliyorlardı
bunu yapmayacak ben
ve yapmayacağımı bilen ise ebruydu
-hoşgeldin dedi ebru
-hoşbulduk dedim ona bakmadan
-ben lavaboya gideyim diye izin aldım kızlardan
wc ye gittim
20 dk da çakmağı bir kez kullanarak 5 tane sigara içtim
hani yatarlar mı diye bekledim
yatan yok
odaya geçtim
yattım yatağıma
çardaktan konuşma sesleri geliyor ama tam olarak duyamıyorum ne konuştuklarını
ben yattıktan on dakika sonra
kuzenimin birisi geldi odama
-aa yatmış diye tepki gösterdi
bi kaç defa kelebek diye seslendi
ben ses çıkarmayınca gitti
ben uyuyamadıkça onlar konuştu
ses kesilince bende uyumuşum sabah kalktığımda
yüzümü yıkamaya gitmeye korktuğum için biraz daha yatakta kaldım
amk ne sikim işse sik gibi saklanbaç oynuyordum.
annemin hadi kelebek efe kalk artık demesi ile mecburen kalktım
günlerdir bana gösterilmeyen özen ebruya gösterilmişti kahvaltıda
çıkıp gitmek geçti aklımdan kahvaltı yapmadan ama annemin kafası karışır diye oturdum
günaydın diyenlere günaydınla cevap verdim ebru dahil
kahvaltı bitti
kızlar bulaşığa geçti ebru hariç
annemde bahçeye indi çardakta kaldık
ebru ile
ben kahvaltı sonrası sigaram ile çayı içmeye devam ediyordum
ayağa kalktı yanıma geldi oturdu
elime şöyle bir göz gezdirdi. kabuk bağlamış yarayı ima ederek
acıyor mu dedi
sağ elimi kalbime götürdüm
-evet dedim ona bakmadan
-öyle demek istemedim ki.valla yanlış anladın. üzgünüm derken ağlamaklıya döndü sesi
ben gayet sakin bir şekilde
-yarın git dedim
-beni affedinceye kadar gitmem dedi
-affedilecek bir şey yok sen haklısın. dedim
-sana dürüst olacam ebru dedim. sakin olmaya çalışıyorum ama elim titriyor. sinirli değilim sadece heyecandan
baktı merakla dinledi beni. gözlerinin dolu olduğunu görmüyordum ama hissediyordum
-dur burda konuşmayalım başka bir yere gidelim dedi
mantıklıydı. ağzına daha rahat sıçabilirdim
çünkü ebruyu ağlarken görse annem benim ağzıma sıçardı
ayağa kalktım yürüdüm o da peşimden geldi
15 dakika kadar yürüdükten sonra bir yere oturdum o da yanıma oturdu
bir süre sessizlikten sonra
-kelebek dedi
-dur senin diyeceklerin belli ben konuşayım dedim
-benimde söyleceklerim var ama dedi
-ben konuşayım o zaman diyecek birşeyin kalmayacak dedim
-benim sana herzaman söyleyecek bir cümlem var(seni seviyorum) zaten kelebek dedi
-o cümle artık benim için anlamsız neyse boşver dedim.
-sonra beni de dinlemeyeceksen hiç konuşmayalım seni görmeye devam ederim en azından sessiz sessiz dedi
cebimde iki şimdinin parası ile 17 lira filan vardı beyler
elimi cebime attım hepsini çıkardım dizlerinin yanına koydum
-çok param olsa uzun uzun anlatırdım sana ama bu kadar var. onun için kısaca anlatmam gerekecek iyi dinle dedim
ağlamaya başladı yüzünü öbür tarafa dönerek
ben konuşmaya devam ettim.
gelmişsin hoşgeldin.ama git ebru
ben kimselere söyleyemedim ayrıldığımızı. dedim.arıldığımızı lafını söylerken yüreğime bişeyler battı.
sen git ben uygun bir dille anlatırım başka bir sebebten ayrıldığımızı.
buraya geldiğinde seni siktir etmememin sebebi annemle beraber oturup ağlamak istemememden dolayıydı.
beni üzdün. kalbimi kırdın.
ama ben sevdiklerimi senin kadar kolay üzemem
çok büyük yemin ettim senden o söylediklerinin intikamını almak için
buraya gelerek intikam almamı da kolaylaştırdın.
senin gibi birisi olsaydım.
biraz yalvartıp özür dilettikten sonra
yıllardır senin yaptığın gibi seviyor gibi gözükür
ve sen bana iyice aşık olduktan sonra beni deli gibi sevdiğini gördüğüm anda
senin bana yaptığını bende sana yaparak intikamımı alırdım.
beni göt gibi ortada bıraktığın gibi bende seni bırakırdım.
kim bilir belki bilerek başka bir kızla yakalanır
belkide senden yüz puan alınca
nikah masasında
evlenmek istiyor musun diye sorduğunda
hayır kocaman sıfır diye tüm sülalene ve tanıdıklarına rezil ederdim.
ama ben o geçen 5 yılın kusura bakma küfür etcem
amına koyim ki
çok sevmişim seni
deli gibi sevmişim
yıllarca köpeğin olmuşum gönlünün kapısında
bilmediğim duyguları sen yaşattın
kalbimin kan pompalayan bir organdan ibaret olmadığını ispatladın
gidecek tek yerim
düşünecek tek şeyim oldun
çok mutlu ettin beni
ben sevgiye muhtaçken sen çıktın karşıma
hiç balonu olmamış bir çocuk gibiydim seninle tanıştığımda
elime bir balon tutuşturdun
yıllarca heyecanla taşıdım o balonu
aşkın çocuğuydum
nerden bilebilirdim ki balonların bir gün hemde birden bire patlayacağını
ama yine de sağol
sen olmasan belki de hiç balonum olmayacaktı
5 yıl boyunca balon mutluluğu yaşattığın için
kıyamadım sana
git bi daha da gelme
varsın bu aşk benim evim arabam olmadığı için bitmiş olsun
biraz üzülürüm
sonra geçer mi bilmem ama
sahip olduklarıma razı birisi ile de evlenerim
bu arada çok konuştum verdiğim para yeterli gelmeyebilir bu kadar konuşmaya ama borcum olsun çalışır öderim
yarın sabah git ebru. dedim
ayağa kalktım
arkamdan
beni dinlemeyecek misin
dur
gibi söylemlerine hiç aldırmadan yürüdüm gittim.duygular yalan mı lan yoksa
hani nefret ediyordum amk ondan
hani ağzına iyice sıçıp siktir git lan diyecektim
ne oldu amk bana
sadece git diyebildim özetle
nasıl bir insana nefretle git derken
kalbim kal nolursun diye yalvarıyordu ki
aşka nefret nefrete aşk karışınca mı bombok oluyor insanın kalbinin tadı
dur lan kelebek gitmesin amk dedim kendime ayaklarımı frenlemeye çalışarak
ama inadım siklemedi bile kalbimi
yürüdüm
arkama bakmadan bir gölge hissetmek istedim gelsin arkamdan diye ama gelmedi
durdum geri baktım
yüz üstü otururken
belini büküp ellerini yüzü ile yer arasına koymuş
sırtındaki nefes alışlarından ağladığı belli oluyordu
beni tutan şeyin ne olduğunu bilmiyordum ona koşup ağlama dayanamam demek için
onu orda öyle bırakıp gidemezdim ama yanına gidip ağlama da diyemezdim
hem onsuz eve dönmek
bana ebru ile ilgili yöneltilecek bir sürü soru anlamına geliyordu
oturdum bekledim onun ağlamasının geçmesini
uzunca bir süre öyle uzandı kaldı
bir süre sonra ağlamıyormuş gibi gözüküyordu ama
ağlamanın etkisi aldığı derin nefeslerden belli oluyordu
2 saat kadar oturdu
yüzünü arkasına bile dönmeden
arasıra göz yaşlarını silerek
arasıra uzanıp arasıra oturmaya devam ederek
sonra kalktı
o kalkınca bende kalktım biraz daha ilerledim ve onu beklemeye başladım
bana 5 mt mesafeye yaklaşıncaya kadar bekleim sonra yürümeye devam ettim
-dinlemeyecek misin dedi
-hayır dedim
-peki sen bilirsin dedi
onu evin önünde kuzenler karşıladı
onlarla bıraktım onu
gülümsemeye çalışıyordu ama artık bi bokluk olduğunu kuzenler de anlamıştı
ben yukarı çıktım girdim yatağa
hep peki sen bilirsin demesini düşündüm
fazla mı inat etmiştim acaba diye pişmanlık bile duydum
akşam üzeri kalktım yataktan yemeğin hazırlanma vaktine doğru da kaçtım evden kahveye
şansımdan masalar doluydu oyun oynayamadım
kelebekliği bırakıp sinek oldum masaya
amk vakit bir türlü geçmedi
eve gitmeme sebebim ne bok yiyeceğimi bilmediğimden idi
gitsem kiminle ne konuşacaktım ki tek konuşmak istediğim kişi ile yabancılığın arifesindeydik
gece saat 1 gibi eve gittim
herkes yatmış ışıklar sönük
oysa ben öyle istememiştim
en azından ebru uyanıktırda bir kere görürüm diye düşünmüştüm
eve gelince farkettim ki
hassiktir lan pezevenk bu saate kadar kahvelerde gez ondan sonra kız seni beklesin diye de dua et
amcıklık bende olduğu için sesimi çıkarmadım
bunları düşünürken kimseyi uyandırmayayım diye de sessiz sessiz hareket ediyordum ki
-kelebek diyen ebru sesinden dolayı
az kalsın donuma işiyordum.
aklım çıktı amk öyle böyle korkmadım
erkeklik bokuna korkmamış numarası bile yapamadım şoktan dolayı
derin bir nefes aldıktan sonra
-evet yatmadın mı sen dedim
-görmeden yatmak istemedim. şimdi yatabilirim.iyi geceler dedi
sana da iyi geceler desemiydim ki.
demedim
önümü göremiyormuş numarası yapıp ışıkları yaksamda bir kez daha yüzünü görsemiydim ki.
açamadım
mal gibi gittim yatağıma yattım
uyu uyuyabilirsen
saat altıda köy dolmuşu köyden gidiyor
yok abi nefret bana göre değil amk basbaya gitmesin istiyordum
bana dediklerinin hepsini unutmuşcasına seviyordum onu
sanki annemden dayak yemiştim ama yine de anneme sarılmak istiyordum
uyumama çabalarım beni daha çok yordu
sabah kalktığımda ilk işim saate bakmak oldu ama saat çoktan 8 olmuş
sabah kalkar kalkmaz ağlanırmış kendimde gördüm
başka da bi bok yapmadım zaten yatakta kaldım
evde sesin kesildiği bir anda oltaları alıp çay kenarına indim balık avlamak için
sallıyordum ama boşuna amk balık yakalanıyordu çekmiyordum bile
aslında öylesine inmiştim boş boş oturmak için
balığı da bırakıp çayır bir yerde uzandım ana karnındaki çocuklar gibi dizlerimi iyice kendime çekerek
yayla bensizdi
ben onsuz
nasıl ağlayacağımı bile bilemedim
uzanırken sesler duydum
kafamı hafif kaldırıp baktığımda gelen iki kuzenimdi ama onları boşverip yanlarında yürüyen ebruya takıldı gözlerim
gitmemişti lan
kuzenler akşama balık yiyemeyiz böyle yatarsan diye dalga geçip beni teğet geçtiler
balık avlamaya onlar indi
ama ebru yanıma oturdu
-otobüsü kaçırmışım dedi
-yarın ben kaldırırım seni dedim
-yarında kaçırırım dedi
inatla ertesi gün demeye gerek yoktu anlaşılan sonsuza kadar kalacak gibiydi
-niye gitmedin ebru dedim
-annene sordum kalabilir miyim diye kal yavrum dedi. dedi
-tamam yarın ben giderim dedim
-bende gelirim o zaman dedi
-niye geliyorsun dedim.
-sen niye benim gittiğim yere sürekli geldin dedi
-hata yapmışım dedim
-biraz hata da ben yapayım o zaman dedi
-sen hata limitini aştın ama dedim
sessiz kaldı
bende konuşmadım
kızlar bu arada yakaladıkları balığı bize gösteriyordu
onların gülümseyen bakışına karşılık bile veremedik ikimizde
-hani hergün denize gidiyordum ya hep sen gelirsin de görürüm seni diye gittim. dedi
sesimi çıkarmadım ama yüreğime bişeyler battı
-evin altında beklediğinde çok yorulma diye ışıkları kapatıp uyuyor numarası yaptım. gidip dinlenmeni istiyordum ama her gidişinde de sana kızıyordum
bana çiçek vermeye çalıştığında sana dönüp öyle sarılmak istedim ki bir yerlerini kırarım diye korktum
biraz konuşabilir miyiz dediğinde sus sadece seni seviyorum de yeter aşkım diyecek oldum hep ama diyemedim
beni ne kadar sevdiğini hiç sorgulamadım
beni sevdiğini biliyordum ki zaten deli dedi
tüm bunları söylerken cümleleri tek tek kurdu.
her cümlesinde neden amk neden böyle yaptın bu oyun ne sikime madem demek istedim ama kendini nasıl olsa söyler diye kesmedim sözünü
işin açığını söylemek gerekirse
gerisini siktir et amk
sarılalım barışalım yine sevgili olalım demek istiyordum
tek ihtiyacım olan ebrudan mantıklı bir cevap alabilmekti neden onları söylediği için
konuşmaya devam etti
ağlamanın hem arefesinde hem ertesinde bir surat şekli vardı
bana bakmıyordu ki bende ona bakmıyordum zaten
-sana babamın cebindeki para hep sorun oldu kelebek
bilmiyorum kaç kişi senin hakkında kelebeğe bak
bir tane zengin kızı buldu köşeyi döndü diye düşünüyordur
sen öyle olmasan bile sürekli düşünecekler zaten
sen de sürekli gurur yapacaksın
inatla parasını değil onu sevdim diyeceksin ama inandıracağın kişi sayısı seni hiç bir zaman tatmin etmeyecek
sana yüzlerce hediye almak istedim bugüne kadar
belkide binlerce
benim gönlümde babamın tüm parasını harcayarak alacağım hiç bir hediye
seni mutlu edemez. hepsinden değerlisin benim için
bana içten içe kızarsın
kıza bak benim bunun gibi pahalı hediyeler alamayacağımı bildiği halde bana neler alıyor diye gücenirsin diye almadım
sırf bu yüzden senin gözünde orospu birisi olarak anılma riskini alarak seninle beraber oldum ilk defa.
en değerli kişiye sakladığım hediyemi sadece sana verdim
telefonu teşekkür için aldım
zamanla alışman içinde bilerek askerlik öncesini seçtim çünkü direk versem onu da almayacağını biliyordum
hep böyle gitsin istemiyorum kelebek
bunlar hep içimde kalsın istemiyorum
sürekli bunları düşünmek istemiyorum
ne yaparsam yapayım maddiyatımdan dolayı yapıyormuş gibi hissetmek istemiyorum
ben 5 senedir bilmiyor muydum sorduğum sorunun cevabını
benim bildiklerimi senin de bilmeni istediğim için sordum
ben zaten kabullendim öyle sevdim seni
evlendiğimizde başkaları sana sorarsa ne tepki vereceksin
sağa sola yumruk atıp terk mi edeceksin beni babamın parası yüzünden
seni tanıdım sandım ondan sordum
5 senede alışmıştır artık diye sordum
benim bildiğim kelebek
yıllardır peşimden koşan kelebek
sabahlara kadar kapımda bekleyip
annesini babasını askerdeyken bana değişmiş kelebek
öyle bir anda hem de para için bırakıp gitmez diye düşündüm
benim kelebeğim ellerini havaya kaldırır
bırakalım artık şu oyunu hadi öp beni der sandım
demedin
gittin
geri de gelmedin
ben dediklerimden pişman olduğum için yanına gelmedim
seni sevdiğim için geldim
ailemle kavga ederek geldim
onlar mezuniyete gitmemi düşünürken ben seni düşündüğüm için senin yanına geldim
kimin kimi ne kadar sevdiği tartışmasında değilim
sana göre sen beni bana göre ben seni çok seviyorum
senin beni hala sevdiğini bilmesem yanına gelmezdim
dün git derken içten söylediğine inansam giderdim bir daha da gelmezdim zaten
alanyaya geldik
plaja gittik
ne güzel oturduk
sonra öpüştük
hadi eve gidelim dedin
eve gittik yattık beraber olduk
bu kadar basitleşti herşey
elmi tutarken dizlerin titremedi hiç
beni arayıp şarkılar dinletmez oldun
bir sürü heyecanı sandığa kaldırdık
ben istedim ki farkına var bazı şeylerin
hata tek sende değil bende yanlışlar yapıyorum
bende basitliğe uydum
her buluşma teklifine evet demesem buluşmalarımızın değerleneceğini
her yatma teklifine olur demesem sevişmelerimizin heyecanının artacağını
ama düşün
unuttuğundan veya umursamadığından
bana çiçek almayı unutsan
bende sana nerde benim çiçeğim desem içinden geldiği için değil mecburi hissettiğin için getirecektin
o yüzden başlamak istedim en baştan
5 senedir 100 puanı çoktan aştın zaten
bugünden sonra seni bırakıp başka birisiyle evlenemem ki
puanların sebebi gün sonunda neyi doğru yapıp neyi yanlış yaptığını muhakeme edebilmen içindi
bunları sana söylerken hep kendimi düşünüyormuş gibi görünebilirim
hep benim mutluluğum üzerine oynamak istediğim bir oyunmuş gibi gelebilir sana
haklısın bu yüzden senden özür diliyorum
ama o gün sorduğum sorular için pişman değilim
kusura bakma ama artık sadece sevgili olmak istedim
iki sevgili diye ansınlar bizi
bir zengin bir fakirle tamlamasınlar bizi
dün git dedin gitmedim
şimdi git dersen yine gitmem
çünkü bu kadar konuşmamı dinlediğine göre hala beni seviyorsun.
bende seni seviyorum kelebeğim dedi.
bir kaç damla sildi gözünden
derin nefes aldı içinde biraz tuttu
ben ne desem diye düşünüyordum
içimden vay amk diyordum tabi
bişeyler diyecek gibi oldum
ama o tüm nefesini verdi
rahatlama nefesi gibiydi bu
belkide siktir git demediğime sevinmişlik nefesiydi
ayağa kalktı
kızların yanına indi
bir süre ne yaptınız yakaladınız mı balık şeklinde sorular sordu
konuştu onlarla
kızların yakaladığı balıklara baktı
kovanın içinde ölmüş olanlara
ayy yazıık diye üzüldü
sonra kızlara hadi gidelim diye baskı yaptı
yanımdan geçerken
-görüşürüz dedi
ben sesimi yine çıkaramadım
bende onun yattığı gibi yattım kaldım
ama ağlamadan
tek sıkıntım ne yapacağımı bilememekti
ama en çok yapmak istediğim şey ona sarılmaktı
kuzenler balıkları yakalayıp dışarı bıraktı
ebru beni yakalayıp orda bıraktı
balıklardan farkım nefes almak için çırpınışlarımı içimde yaşıyor olmamdı
balıklardan daha şanslıydım
çünkü bir kaç fiziksel çırpınışla
ebrumun kol koyların dalabilirdim
dediklerini gözden geçirdim
evet amk fazla gurur yaptık küçük emrah değil küçük kelebek olduk dönem dönem
yine dediği gibi kızı salladığım zamanlarda oldu
tamam sevgimi sürekli gösterdim onun için sürekli bişeyler yaptım
onu mutlu etmek için türlü taklalar attım ama
o ufak ayrınları gözden kaçırmamamı istemiş
bi de işi sürekli aynı yatakta yatmaya çevirmişim
sevgilisi olup yıllarca beraber yatamayanlar var evleninceye kadar onları düşün
elimi tutarken dizlerin orgazm olsun demek istemiş
ne bilim amk bir sürü bok yemişisiz işte ki bunları istemiş
hata benim herşeyi doğru yapıyor olduğuna inanmamdan kaynaklanıyor
geniş bakınca haklı olduğu konular var
diye düşündüm
kendimi biraz alıştırsam da hala sinirliydim bana o para muhabbetini yaptığı için
kalktım biraz daha balık tutmak için
sonra balıklar onları siklemeyip ebruyu düşündüğümü anladılar herhalde ki kancaya taktığım yeme tenezzül etmez oldular
bende toplanıp eve doğru gittim
kızlar yine toplanmış diğer köy kızları ile beraber
o kadar karının arasına kara murat girse yalan olur mantığı ile yanaşmadım yanlarına
bir kez ebruya baktım
o bu bakışımı kaçırdı
döndüm gidiyordum
kuzen kelebek yemek yemeyecek misin diye sorunca
tüm gözler bana çevrildi
utanıp başımla hayır diyebildim sadece
ebru bana bakıyordu bu kez
gülümsesem gülümseyecek
suratımı assam suratı asılacak halde bana baktı
olay mahalini hemen terk edip
köy meydanındaki piçlerle 9 aylık oynamaya başladım
onlar avaralıktan 9 aylığı 90 aylık yapmışlar ama olsun sıkılmadan oynadık derken akşam oldu
eve gitme vakti geldi
beni kapıda ebru karşıladı
bi kaç tane olan merdiven basamağına oturmuş
beni bekliyordu
dondum kaldım onu görünce
baktım ok uzun sürecek o bekleyiş içeri geçmek için
yürümeye başladım
onun oturduğu yerden kalan boşluktan geçerken elimi tuttu
bir ayağım alt basamakta
diğeri üst basamakta
bir elim ebrunun ellerinde titrek
diğer elim kendine yer aramakta
aklım kalbim ruhum özüm gözüm
elimi tutanda da
ben nerdeydim
aşkın en ortasında
top önüme düşmüş.ama rakip oyuncu yerde yatıyor
gitsem kesin gol
ama centilmenlik yapıp topu taca mı vursam
yoksa gole mi gitsem diye tam karar veremediğim için duraksadım kaldım
ebru bu duraksamadan faydalanıp
biraz oturur musun deyince
yoğun baskı sonucu topu taç a attım
yanına oturdum
ondan gelecek tepkileri bekliyorum
sanki bir elimde şemsiye bir elimde mayom var havaya göre hareket edecem
tek korkum şemsiyeyle denize girip mayoyla yağmura yakalanmak
oturduk öyle
bir süre ne o bana bakabildi ne ben ona
nefes alma şekli bile bişey söylemek anlamına gelebileceği bir durumdaydık
-sıfır puanda mıyım hala dedi
aklı fikri oyunda amk hala
-5 puan falan dedim
-elini tekrar tutabilmem için geçerli puan kaç dedi
elime kozları verdi
meydan geniş amk
o kadar da intikam yemini ettik
en azından biraz süründüreyim mantığı ile
-tanımadığın insanlarla böyle mi konuşursun sen. önce kendini tanıt dedim
-ben ebru dedi
-ismin çok sevdiğim birisinin ki ile aynı artı bir puan devam et dedim
-evim yok arabam. arabam yok. işim yok dedi
burda beni acayip sikti beyler. aslında bana ders veren bir cümleydi
onunda kendisine ait bir evi arabası yoktu
ve o da henüz çalışmıyordu. herşey babasınındı amk
neyine güvenipte benimle tanışmak istiyorsun o zaman dedim
-çalışırım arabamda olur evimde. dedi ve ikinci mesaj geldi
-tamam diyebildim
-bu kendime güvenden bi kaç puan alamaz mıyım dedi
-5 puan daha vereyim dedim
-on puan elini tutmaya yetiyor mu dedi
-tanıştığımıza göre tokalaşabiliriz dedim elimi uzattım gülüşümden piçlik peşinde olduğumu anladı o da güldü ama sesini çıkarmadı
-güzel miyim dedi
-eh işte dedim
-o eh işte kaç puan daha verir bana dedi
burdan sonra resmen laf oynaşmasına başladık. öpüşmenin ön sevişmesinde gibiyiz
-1 puan dedim
-o kadar çirkinsem yıllarca çok sevdiğim birisi bana hep yalan söylemiş çok güzelsin diye dedi
-baskı kurmak yok ama dedim
-yaylaya geldim senin için dedi
-iki puan da bu etti 13 dedim
-çok insafsızsın ama biraz torpil yap şu puanlarda dedi
-isyan ve işime karışmak eksi 5 puan dedim.
-gıcık dedi başını diğer tarafa döndürdü.
-artislik yapmak. küfür.trip eksi 7 puan bir puanın kaldı dedim
-başlarım puanına ama haa dedi. sarıldı bana
-vay hanfendiye bak. beni günlerce süründürürken biz hiç bişey demedik.on dakikada yüzlere çıksın istiyor puanı dedim
-off tamam beni de süründür de mutlu ol o zaman dedi
bir sigara çıkardım yakmaya çalışırken çakmağa üfledi
-yapmasana dedim
-içme sigara dedi
-neden dedim.
-öpüşürken kötü kokuyor dedi
gülme krizine girdimnerden biliyon öpüşeceğimizi dedim
ellerini kaldırdı havaya
pis pis sırıtarak ona baktım
sigarayı yaktım bir nefes çektim
-iyi geceler kelebek bey dedi
yanımdan kalktı
-gıcık diyerek
ellerinden tuttum
biraz kuvvet kullanarak yanıma yine oturttum
elini bırakmadım yanımda otururken
başını omzuma koydu
-omzum ağrıyor ebru dedim
-pardon gıcık bey dedi başını kaldırdı. ellerimle başını tekrar omzuma koydum
-öbür taraf ağrıyor başını kaldırmana gerek yok dedim
dizlerime eliyle vurdu yavaştan
-sakat bırakacaksın bir gün beni dedim
-o kadar vurmayla sakat mı olunurmuş dedi
-dizimden bahsetmiyorum ebru felç oluyorum sen yokken yanımda dedim
-ne felci dedi. şaşkınlığından ve heyecanından dolayı
-tüm vücudumda.ne gülebiliyorum.ne yürüyebiliyorum.ne duyabiliyorum.ne konuşabiliyorum. tüm fonksiyonlarımı kaybediyorum vücudum daki dedim
-çeneyle ayaklar hiç fonksiyonunu kaybetmişe benzemiyordu ama basbaya eksi yüzü verip gidiyorsun beyefendi dedi
-senin de heyecan fonksiyonun kaybolmuş hanfendi. dedim
-heyecanlandırsaydın sende o zaman dedi
-bak yine ben suçlu oldum dedim
-seviyorsan olacaksın dedi
-bak kaşınma ama dedim
-nasıl kaşıyacaksın dedi. gülerek
-kendime has taktiklerim var dedim
-ben biliyorum o taktiklerini yemem artık dedi
yine gayri ciddileşti muhabbet-hadi bakalım dedim. ellerimi kaldırdım tekrar
-intikam dedi
az önce o kaldırınca ben öpmediğim için
-ödeştik mi dedim elimi indirdim.
-evet dedi
tekrar kaldırdım elimi
hani siklemez gibi kafayı yana çevirirler ya aynısını yaptı
-hani ödeşmiştik dedim
-geriden gelip öne geçemez miyim dedi
yani 1 sıfırdan iki bir öne geçti hanfendi aklı sıra
işin sırrını çözmek ve gerçekten öpmek istemiyor mu diye anlamak için yine bir sigara çıkardım
yavaşca ağzıma koydum
çok ağır hareketlerle çakmağı çaktım
üfler mi diye bekledim
üflemedi amk
yaktım sigarayı içerken hiç konuşmadık
-yatalım mı dedi
-beraber yatmam dedim
-ya ben beraber mi yatalım dedim dedi
-iyi beraber yatmayalım o zaman dedim
-yatmayalım da demedim kelebek dedi
güldüm.
-çok gıcıksın. utandırıyorsun beni dedi
sarıldı gözlerime bakmamak için
-ter kokuyorum sarılma dedim
-bahane bulup durma ikidebir sarılacam işte dedi
-hayır sarılma dedim
-inat ediyorum dedi
-yeterli puanın yok sarılabilmek için dedim-söyle ne yapmam lazım sarılabilmek için dedi
biraz düşündüm
-nazıma katlanacaksın bir süre dedim
-tamam kabul ama şimdi biraz mola istiyorum az doyayım sarılmaya sonra nazına devam edersin dedi
-bu gece komple mola mı versek acaba dedim. yine pis pis gülerek
-amacını biliyorum kelebek efendi dedi. yine tokat yedim amk
ayağa kalktım
ellerinden tutup ayağa kaldırdım
-gel benimle dedim
sokak lambasının biraz loşlaştığı bir yere kadar yürüdük
durdum onu kendime çevirdim
kırmızı kart görmüş oyuncu ile hakem arasındaki anlamsız bakışma gibi bir süre birbirimize baktık
ellerimi uzattım ikisini birden
iki elini de ellerimin üzerine koydu
bi kaç santim havaya kaldırdım derin derin gözlerine bakarak
-biraz daha kaldırmak için kaslarımı yorma dedim
elleriyle altta kalan elimi kavradı ve biraz daha havaya kaldırdı
kaldırdıkça yaklaştık birbirimize
ikimizde öpüşmeye teslimdik çünkü 180 derecedeydi ellerimizle vücudumuz
ilk hamleyi o yaptı
öpmek için dudaklarını büzdü ve bana yaklaştı
-çok aceleci davranıyoruz.ben hazır değilim henüz ama dedim. liseli kızlar gibi naz yaparak
elin yukardan inip karnıma yumruk olarak gelişini göremedim bile
-biraz daha aşşağı vursan bebeğimizin olma ihtimalini ortadan kaldıracaktın dedim
-seni büyütemedim ki daha dedi
ellerimi kaldırdım–kaç gol gerideydim ben dedim
işaret parmağını kendi dudaklarına götürüp sus işareti yaptı
benim dudaklarıma yaklaştı
aradaki parmağı çekince aşk annem ebru dudaklarımda günlerdir biriken acı kalıntılarını sildi
yerine en sevdiğim tadı dudaklarıma sürdü
ibnelikten geri kalmayan ben
biraz geri çekilip
-sarımsak mı yedin sen dedim
ama kendinden emin olan sarımsaksız ebru bu defa ensemden kavrayarak iyice kendine çekti
yine o tat
on ile 15 dakika arasında süren öpüşme sonrası
sarıldık
-sana sarılıp yatabilir miyim bu gece dedi
hiç konuşmadan başı omzumda yavaşça eve yürüdük el ele
sonra ikimiz için de ayrı ayrı hazırlanmış yataktan
ebrununkini seçtim olası bir baskın ve yakalanma durumunda sapık olan ben olayım diye
yatakta yerimizi aldıktan sonra bana sarıldı ve göğsüme göhsüme hangisi doğruysa onu okuyun amk başını koydu
-sadece sarılacak mıyız dedim
-yetmez mi dedi
-yeter dedim
-gerçekten mi dedi
-one night stand a karşıyım ben dedim
-pis pis konuşma git yatağına dedi
uyuyor numarsı yaptım sessizce
sonra yine başını koydu
ellerimi sık sık sıkıp
yüzümü okşadıarasıra yanağımdan ve boynumdan öptü
bazen ellerimi dudaklarına götürüp öptü
nefes alışverişi uyku ritmini yakalayınca
bir süre daha yanında kalıp sessizce yanından kalktım alnını öperek
üstünü dikkatlice örtüp yatağıma geçtim
sabah uykusuzluk halinden anlamayan uykunun iyice tadına varmış kuzenlerin kalk artık demesi ile uyandırılıp
kahvaltıyı yaptık
kızlar ebruyu esir aldılar bir süre konuştular annem komşuya gitti
bende fırsattan faydalanıp uyudum tekrar
uyandığımda neler olmuş neler amk
(burda bırakırdım da edeceğiniz ağır küfürlerden tırstığım için devam ediyorum)
evin önünde bir araba
araba çok tanıdık
ebrunun babasının
aşşağıda konuşma halinde olanlar
ebru annesi ve babası
karşılaşmayı tribünden izleyenler annem ve kuzenler
beleş tribünde ise ben
konuşma tarzlarına uzaktan bakınca nasılsınız hoşgeldiniz gibi değil
basbaya tartışıyorlar gibi
olay mahaline gitmekle gitmemek arasında kaldım
baktım ipler kopacak kabağın benim başıma patlama riskini de alarak gittim yanlarına
-hoş geldiniz dedim elimi uzatarak annesine
konuşmalarının tam ortasına dalarak
-hoşbulduk dediler
pascal nouma misali oyuna girer girmez kırmızıyı gördüm beyler
-bize biraz müsade eder misin dedi ebru
kenara çekildim annemlerin yanına çıktım
-size ne lere kadar uzandı muhabbet kendi aralarında ki
sessizce birbirlerine bağırıyor gibiydiler
biz onları öylece izlerken
hepsi arabaya bindi
araba hareket etti
arkalarından baktık kaldık
hani giderken görüşürüz eyvallah demedikleri için az ilerde bir yerde park ederler
sonra dönüp gelirler diye bekledim ama
araba gitti de gitti amk
ebru arkasına dönüp el bile sallamadı
ben geri gelecekler umudu ile oturdum onları bekledim
-gelirler mi dedi annem
-mutlaka gelirler dedim
annem gelirler lafını duyunca horozun birini yakalattı kestiler tüylerini yolmaya bile başladılar
kuzenlere sordum nasıl geldiler
ben uyurken ne oldu diye
*arabayla gelmişler evin önüne park etmişler
ebrunun babası ve annesi arabadan inmiş
bizimkilere selam vermiş
annem yanlarına gitmiş biraz konuşmuşlar nasılsınız hoşgeldiniz diye
sonra ebru da yanlarına gitmiş
annemin yanında selam dahil hiç birşey konuşmamışlar
annem buyurun demiş eve davet etmiş
-siz buyrun biz geliyoruz demiş. ebrunun annesi
annem de geliyorlar diye çıkmış çardağa biraz da önden evi toparlayayım diye
bi bakmış ki gelen giden yok
10 dakika civarında konuşmuşlar
sonrasını biliyorsunuz zaten
benim duyduğum ebrunun size ne demesi idi.
bunu da resmen bağırarak söylediği için duydum
ama konuşmada tansiyon hayli yüksekti
akşama kadar oturdumne dönen oldu ne de geri gelen
akşam gelen köy dolmuşu
önce umudum oldu
sonra hayal kırıklığım
sofraya horoz kondu
millet afiyetle yedi
ben hani bir gelen olur diye umutla bekledim ama
kimse gelmedi
ertesi sabah alanyaya dönmedim hani gelir diye
akşam ki köy dolmuşuna kadar bekledim gelen olmadı
dolmuşcuya sabah beni almadan gitmemesini tembihledim
annem sabah erkenden beni kaldırdı
maddiyat kötü
ceplerimi bile borçluyum amk
annem bişey sıkıştırdı cebime al lazım olur diye
bindim dolmuşa
telefonun çekmeye başladığı yerlerde
mesajlar dökülmeye başladı ebrudan
ama dünden sonra gönderilmiş mesaj sayısı sıfır amk
biladeri buldum
üç beş muhabbet
o da cebindeki paranın bir kısmını bana verdi
mesajlar geldiği için ebru alanyaya geldiğimi anlamıştır iletim raporlarından
bu yüzden bana mesaj atar veya arar diye bekledim
öğlene a kadar belki uyuyordur diye bekledim ama yine yok
evleri civarına gittim
ebrunun babasının arabası yok
evde kim olup olmadığı da belli değil
sonra yazdım mesajı
-ebru.tek kelime yazdım gönderdim
iletim raporu geldi telefonuma ama ses soluk çıkmadı geriye
30 dakika kadar bekledikten sonra aradım
ama aradığımız aboneye o anda ulaşılamadı
her on dakika da bir aradım
yüzlerce dakika denedim ama hi ulaşılamadı
akşam üstü evlerinin önüne gittim ışıklar yanıyor
biraz sevindim en azından alanyada ebru diye
ama niye benim mesajı aldıktan sonra telefonu kapalıydı ki
neden bana güle güle demeden gittiler
neden ebru alanyaya döndükten sonra bana mesaj atmadı
neden aramadı
kafamda bir milyon soru olduğu için tam olarak ne yapacağıma da karar veremiyordum
bana göre en yüksek ihtimal
ebru habersiz yaylaya gelmiş
ailesi merak etmiş
haber vermeden gittiği için kızmışlar ve alıp götürmüşler
böyleyse neden aramalarıma cevap vermedi ve telefonu kapalı
hadi desek şarjı bitti
telefonumu ezbere biliyor bi yerden arar. haber verir
bekle allah bekle
gece saat 1 e kadar yine kapısında bekledim
açlığa dayanamayıp
püskevit aldım bir de meyve suyu
bir tane ağzıma attım tam meyve suyunu çekecem
bir taksi durdu
içinden ebru indi taksinin kapısı ile apartmanın kapısı arası mesafe ile benim ile taksi arasındaki mesafe aynıydı
ayağa kalktım
-ebru dedim. dönüp bakmadı
sesimi yükselterek tekrar
-ebru dedim. aynı anda yürümeye başladım ona doğru
yine durmadı
dış kapıyı açarken 5 metre civarındaki bir mesafeden
-ebru dedim yine duymadı
duymaması imkansızdı
içeri girdi. arkasından kapıya vurarak ses çıkarmaya çalıştım
asansöre binmeden direk merdivenlerden çıktı gitti
elimdeki püskevit ve meyve suyu olduğu gibi kaldı.ne bir yudum daha çekebildim
ne de bir tane daha atabildim ağzıma
ben yine onun odasını görebileceğim bir yere gittim
kendi kendime sorduğum sorular şöyleydi
-olm kelebek bi bok mu yedin amk
-lan babası kıza benimle konuşmayı mı yasakladı yoksa
-amk yoksa bu içeri giren ebru değil miydi.(bunu sorarken ebrunun odasının ışığı yandığı için)cevabı almış oldum
kendimi rahatlatmak için iyi ihtimallerden de bahsettim kendime
-olm morali bozuktur duymamıştır beni. aklında başka bişey vardır.
şarjı bitmiştir şimdi odasında şarja sokar mesajımı görüp beni arar diye düşündüm ama
bi bok olmadı sadece osuruk oldu umutlarım
odanın ışığı yandıktan 5 dk sonra söndü
gözlerimi perdeye öyle bir yoğunlaştırdım ki acaba bir hareket olurda bana bakar mı diye
ama rüzgar bile kıpırdatmadı amk ben şaşı olmanın eşiğinden dönmekle kaldım
kendimi olm biraz daha bekle
kız seni seviyor
sevmese yaylalara gelmez. mutlaka bir sorun vardır diye avuttum
3 dakika daha bekle 5 dakika daha derken saat 3 oldu
sabaha kadar beklerdim ama sabah dolmuşa binmek için erken kalkmış olmamdan dolayı
eve gittim uyudum
kalktığımda saat 11 i buluyordu
direk(t)(türk dil kurumundan uyardılar böyle yazılıyormuş amk)olarak evlerine gittim
biraz bekledim ekşın çıkmadı
denize gittim ebru orlarda mı diye yok babam denizde
amk bir erkeğin hayatla gerçek anlamda yüzleşmesi için bitirilmesi gereken askerlik bitmiş
ben yüzleşmem gereken hayatı anlamaya çalışıyorum hala
ne oluyor amk. biri bana bir açıklama yapsın amk yerinde
kim neden alıp götürüyor sevdiğimi benden
gözüm denizlerde pencerelerde
yollarda alanyada
telefonum tek numarayı tuşluyor
karar verdim ilk bulduğum yerde tutacam konuşacam
evin önüne gidiyorum giren yok çıkan yok
denize gidiyorum kimse yok sağa sola gidiyorum ebru yok amk
telefon kapalı
3 gün kafayı yedim yiyecem nerdeyse
hep de kendimi olm sen bir yere bakarken o başka yere geçmiştir şanssızlığından diye teselli ediyorum
dedim sikerim böyle işi harap oldum amk
gittim evlerinin önüne bastım zile
ses yok
aynı gece 4 e kadar bekledim
eve giren yok
acaba mezuniyet için ankaraya mı gittiler diye düşündüm
ama artık dayanılmaz hale geldi aklımdaki sorular
ertesi gün kalkıp otele gittim
vay kelebek hoş geldin hoş gittin resepsiyondakilerle konuştuktan sonra
ebrunun babasını sordum
dün burdaydı. bugün gelmedi dedilerebru yu sordum. hiç görmedik dediler
denize yine gittim baktım sağa sola yok amk
öğlenden sonra yine otele gittim
ebrunun babası otele gelmiş
kapısını çaldım
-müsait misiniz dedim.
muhabbet aynen şöyle
-kelebek hoşgeldin. geçen gün için kusura bakma.
-önemli değil dedim
muhbabbet orda kaldı.
-ne yapıyorsun nerde çalışıyorsun şimdi dedi
bu sorudan. benim artık otelde çalışmamı istemediğini anladım.
-çalışmıyorum henüz dedim.
aslında nabız ölçmek için sordum. hani burda çalışırsın derse aramızda bir sorun olmadığını anlamak için
-gez tabi biraz daha askerden yeni geldin sayılır dedi
ben siktir git dediğini bu lafıyla anladım.
-tamam bana müsade dedim
çok isteksiz bir şekilde
-nereye gidiyorsun dedi
-gezmeye. kolay gelsin size dedim. odasından çıkıp kimseye selam vermeden otelden ayrıldım
dedim en iyisinin amk seviyor olsa arar durumu açıklardı
yaylaya döneyim dedim
orda ne bok yiyecem
hem ebruyla da daha konuşmadın en azından ondan bişeyler duyayım diye inatla bekledim.
ebruyu ne gördüm ne de nerde olduğunu duydum
kapısında sabahlamaktan(sabahlama derken geceleri sık sık evin önünden geçip odasının ışığı yanıyor mu diye bakmak)
telefonda aynı numarayı çevirip sayısız kez aradığınız numaraya şu anda… duymaktan
denize gidip gelmekten ebemi ihmal ettiğim için bolca sikildi ebem
amk öyle boş beleş işler değil bunlar
evin önünde beklemek karnını acıktırıyor para
denize gitmek canın su çekiyor otobüs para
eve gidiyon bişeyler alıyon para
hayat napolyon olmuş amk alanyasında para para amk yine para
askerde aldığım cezanın kağıtları geldi
temyize vermek için yeterli sürem vardı
gidip yatıp kurtulmak ile temyize verip kışın yatmak arasında çok kaldım
bunu bekletirken
otelden bir arkadaş arayıp
ebrunun geldiğini
akşam da mekanın birisine eğlenmeye gideceğini söyledi arkadaşları ile telefonda görüşürken duymuş
şimdi duralım
telefonla görüşüyorsa telefonu açık olması lazım
aradım yine ulaşılamıyor
cevap veriyorum yeni telefon nosu almış
mekanın birisinde eğlenmeye gidecekmiş
demek ki keyifler yerinde amk
bi de ben gideyim şu mekana diye hazırlandım
gittim peder beyden tekrar para alıp
yerimi aldım mekanda erkenden
bir yandan da içmeye başladım
en önlerde bir yerde ayrılmış masa var 8 10 kişilik
22.00 civarı içeri girdiler
kızlı erkekli grup
ebru beni farketmedi önce
keyfi hayet yerinde
konuşuyor gülüyor istek gönderiyor
içiyor amk
o güldükçe ben sinirlendim.
hani diyorum yanındaki erkeklerden birinin eline tutsun
dans etsin de tekme tokat dalayım
vurabildiğim kadar vurayım sonra beni mekandakiler komalık etsin öleyim gideyim amk
lavaboya kalktı yanında bir kız arkadaşı ile
bende lavabo yolunda olduğum için beni de gördü tek başıma otururken
bişey demeden yanımdan geçti
ses çıkarmadım
lavabodan geldi yerine oturdu
eskisi gibi gülemedi
konuşamadı
onu canlandırmaya çalışan arkadaşları da başarılı olamadı
yanında oturanlardan bi kaç tanesi benim onun erkek arkadaşı olduğumu bildiği için durumu anladı
biraz böyle oturduktan sonra hesabın masaya gittiğini gördüm
bu benim hareketlenip masaya gitmeme sebep oldu
-bi saniye gelir misin dışarı dedim. kulağına eğilerek
masadaki lavuklar tip tip bakmaya başladı
ama ebru kalkınca önden yürüyüp mekan dışına çıktım ki mekandakiler de şüphelenmesin
ebru dışarı geldi
müziğin sesinin azaldığı birbirimizi rahatça duyabileceğimiz bir yerde durduk
-nasılsın dedim.
ses yok
-ebru bişey mi oldu. dedim
ses yok bana bile bakmıyor amk
bende ki sinir iyiden iyiye artıyor
-bişey demeyecek misin dedim
yine konuşmuyor amk.
-ebru dedim defalarca
bu sırada diğerleri de mekandan çıktı erkekler yine dövecek miş gibi bana bakıyor
sanki kızlar da onları zorla tutuyormuşa benziyor ki.
bence dövülecek birisi varsa o da ebru amk
erkeklerden bir tanesi yaklaşıp sorun mu var dedilavukda artislik yapacak bir tip yoktu.
götünü başını sallayarak bir durum mu var bilader sen kimsin deseydi
sikmek ile dövmek arasında kalır belki ikisini birden yapardım ama lavuğun anarşiye
karşı olduğu her halinden belliydi
ben sesimi çıkarmadım hani ebru bişey yok der de gönderir elemanı diye ama tık yok
çocuk soruyu sordu bekliyor amk
elimi cebime attım bir sigara tırnakladım paketin içinden
sigarayı ağzıma koyup
-ateşi var mı dostum dedim
çocuk bana bakarak ateşi çıkardı
çakmağı aldım sigarayı yaktım bir nefes alıp üfledikten sonra
çakmağı geri uzatıp
-şimdi sorun kalmadı sağol yardımların için dedim.
ebruya baktı bir süre
-merak etme sorun yok erkek arkadaşım dedi ebru
erkek arkadaşım??
bunu duyduğuma pek sevindiğim söylenemez çünkü kafam daha da karıştı
-ebru dedim
yine bana bakmadan kafası başka gözü başka yerlerdeydi
-ebru dedim yine
insan bi efendim der.
siktir git der
konuşmak istemiyorum der
seni seviyorum der ama der bişeyler amk
arkadaşına merak etme bişey yok diyorsun ama erkek arkadaşının merakdan öldüğünün farkında değilsin dedim
ses çıkarmadı
baktım ki delirme aşamasındayım
ve uğruna delirdiğim kişi beni siklemiyor
ortam da kalabalık caddeden sürekli insanlar geçiyor
sövsem kendini kadın koruması sanan bi kaç tane dangalak çıkıp ben olayın aslını öğrenmeden adresim değişecek
sakin olup
-ebru olay nedir. neden böyle yapıyorsun. dedim
-bişey yok dedi
-öp o zaman beni dedim ellerimi havaya kaldırdım.
-şimdi olmaz dedi
-burdaki bir kişi sebebi ile mi öpmüyorsun dedim.o lavuklardan herhangi birini kastederek
-hayır dedi
bileklerinden tutarak
-gel benimle dedim ebruya
hiç itiraz etmeden geldi
iyiden iyiye sesin azaldığı pek kalabalık olmayan
bir yere götürdüm
-öp şimdi beni dedim
öpmedi. başı aşşağıda ayağıyla yeri karıştırıyordu
sustu
-demek ki nerde olursak olalım öpülmeyecek birisi olmuşum senin için dedim
yine sustu
-gideyim mi ebru dedim
sesini çıkarmadı
-şu olayı anlat.ne dersen kabulümdür.git dersen gidecem söz dedim
-bişey yok dedi. mırıldanarakben olayı babasına veya ailesine bağlamak ve tepkisini görmek için
-yarın babanın otelinde işe başlıyorum dedim
-babamın otelinde mi dedi. biraz şaşırarak
-evet dedim
-hayırlı olsun dedi
bundan da pek bir bok çıkmadı
-lütfen anlat ebru neden böyle oldu dedim
-bişey yok ki dedi
-tüm bunlardan sonra bişey yok diyorsan demek ki daha bişey görmedin sen dur bakalım neler yapacam sana mı demek istiyorsun dedim
-ne alakası var dedi
-kaç gündür nasıl peşinde koştuğumu anlatacak değilim ebru yorma beni anlat ne olduğunu uzatma dedim
-bişey olmadı kelebek dedi.
-öp ulan o zaman beni dedim
baktı sadece suratıma
-ellerimi tut o zaman dedim
bi kaç saniye geçti
o da yok amk
kafayı yedim yiyecem
-bir cevap için 10.a kadar sayacağım. eger cevap vermezsen başka şeyler sayarak da gideceğim haberin olsun 10*dedim
ben aşşağı doğru saydıkça ne yapacağını bilemez hale geldi
7 dediğimde bana sarıldı
nefes alışlarından bir şey söylemeye yeltendiği fakat söyleyemediğin anlaşılıyordu
ben aşşağı dogru saydıkça daha sıkı sarılmaya başladı
yavaş yavaş 3 e kadar saydım
ellerini yavaşça gevşetti
artık bana sarılmıyor ama dibimde duruyordu
-2 dediğimde yarım adım geri çekildi
-1 dediğimde yanağıma eğilip bir öpücük kondurdu
-ebru sıfır dedim bir adım daha geri çekildiğinde yanağından peş peşe süzülen bi kaç damla yaş vardı
gel de işin içinden çık amk
madem ağlıyor bana sarıldı
yanağımdan öptü ki kesin bi boklar dönüyordu
resmen ebru ayrılık otobüsüne binerken beni uğurluyordu
-en azından sebebini anlat da öyle gideyim. yıllarca içimde dert olmasın.bir sevgili neden kaybedilir bileyim. dedim
o beni dinleyip cevap hazırlamak yerine gözleri başka alemlerde göz yaşlarını silmekle meşguldü
tuttum ellerinden
-ebrum ne olursun anlat dedim
yine sarıldı
-ölecek miyim amk bana kanserli gibi davranma anlat şunu dedim. sinirlice
-neden böyle olduğunu bilmiyorum dedi
-devam et dedim
-bilmiyorum dedi
-5 yılın hatrına anlat. giderim bilmek hakkıydı diye vicdan azabı çekersin.
vicdanını rahatlatmak istediğinde bile beni bulamayacağın birisi olurum.ne olursun anlat dedim
-anlatacak bişey yok dedi
-peki dedim. elimi uzattım.
telefonumu çıkardım
içinden sim kartı aldım
ikiye büktüm. yere attım.
zaten ebrunun bana hediye ettiği telefonu eline bırakıp
-sen henüz kendi kendine sevdiğim insan
nerde,ne yapıyor,ne düşünüyor,iyi mi,keyfi yerinde mi,niçin gitti, neden gelmiyor, niye haber vermiyor, beni hala seviyor mu,beni gerçekten sevdi mi gibi
milyonlarca soruyu hiç sormamışsın..ben iki tanesinin cevabını vereyim. seni çok seviyorum. gerçekten çok sevdim.. diğer cevaplar umrunda olursa bulursun..
dedim elveda ve kendine iyi bak bile demeden
yanından ayrıldım
hani koşar mı arkamdan dur kelebeğim der mi diye başlarda yavaş yavaş adımlarla gittim ama sonra baktım ki sinirden koşmaya başlamışım
kalbim benim de bilmediğim sorulara cevap arıyor
ben cevap veremedikçe
yan etkileri nefesime
ordan göz yaşlarıma etki ediyor
herşeye değer dediğim ebru için
aklım boşunaymış desede kalbim bir teselli arıyor
siz iki gün bekleyemediniz yüzlerce küfür ettiniz arkamdan neden böyle yapmış anlat diye ama ben 6 sene geçmesine rağmen neden öyle davrandığını hala bilmiyorum
ordan ayrılırken kalbimi burktum
sıcak olduğu için hissedemediğim kalp ağrım
eve gelip yalnızken
sarılıp kalbimi ısıtacak birisinin kalmadığını fark edince daha da ağrımaya başladı
bizim ev
ebrunun defalarca geldiği nerdeyse her köşesine oturduğu
mutfak ebruyla gelen misafirlere bişeyler hazırlamaya çalışırken gülüştüğümüz yer
kanepe ilk benim olduğu kanepe
merdiven ebrunun yürüdüğü
evin girişi ebrunun beni beklediği yer
yürürken planlar kurduğumuz bizim cadde ve alanyanın çoğu caddesi
her köşesinde yürüdüğümüz
kalesi denizi iskelesi alanya
yayla çiçekler kopardığım balıklar yakaladığım sarılıp boynunu öptüğüm
aşkın en temiz oksijenli noktası
nereye gidecektim lan ben
uyusam rüyalarıma girer diye korkuyorum
uyanık kalsam kalp ağrım sesli konuşuyor
bir yandan siktir et olm
her işte bir hayır vardır. demek ki ebru değilmiş kaderimde yazan diyorum
bir yandan kendimi tutamıyorum gidip döve döve anlattırayım ne olduğunu diye
iki ucu boklu değnek değil benim durum
ben bok çukuruna düşmüşüm uzatılacak bir değnek arıyorum
koridorda oturdum yere
üstümde ne varsa çıkardım
yine de geçmedi içimdeki sıcaklık
halıyı elimle toplayıp
suratım dahil tüm vücudumu fayansa dayadım onun sserinliği de yetmedi
banyoya gittim
banyo kapısını sonuna kadar kilitledim
balkona çıkıp atlamaya karar verirsem bana bir kez daha düşünme şansı olsun diye
suyun en soğunu açtım altına girdim
zaten zor nefes alırken iyice kesildi soğuk suyla nefesim
nereye gidecektim ne bok yiyecektim amk
her adreste ayrılık yazacaktı
her gittiğim yerin nüfusu sadece 1 olacaktı benden ibaret
nereye gidersem gideyim başka nüfusa kayıtlı olacaktı ebru
ben banyoda oturup bunları düşünürken
dış kapının açıldığını duydum
lan ebru mu geldi yoksa diye heyecanlansam da onda anahtar yok ki amk kesin biladerdir diye ismini seslendim
-abi sen misin dedi.
-evet dedim.
-ha iyi amk korkuttun beni dedi
ses kesildi içeri gitti
30 dakika geçip benim çıkmadığımı görünce yine geldi
-çıkmayacan mı dedi
-paran var mı dedim
-karı mı attın olm eve bu salonun hali ne gideyim mi dedi(benim kıyafetler yerde kaldığı için)
-ne karısı olm dedim
-ebru yenge öldürür zaten ne yapacaksın parayı preservatif lazımsa var bende dedi. makara yapıyor piçin biladeri.
he amk preservatif lazım ebru kalbimi sikiyor
-var mı dedim
-ne kadar lazım dedi
-büyük alacak kadar dedim
-var ama lazım para dedi
-tamam yarın ben sana veririm dedim. nerden vereceksem amk
-iki bira alayım işine bak kontur alacam yarın dedi
-sen bi büyük al gel dedim
-yarın vermezsen diye tehdit edip bakkala gitti
ben çıktım banyodan
lavaboda elimi yüzümü yıkadım
içip bayılacam plan bu
yoksa uyunmayacak amk
üstüme şort tişört geçirip biladeri beklerken
soguk su bardak hazırladım
geldi bi baktı
sadece kendime bardak almışım
-sen bu parayı vermezsin amk bana bende içebildiğim kadar içeyim bari dedi
-sen git yat olm dedim
-o zaman vermem dedi
baktım kardeşimin kalbini de kıracam
hem bana saçma sapan sorular sorar biraz kafam dağılır diye
-al gel amk bi bardak dedim
karpuz da kesmiş geldi
bardakları doldurdum
şişeyi elimden bırakmadan
benim kini fondip yapıp yine doldurdum-abi su şişesi bu elindeki rakı şişesi dedi.su şişesini göstererek
-karıştırmışım işte dedim
sabaha kadar bana salak salak şeyler anlattı.
yok bi kıza aşık olmuş
o kızı mutlaka ayarlamalıymış
bi tane daha kız varmış
onu da seviyormuş aslında
ama türklerden hayır yokmuş
yakaladığı turistle işini görüp
roberto carlos misali gençliğini avrupalı kızlarla ihtiyarlayınca da türk kızlarına vermeyi düşünüyormuş
ben bi saatten sonra onu dinleyemez olmuşum
sarhoşluktan
sızıp kaldığımı sabah kalkınca öğrendim
biladere hapise gittiğimi söyledim
hala sarhoşken adliyeye gidip
teslim oldum
beni alın içeri diye
biraz beklettiler
sonra başka bir suçlu ile
elime kelepçe takıp sivil arabasına götürdüler
aslında tek olsam kelepçe takmazlarmışda diğeri arabadan atlar da kaçar diye takmışlar
mahmutlar cezaevine gittim
işlemleri tamamlayıp resmi çektiler elime bir tabela verip
17 gün 16 gece kalacağım ceza evine girmiş oldum
sonra bir koluma yatak bir koluma sandalye
aynı anda içeri götürdüğüm kıyafetleri
l tipi ceza evinde sürüye sürüye götürdüm
durduğumuz yerde burası dediler
beni o an geri salsalar çıkışı bulamayacak kadar karışık bir yerdeydim.

tecrite yani koğuşu belli olmayan karma suçluların olduğu yere girdim
herkeste bir sakal
herkeste bu kim amk
ne bok yemişte gelmiş bakışı
benim ise sikimde değil ebrudan başkası
oturdum köy kahvesine girer gibi
suratım asık
hoş geldin dediler kafa salladım sadece
önce benimle gelene sordular geçmiş olsun bilader diye
o anlattı içinde bulunduğu boktan durumu
sonra bana sordular nedir durum diye
duruşuma ve suratımadaki ifadeye bakılırsa sülalemi doğramış içeri girmiş gibiydim ama
gizem yaratıp pısırık görünmemek için
-içki içmekten dedim
tabi herkes merakda amk içki içmekden insan nasıl içeri girer diye
-kavga mı ettiniz bilader dedi birisi
-hayır dedim
adamlar bi kaç gündür orda ve muhtemelen de daha önce nezarette beklediği için hepsi sakallı
tipler sokakda görsen normal gelir ama içerde olunca psikoloji farklı oluyor tabi
-ee nasıl oldu dediler. baktım bir sürü soru soracaklar
-askerde içki içerken yakalandım dedim
hepsi güldü biraz makara yaptılar.bi alkolik eksikti grup tamamlandı diye
sonra bize konuşmak düşmedi pek.
ileri yaşta olanlar ve daha önce içerde yatmış olanlar
ne nasıldır. içerdeki düzen nedir. yemek olayı yatma olayı duş alma gibi durumları anlattılar
biraz sakinleşti ortalık
herkes kendi derdine düştükimi avukatım gelsin çıkarsın beni artık
kimi işlediği suça muhtemelen kaç sene yer onların hesabını yapıyor
bende odaya gidip yatağı ayarlayıp girdim yatağa
biraz uzandım akşam üstü yemek ardından sayım
sonra yine yattım
bir müddet uyuyamadım ebruyu düşünmekten
baktım tek başınalığımın götü yemiyor onsuzluğa
salonda oturan ne idiği belirsiz adamların yanına indim tekrar
adam bi kaç gün önce birini doğramış
yanımda oturuyor amk
öteki içmiş otu boku hala kafası dumanlı halimi hatrımı soruyor
o gerginlik beni biraz ebrudan uzaklaştırdı
ebruyu düşünmek yerine götü kollamanın peşine düştüm
yalnız takılmak pek mantıklı gelmedi bana
bi kaç psikopatla üç beş geyik yapayımda yanımda bulunsun lazım olursa dedim
biraz makara gırgırdan sonra yat saati geldi ışıklar söndürüldü
2 katlı olan koğuşta üsk kata çıktım 3 kişilik odanın birisinde tek başıma kaldım
işin açığını söylemek gerekirse yüz üstü yatmaya götüm yemedi
sırt üstü yatıp götü sağlama aldım
o gece anladım yanlış yaptığımı ne bok yiyecektim amk.
içki de içemeyecektim
birisiyle dertleşmek istesem akıl danışacağım adamlar aklını mantıklı kullanamadığı için içerde olanlar zaten
yalnız kalsam hepten bok bir durum
gözlerimi kapatsamda aklımda
açsamda aklımda
tek soru var
??neden??o amk nedeninin ihtimallerini sabaha kadar düşündüm ama
sabah kalktığımda ne kalbime ne de aklıma tatmin edici bir rapor sunamadım
ertesi gün gerçek koğuşlara dağıtım günü olması sebebi ile
tecritte bulunan iki kişi ile daha aynı koğuşa gönderildik
yine elimizde plastik sandalye yatağın döşşeği eşyalar
koğuşa girdik 3 ümüz
sanki aynı hayata tecavüzden girmiştik içeri
birden panpa olduk amk
birbirimiz koruyalım ayakları yaptık
içeri girdik ki şansa bak
koğuş ağası seçilecek
koğuş ikiye bölünmüş
seçim var amk bizde 3 oylu bir grubuz
vay hoşgeldiniz çay içermisiniz nasılsınız hemen ilgi alaka iki tarafdanda
çayı içtik
kendimizi anlattık
sonra gözüm gazeteye takıldı amk
alanyanın yerel gazetelerinin birinde
ön bilgi haberinde ki başlık
5 senelik firari alanya canavarı yakalandı diyor
resme bakıyorum
amk acayip tanıdık geliyor
ulan bu kim acaba dilimin ucunda diye düşünürken gazeteyi alıp yönlendirilen sayfayı açtım
ben gazeteye bakarken kanımı serinleten sesi duydum
-olm bu adam bana ne kadar benziyor
benimle gelen panpa dediğim adamdan alanya canavarı diye bahsediyorlar
adamın mekana saldırmışlar
o da kendini korumak için bi kaç tanesini haşat etmiş
mahkeme sürmüş de sürmüş
avukata emanet etmişler olayı takip etsin diye
o da pek siklememiş
birden yakalama emri ve paraya çevrilemeyen 18 ay hapis cezası
gazete bokunu çıkarmış anlayacagınızseçimler 3 gün sonraydı cezası bitecek eski başkana saygı için son günden bir gün önceyi beklediler
gençlerden birisi olduğum için makara yapmak için beni sectiler
daha var mı bilmiyorum ama 17 gün boyunca bana yaptıkları şakalar
*-abi sigara burda da aynı para mı dedim
-yok koçum bir paket sigara 25 kuruş burda dediler
-çok ucuzmuş dedim.
-ver 25 kuruşu sana vereyim bir paket dediler.
jeton düştü benim. içeri bir kuruş bile sokamıyorsun ki amk. bütün paranı hesabına yatırıyorlar isteklerine göre düşüyorlar.
*ilk perşembe günü
-kelebek şu kağıt kalemi al tüm odalara git yarın cumaya gideceklerin isim listesini yap getir dedi
odaların ilkine gittim
-abi yarın cuma namazına gitcek misin dedim
-burda herkes ateisttir dostum dedi
fazla isyankar gördüm adamı eyvallah çekip diğer odaya geçtim
aynı soruyu sordum
-sende bunu yedin mi dediler. yine göt oldum nere gidiyon amk cumaya hapistesin amk
*dışardan sesler geldi
-kelebek seyyar satıcı geliyor olm git bak ne satıyor dediler
koşarak heyecanla baktım
yemek arabası amk. yine şakanın dalgasına oturttular beni
bunun gibi bir sürüsüne maruz kaldım çoğunu da yedim
bulunduğumuz koğuştaki kişilerin çoğu hafif suçlu insanlar
bu yüzden isteyen herkesi yemekhaneye götürüyorlar
gelmek istemeyenleri de ağır suçluların bulunduğu yerlere gönderebiliyorlar
bende gittim
sabah 6 akşam 19
ilk gün yerleri süpür çek pas. paspas derken
sonra bulaşık için koca kazanlarla mücadele ettim
daha sonra deterjana alerjim var diyerek bulaşıktan yırtıp
soğan soyma, ıspanak temizleme, domates sapı kesme ve sürekli doğrama gibi
1500 kişiye yemek yapılan bir yerde benim gibi mahkum olan insanlarla zaman geçirdim
aradaki dinlenme ve sigara içme bölümlerinde
kendi hikayesini anlatan insanları hayretle dinleyip
aslında dışarıda kalabilmenin tamamen tesadüf olduğunu gördüm
*iki genç birbirini çok seviyor.
erkek kızı babasından istiyor vermiyorlar
istiyor vermiyorlar
defalarca istiyor ama vermiyorlar
kızda çocugu seviyor
kız beni götür beraber olalım sonra mecburen verir diyor
erkek üzerine düşeni yapıyor
kız durumu ailesine anlatıyor
baba deliriyor şikayet ediyor
kızına da baskı yapıyor tecavüz etti diyeceksin diye
7 sene direk göte giriyor.
*çocuk parkta oturuyor
bi tane alkollü geliyor ateş istiyor
çocuk çakmağı uzatıyor tamam sende kalabilir diyor
sen bana acıyor musun lan diye tokatı basıyor sarhoş
sesini çıkarmıyor
kalkıp gitmeye çalışırken sarhoş
arkadan küfür ediyor ana bacı
olm yapma etme desede sikine takmayan sarhoşu bi güzel dövüyor
sabah sarhoş ceset
adamın da hayatı
*adam alanyadan adamı kaldırıyor
köyün birine götürüyor
sabaha kadar dövüp sonra öldürüyor ormanlık alanda
sabaha karşı o köyden tanıdığı birisinin evine gidiyor
kahvaltı yapıp evden ayrılıyor
adamı öldüren yakalanıyor
ifadesinde o eve gidip kahvaltı yaptığını da söylüyor
ev sahibi yardım ve yataklıktan 5 senegençler bara gidiyor eğlenmeye
kafalar milyon oluyor
içlerinden piçin birisi olm bende ot var içelim diyor
sarhoş kafanın gazına geliyorlar
bir iki duman derken
eve polis baskını
yasadışı uyuşturucu örgüt mensubu olarak gençlikleri ellerinden 2 sene alınıyor
*adam otelde çalışıyor
abazanın birisi bana bi karı ayarla en rusundan diyor
abi ben bilmem etmem diyor çocuk
olm sor soruştur alanyanın yabancısıyıs seni de görürüz diyorlar
çocuk bi kaç arkadaşını arıyor birisinden numara alıp
telefonu dinlenen pezevengi arıyor
abi bana bi karı lazım diyor
tamam ayarlayalım diyor pezevenk
nasıl olsun diyor
abi bana değil müşteriye diyor.. şuç 1
sonra arkadaşlarını arayıp olm karı istiyorsanız bulayım size diyor
arkadaşları ara olm diyor
aynı pezevengi arayıp tekrar başkası adına karı isteyince aracı pezevenglikten 18 ay
*evliliklerine bir gün var
herşey hazır
davetiye
düğün salonu gelinlik
balayı rezervasyonu
müstakbel eşi ile alışverişe gidiyorlar
yola çıkan çocuk
hakkın rahmetinde
damat cezaevinde
gelin psikolojik bunalımda
buna benzer yüzlerce hikaye tabi bunu sadece onların dilinden dinleyebiliyoruz gerçekde ne olduğunu bilemem
yemek saatlerinde yemeği de biz dağıttığımız için bölüm bölüm ayrılmış suçluların da tiplerini gördüm
siyasi, ağır mahkum, tecavüzcü,otcu ne ararsan var amk içerde
tek kişilik hücrelerde
kafayı gerçekten yemiş
ve kafayı yeme numarası yapan insanları
sürekli bağırarak
yemek koymamız için uzattıkları tabaklarda boklarını görerek
en azından hastane bile olsa dışarı çıkabilmek için günlerce yemek yememiş ve yemeyen insanları da gördükten sonra
aslında ebrulu acıları bırakıp
farklı kelebeklerin uçuşmaya çalışırken kanatlarının incinmiş hallerini gördüğüm için şükür etmem gerektiğini farkettim
o an öyle dedim
ulan senin ki de acı mı amk surda bi kaç gün sonra çıkacaksın
dedim kendimi teselli ettim ama
gel gelelim başını yastığa koyunca yine aynı sancı
yine aynı soru
??neden??
son günlerde bir amca
-senin ne derdin var koçum dedi
-sizin kinin yanında benim kisi zengin çocuğun neden bana araba almıyorsunuz kaprisi kalır dayı dedim
-gönül işi öyle mi dedi
-evet dayı dedim
-bende sevdim dedi
-herkes mutlaka sever tabi dedim
-sen benim gibi sevmemişsindir en az yaşadığın yıl kadar ona aşık kaldım. sevgim hep ama da kaldı. onun için burdayım.hep bekler mi diye yıllarca avutuyordum kendimi
söz vermişti. keşke dayanamayıp sormasaydım ne yapıyor diye o zaman 3 ay sonra başkası ile evlendiğini duymaz kalan 12 sene daha onu nefretli aşk yerine
umutlu aşkla sevmeye devam ederdim dedi.
buraya gelmez ki sorayım ona neden bana böyle yaptın diye. dedi
benim aklımda sadece neden sorusunu sorabilecek olmam kaldı
vay amk ki benim çektiğim acı falan değil o adamı salsan türkiyenin kadın erkek nüfüsu dengesi kadın sayısında bir azalma olacağı için değişecek
bir kere annemle babam geldi ziyaretime sormadım onlara ebrudan haber var mı diye
4 kere elimi bişeyler doğramaya çalışırken kestim
saçlarım en boktan muameleyi orda gördü
ve sonra eşyalarını topla çıkıyorsun dediler
en içten dileklerimle allah kurtarsın dedim
evrakları alıp dışarı çıktım
yalancıyı ajdar siksin ebru gelir mi acaba beni karşılamaya diye ummadıysam
kimse gelmedi amk
annemlere de gelmeyin demiştim zaten sırf ebru gelir diye umduğum için
içerdeyken kendime söz verdiğim gibi
direk gidip bir market buldum
güpe gündüz 4 bira alıp içtim.
neden 4 diye sormayın param ona yetti.bir sigara bir de otobüs parası kaldı cebimde
cepte telefon yok
telefon olsa tek arayacağım kişinin numarası yok
beni aramış olsa haberim olacak bir sim kartım yok
17 günde ne olmuş ne bitmiş hiç bir haberim yok
eve gittim sadece eşyaları bırakıp aynı şekilde evden çıktım
öğlenden sonra olduğu ve yüzülmeye müsait olduğu için
denize kadar yürüdüm parasızlıktan o güneşin altında
mahkumiyet 17 günden ibaret gibi gözüksede
ebruya olanı müebbete benziyordu
deniz dolu ama bana boş
otele gitmeye götüm yemedi ebrunun babasına atar yaptığım için
dayanamadım amk
gittim ebrunun evine
baktım ses soluk yok
nasıl gaza geldiysem başkasının apartman dış kapısını açmasını fırsat bilerek bende apartmana girdim
ve ebruların dairesine kadar mehter yürüyüşü şeklinde çıktım
kapıyı çalsam mı çalmasam mı diye defalarca düşünüp
ne olursa olsun amk diye
kapıyı çaldım
kapı açılırken kalbimin atış hızına
bildiğim duaları okuyan dudaklarım bile yetişemedi
kapı yarım açılıp gel kelebek sesi duyuldu
annesinin sesiydi
resmen normal bir şekilde içeri davet edildim
yemek yapmakla uğraştığı belliydi
beni de muhtemelen kapı deliğinden gördüğü için beni görmeden gel kelebek deyip yine mutfağa yöneldi
ben girmeyip kapıda bekledim
bir süre sonra soru sormaya başladı
nasılsın diye ama
cevap vermeyince içeri girmediğimi fark etti
kapıya gelip.
-bişey mi oldu girsene dedi
-nasılsınız dedim
-iyiyim de sen iyi görünmüyorsun bir sorun mu var dedi
-evet dedim
-bana anlatmak ister misin dedi
-ebru nerde dedim
-istanbuldaa dedi. sanki benim bildiğimi düşünüyormuş gibi söyledi ama
-ne zaman gitti dedim
-10 gün falan oluyor haberin yok mu senin dedi
-kimsenin kimseden haberi kalmadı ki artık dedim
tuttu kolumdan
-geç bakim şöyle dedi beni evin içine aldı
kapıyı kapattı
-otur dedi
oturdum** -anlat dedi
-siz anlatın dedim
-neyi anlatayım dedi
-ebruyu dedim
-ne olmuş oğlum ebruya anlatsana dedi
-bende size soruyorum ne oldu ona dedim
-valla kelebek hiç birşey anlamıyorum dediklerinden dedi
-bende anlamıyorum dedim.
-sen ebruyla konuşmuyor musun dedi
-ayrıldık dedim
-nasıl ayrıldınız dedi. çok şaşırmış bir şekilde
-ne olursunuz bana yaylada ne oldu anlatın dedim.
-yayla için kusura bakmayın size güle güle bile diyemedik dedi
-önemli değilde ne olursunuz anlatın dedim
-ne zaman ayrıldınız siz dedi
-sizden sonra bende alanyaya indim. günlerce ebruya ulaşmaya çalıştım ama telefonu kapalıydı. sonra tesadüfen bir barda gördüm arkadaşlarıyla.
neden böyle yaptığını sordum ama tek kelime etmedi. dedim
-neden böyle yaptı ki acaba dedi
-o nedeni siz bilirsiniz annesisiniz ne olursunuz en azından bana sebebini söyleyin dedim
-valla şimdi senden duyuyorum.ama bence yanlışın var siz daha sonra ayrılmış olmayın dedi
-nasıl yani dedim
-istanbula gönderirken vedalaşıyorduk. beni özleyecek misin diye sordum. kelebekten başka kimseyi özlemeyeceğim dedi.
bu noktada ben bittim. beyler.
ne varsa saldım gözümde
-madem özleyecek niye gitti ki dedim.
-dur ben bir kahve yapayım dedi. benim ağladığımı görünce.
-ne olursunuz boşverin kahveyi. bana yaylada ne oldu.ve istanbula neden gitti onu anlatın dedim
-bize yalan söyledi. kelebek.bugüne kadar hiç yalanını duymamıştık ama yalan söyledi.o yüzden babasıyla tartışmışlardı.
hala kavgalılar. istanbula tatile gideceğini söyledi.bir arkadaşının yanına. kafa dinleyeceğim biraz dedi. babası izin vermedi ama yine de gitti
ama merak edilecek birşey yok kızın numarasını bana vermişti. aradım geldi mi diye evet yanımda dedi
-sen neden aramadın ki hiç dedi.
-yeni telefon numarası yok ki bende dedim.
-nasıl yok dedi.
-telefonu kapalıydı günlerce ulaşmaya çalıştım dedim.
-eskisini kullanıyor yine.siz arkadaş da mı değilsiniz. hiç mi konuşmuyorsunuz dedi
-o benimle konuşmuyor ve konuşmama sebebini de söylemiyor dedim.
-oğlum ben soruyordum ona arasıra kelebek nasıl diye. çok iyi diyordu. gayet normal görünüyordu herşey dedi
-size hiç bahsetmedi mi ayrıldığımızdan dedim
-bahsetmedi de odasına çekiliyordu genelde geceleri. okuldan arkadaşları gelmiş. mezuniyeye de gitmedi zaten
onlarla beraber bi kaç tane de burdan arkadaşı ile gezdi başka da bişey yapmadı. sonra onlar gidince sıkıldım dedi
istanbula gidiyorum dedikten sonra gitti dedi
-hiç mi bişey anlatmadı size dedim.
-valla kelebek bu söylenmez ama ben bişeyin mi var kızım dediğimde. sancım var anne dedi.(adet)doktora götüreyim mi diye sordum yok geçer merak etme dedi
sonra ara ara sordum nasıl oldu diye geçti dedi. sonra da bi gariplik göremedim ben bildiğin ebruydu işte dedi.
-ben bilmiyorum ki artık. ankaradan geldi.bi kaç gün herşey normaldi. sonra bişeyler olmaya başladı. yaylaya geldi herşey yine çok güzeldi.
alanyaya döndü. benimle tek kelime konuşmadı. neden konuşmuyorsun sebebi ne diye sorduğumda da hiç bir cevap alamadım. dedim
-ben hiçbirşey anlamadım.ama gelince mutlaka konuşurum. bende merak ettim şimdi. muhtemelen yaptığın birşeye alınmıştır. çok seviyor seni.onu en kolay sen üzersin
en kolay da sen mutlu edersin dedi
iyice sikti beni amk.
-nasıl çok seviyor dedim
-onlar anlatılmaz kelebek ana kız çok konuştuk senin hakkında bi kere anlattı sonra yakın bulduğu ve benim bildiğim için sürekli anlatmaya devam etti.
ama ben sizin ayrıldığınıza inanmıyorum. mutlaka barışır ebru seninle. dedi
-neden dedim
-bilmiyorum ama onsuz yapamam derken çok içtendi.
ebrunun odasına bakabilir miyim dedi
-hoş olmaz kelebek dedi
-lütfen dedim
-tamam dedi.
biraz baktım. eskisi gibi herşey bana ait.her bir kenarda bana ait resimler. benim ona hediye ettiklerim eskisi gibi duruyor
10 gündür istanbuldaysa 20 günden fazla bu odada bu şekilde kalmaya devam ettiyse beni bitirmemiş kafasında demek ki
ama bu inat neden
bu yaptıklarının sebebi ne bilene göt capssimi verirdim amk o an.
bir an önce onu bulup konuşmam lazımdı ama istanbula gitmem maddiyat yüzünden sıfır ihtimal
sülalede ve arkadaş çevresinde bayram olsa kimsenin yanına gidemeyecem borçlarım yüzünden
masasının üstünde bana aldığı telefonda duruyordu.
yine ikimizin gülümserken çekilmiş fotoğrafı ki bu onun en sevdiği resmimiz di
beni silmiş olsa bu odanın bu halde olma ihtimali çok zayıftı
20 günden fazla bir zamanda bu halde nedensiz bir ayrılıkla bu odada bu şekilde yaşayabilmek için resmen psikopat olmak lazımdı
madem sevmiyorsun
bırakmak ayrılmak istiyorsun
beni beyninde bitirmişsin
veya başkası var
bu oda neden hala böyle?
neden her yerde beni sevdiğinin izleri dururken senin gerçek aşk adımlarını kalbimde hissettirmiyorsun
madem seviyorsun neden konuşup herşeyi çözmemize yardımcı olmuyorsun.
madem seviyorsun ki bu bana değer verdiğin anlamına gelir
üzüntümün senin de üzüntün olması
sıkıntımın senin de sıkıntın olması gerekir
neden sıkıntılarıma bi tek cevapla yardımcı olmuyorsun
tutsana ellerimden
gel kelebek seninle konuşmamız lazım desene
bak şimdi canım benim böyle böyle oldu
kusura bakma ama beraber olamayız artık desene
yada bu tuttuğum ellerden beni şu şu şu yaptığın hatalardan dolayı birazcık pişman ettin.bir daha yapma desene
ne bok yediğimi bilememekten boklar içinde bırakmasana amk beni
ahh ebrum ahh
nasıl bir avcısın sen
eti yenmez
sütü içilmez
ağırlığım uçuşuma engel
ısırdığım yer dişime zarar
bir kelebeğim ben
bi kaç günlük ömür biçilmiş
uçsam mı bi yere mi konsam diye ne yapacağımı bile bilmezken
sen neden nedenleri düşünmekle geçirtiyorsun ömrümün geri kalanını
ya kaldır elini vur başıma yapışayım kendi hayatıma
yada al beni avucuna
parmaklarının ucuna kadar yürüyeyim uçayım tekrar kalbine
..kötü oldum o odanın halini öyle görünce
iyice çıkmaza girdim amk.
kalbimin bir kagıt parçasına sıkıştırılmış adresinde ebru yazıyordu
ama adres sorsam tarif edecek kimsem yok
nerdesin amk bağdat
zaman reyize sığındım mecburen.
odadan çıkıp müsade istedim gitmek için
-olmaz bir yemek ye öyle git dedi
-hayır kelebek otur dedi
-aç değilim az önce yedim dedim
halbuki ölüyom amk açlıktan
-otur şuraya ben hazırlayayım sen yemezsen yeme dedi
tabakları hazırlayıp koyarken
-zahmet oldu aç değildim dedim
-yalan söyleme yemek yemeyi bile unutmuşa benziyorsun biraz kendine gel. dedi
ben yemek yerken nezaketten midir bilmem
beni yalnız bıraktı
yemeğimi yedim
müsade istedim tekrar.
teşekkür ettim herşey için
görüşmek üzere ayrıldım evden
umut 1-ebru annesini arayacak konuşacaklar sebebini öğrenecek ben de aydınlacağım
umut 2-ebru benim hala onun peşinde olduğumu annesinden duyacak ve alanyaya en kısa zamanda gelip benimle görüşecek
umut 3-sahip olduğum bilgi ile ebrunun eski numarasını kullanmaya başlaması benim onunla tekrar görüşmemi onu aramamı istiyor olmasına yorumlayabilmem
umut 4-ebrunun odasının hala beni sevdiğini işaret etmesi ve annesine beni hala sevdiğini ima etmesiaş
bunların yanında bir sürü umutsuzlukta var
ama ben umutlarıma yöneldim
şimdi yapmam gereken tek şey eğer bu umutlardan biri gerçekleşecek olursa
ebrunun karşısına beş parasız çıkmaktansa en azından şimdilik bir işi olan birisi olarak çıkmaktı
hadi görüşelim dedi kız. kahve ısmarlıyacak para yok amk
eşin dostum cebinin bereketine dualarla yaşıyorum
hemen bi kaç yere haber verdim iş lazım diye
haber vermekde kolay değil amk telefon yok
sim kart yok
sonra en kısa zamanda bulmam gerektiği için
kendim bizzat başvurulara başladım
abi eleman lazım mı
abi eleman lazım mı gezdim bi kaç yeri
sezon ortaları olduğu için herkes kadrosunu kurmuş
zor oluyor tabi bulmak
bir restorana gittim hollandalılara hitap eden
-abi eleman lazım mı dedim
-yok sağol bilader dedi
-flemenkçe ve ingilizce biliyorum iyi derecede dedim
hollandaca konuşmaya başladı benimle
hiç hollandada bulundun mu diye sordu(türkçe karşılığı çevirisidir
hayır hiç biz zaman bulunmadım dedi.
biraz daha konuştuk nerelisin ne işler yaptın
askerden geldim. cezam vardı onu yattım hapiste şimdi çalışmam lazım dedim
hapiste niye yattın dedi
anlattım durumu dürüstçe
tamam yarın gel başla dedi
biladeri bulup iş bulduğumu anlattım
biraz para alıp en boktanında sadece yes no ve mesaj yazma özelliği olan sikimsonik bir telefonla
sim kart aldım
açılmasını bekledim bi kaç saat sonra
ebruya mesaj yazdımmerhaba dedim sadece mesajda
iyi tatiller desem. nerden biliyor diye şüphe duyacak
kim olduğumu bilmediği için geri dönmeyeceğini biliyordum
benim amacım iletim raporunda iletildi yazısını görmekti
o yazıyı gördüm beyler
annesi yalan söylememiş eski numarasını kullanmaya başlamış tekrar
eski numarasını kullandığına göre
sim kartı kırılıp parçalanıp veya bozulmamıştı ki
bu da ebrunun telefonunu bilerek kapadığının kanıtıydı benim için
ikinci mesajı yazmadan önce planlar yaptım
bir kağıtla kalem alıp şema oluşturdum
tüm ihtimalleri düşünerek hesaplar yapmam gerekiyordu
başlık yaptım en üste
ebruya kelebek olduğum söylenecek
sonra ikiye böldüm
cevap verirse ve vermezse diye
her iki durumun altına da yapacağım şeyleri kabaca yazdım
mesela cevap veririrse 1 ne şekilde verebilir
normal konuşursa ne yaparım
konuşmazsa ne yaparım diye
yazdığım ihtimal ve karşılaşacağım durumlara vereceğim tepkiler o kadar çoğaldı ki ihtimallerden sayfa zinci saçına döndü amk
baktım iyice beynim sulanacak yazdım mesajı
-bu arada ben kelebek. hapisten çıktım haberin olsun diye
yine cevap gelmedi
bir saat kadar bekledim.
ses çıkmadı
inanın telefonu açsa ne diyeceğimi hiç bilmediğim halde onu aradım
ikinci kez çalmadan meşgule aldı
bu durumda
-pardon sevgilinin yanında seni rahatsız ettim galiba
tarzında dokundurucu mesajlar yazabilirdim ona ama yapmadım
sakin olmak planınım bir numaralı kuralıydı çünkü
ne yapıp ne edip aklımı siken o nedeni bulmam lazımdı
sinirlenip tekrar tekrar arayarak telefonu tekrar kapatmasından
ve telefonu açıp ne var demesinden tırstığım için tekrar aramadım
bir şekilde onunla tekrar arkadaş olma ve görüşme olasılığım vardı
bunu düşünmeme ebrunun odasının hali ve annesinin söyledikleri etkili oldu
bekledim
ben ortaya buğday tanelerini serptim
kuşum gelip onları yiyecek
bende kafasına sapanla sıkacaktım zamanı gelince
beklemeye çekildim ki yapacak başka bişeyim de yoktu zaten
bir mesaj atar mı diye gece nerdeyse uyuyamadım ama yok amk
ertesi gün kalktım işe gittim öğlen civarı
bi kaç tanışma
kim kimdir nedir ne değildir anlattılar bana
bara girdim aynı gün başladım
hiç çekingen davranmadım beyler
bi elim sürekli cebimde telefonu yarım çıkarıyorum ekran görünecek kadar
bakıyom bi bok yok yine sokuyorum yerine
sonra yine çalışmaya devam
yalandan wc ye gidiyorum telefon bişeyler sıçsın artık kabız oldum diye ama yine yok yine yok amk
gece erken gönderdiler beni ilk günüm diye
eve geldim
oteli aradım ebrunun babasın
resepsiyonda ki elemana barı bağlamasını rica ettim
barmen panpaya
olm ben işe başladım. ebru istanbuldaymış. orlara gelirse haber ver. dedim
niye burda çalışmadın babası başka eleman almadı sen geleceksin
diye biraz kızdıktan sonra tamam dedi iyice bunalmaya başladığım döneme girdim
sanki sikimi kestiler de sikimin derdinden başka bişey düşünemiyordum amk
ne bok yersem yiyeyim ebru aklımdan çıkmıyordu
ertesi gün de işe gittim
herşey normal amk
çalış maaşını al
bi karı bu evlen koy gitsin ebrunun nedenlerine
ikinci seçenek
gez toz eğlen
tuttuğun karıyı sik
biraz durumu olan bi kız bul siktir git başka bir ülkeye
ulan bütün başka karılar bacı gibi gelir mi insana
götlerini başlarını oynatıyorlar sikimi siktir et taşşaklar bile sallanmıyor amk
ben bu haldeyken ebrunun bu kadar kailesiz oluşu
beni yavaş yavaş çıldırtmaktaydı ama sakin olmayı başardım çünkü
sike sike bana döneceğini biliyordum.en azından beni görmek isteyecekti bir gün
şeytan kulağıma ezberletti amk
git bul şunu
döverek konuştur sonra bas tokadı şimdi siktir git de diye ama
dayanamadım amk. yine mesaj yazdım
-en azından iyi misin onu söyle dedim.
-alanya da değilim. gelince haber veririm.
bu amk sadece bu yazıyor
-nerdesin ne zaman gelirsin. diye gönderdim.
-istanbuldayım.ben sana haber veririm dedi.
-tamam iyi tatiller sana. dedim.
biraz yumuşama geldi.ne zaman gelecek.ne zaman görüşeceğiz muammaydı ama duyduk işte amk bişeyler sevinmek lazım
ben yazmadım ona. ondan haber bekliyor moduna geçtim.
gece saat iki gibi mesaj geldi
-uyudun mu diye.
evdeydim
-hayır düşünüyorum dedim.
-ne düşünüyorsun dedi
-senin ne düşünüyor olabileceğini dedim.
bi süre yine mesaj gelmedi bu durumda kuşu ürküttüğümüzü anladım
beynimi sikeyim uyumadım de geç topu ona bırak ne edebiyat yapıyon
-sen ne yapıyorsun dedim. ondan cevap gelmeyince.
dayanamıyor ki amk insan atıyor amk mesajını işte.
-antalyaya geldim.bi kaç gün burda kalıcam. dedi
tamam demedim.
başka hiç birşey yazmadım
amacım benden cevap bekleyip beklemediğini görmekti
1 saat kadar bişey yazmadım.
-uyudun herhalde diye mesaj attı onu da siklemedim. sonra gerçekten uyumuşum amk.
ertesi gün kalktım
-uyuya kalmışım kusura bakma işte yorulmuşum biraz dedim
geç mesaj atarak önemli değil dedi
böylece çalıştığımı öğrenmiş oldu. babasının yanında mı başka yerde mi onu mutlaka bana soracaktı yada annesine
çünkü babası ile görüşmüyordu. kardeşine de sorabilirdi ama aklına o gelmedi
-hayırlı olsun nerde çalışıyorsun dedi
bundan sonra geyik devam etti beyler.
ben hiç birşey yokmuş gibi hapise girdim
çıktım
sonra bir işe girdim. annem iyi babam iyi kardeşim iyi
gibi hiç ona laf sokmadan
hiç neden sormadan
normal bir şekilde konuştum
bu planımdı
o da bana yavaş yavaş canım sıkıldı alanyada
istanbula gittim kız arkadaşımın yanına (kız arkadaşı olduğunu söyledi ki bu iyiye işaret. istanbula bir erkek için gitmedim. demek istiyor)
beni eğlendirmeye çalıştı sağolsun ama orda da sıkıldım
alanyaya gelmeye karar verdim ama bilmiyorum işte bi kaç günde antalyada kalıcam gibi mesajlar attı
ben o böyle söyledikten sonra-inşallah geçer can sıkıntın dedim. neden sıkılıyor ne oldu diye hiç derinleştirmedim konuyu çünkü onu yüz yüze yakalamam lazımdı
mesajlaşmalar
nasılsın
işler yoğun mu
hava antalyada sıcak mı derken benim istediğim kıvama gelmeye başladı
kendiliğinden antalyada nerde kaldığını söyledi otel ismi olarak
iki gün böyle mesajlaştıktan sonra
bir gece saat 11 gibi seni arayayım mı diye mesaj attım. restoranda işler azaldığı için
-sen bilirsin dedi
arasam mı aramasam mı diye düşünürken. annem yayladan gelmiş. alanyaya inen bir araba ile beni aradı
ne oldu ne yaptınız falan filan derken annemle 45 dakika kadar konuşmuşuz
telefonu kapattım
gelen mesajı aktarıyorum
-mesajı yanlış kişiye gönderdin galiba dedi
-yok sana gönderdim. seni aramak istedim de annem aradı onunla konuştuk k.bakma dedim
-tabi kesin öyledir.iyi geceler dedi.
vay amk başka karıyı aramak istediğimi sandı
-valla ebru annem aradı dedim
-neyse tamam. benim uykum geldi dedi
-bana inanmıyor musun dedim
-anneni bari karıştırmasaydın yalanına dedi
delirdim amk.
restoranın şefine dedim
abi bana izin ver
ne oldu olm dedi
abi bi yere gitmem lazım idare edin lütfen yarın sabah 8 de gelirim dedim.12 de gelmem gerekirken
tamam dedi.
biraz da para verir misin abi dedim.
cebinden şimdinin parası ile 50 tl verdi
otogara gittim antalya arabası bekledim o saatte
ebruya tek mesaj bile atmadım
yarım saat sonra antalya ya uğrayacak otobüsün birine bindim
otel yakınlarında indim taksiyle pazarlık yaptım
cebimde sadece geri dönüş parası kalacak şekilde ayarladım ama taksici olmaz dedi
yarım saat yürüdüm başka taksi durağında pazarlık yaptım
anlaştık otelin önüne geldim.
-otelin önünde bekliyorum gel. diye mesaj gönderdim ebruya
-hangi otelin antalyadayım dedi
-otelin ismi* nin önündeyim bekliyorum dedim
-şimdi gelemem dedi
-o zaman sen yalancısın demek ki bu otelde değilsin. antalyada bile değilsin belki
ben ispatlamaya geldim yalan söylemediğimi ta alanyadan sende bi kaç adım atarak ispatla dedim
5 dakika filan mesaj yazmadı
sonra
-hani nerdesin yoksun yazdı
blöf yapıyor amk beni gelmedi sanıyor
-aşşağı inmeden nasıl göreceksin dedim
-gerçekten geldin mi dedi
-tamam inandım. konuşmak istemiyorum. kapatalım konuyu dedi
-istersen gel istersen gelme aşşağıda bekliyorum dedim
-aşşağı gel ebru dedim
10 dakika sonra
günlerdir görmediğim
her geçen saniye daha da güzelleştiğini anladığım
hayatım son günlerinde sürekli gönlüme fauller yaparak
kırmızı kartı çoktan hakeden ama hep aşkın avantajına bıraktığım ebru(mu) gördüm
parmağında iki yüzükde duruyordu.
yanıma geldi
o bişey demeden
telefonu çıkardım
bak dedim arama kaydını açtım.
annem yazıyor
detayları ve konuşma süresini de gösterdim
-hadi şimdi iyi geceler dedim.
döndüm gittim. arkamdan iyi geceler dedi
siklemedim
çünkü otobüslerin geçtiği yola çıkabilmek için 1 buçuk saat yürünmesi gerekiyordu tahminlerime göre
sike sike arkamdan da mesaj atacaktı
attı da
-k.bakma dedi
-ben sana hiç yalan söylemedim dedim
bir yandan da yürüyorum amk
-biliyorum dedi
-bilmiyorsun dedim
-biliyorum kelebek dedi
-bilmiyorsun ebru dedim
-inandım dedi
-hadi yalan söylemediğimi ispatladım da seni gerçekten sevdiğimi nasıl ispatlayacağım dedim
-onun ispatına gerek yok dedi
baktım konu yine derinleşiyor konturda hızla tükeniyor
telefonun şarjı da boktan bi tel olduğu için nerdeyse tükenecek.
-şarjım bitiyor. inanmıyorsan sana yakınken onu da ispatlayayım.iyi geceler dedim
telefonu kapattım
gerekli yürüyüşü yaptıktan sonra
2 saat kadar bekleyip
bir otobüse bindim alanyaya geldim
güneş doğmuş alanya.ya
otobüsten indiğim yerden bi de eve yürüdüm 30 dakika
dünyanın en sert bacak kasları bende değilse bile ilk bini zorlarım amk ebru sağolsun
duş aldım
üstümü değiştirdim derken
restorana geldim
patronda orda
olm manyak mısın git yat dedi
abi böyle böyle antalyaya gitmem gerekti gece uyumadım gider yatarsam kalkamam dedim
böyle bana faydan olmaz git yat akşam servisine burda ol dedi
sağol deyip eve gittim yattım
kalktığımda ebrudan tek mesaj gelmiş
-alanyadayım. haberin olsun.
bu mesaja bana yazdığı için veya alanyaya geldiği için sevinmedim
bu mesajda yatan mesaj benim için önemli olan
düşüyorum kollarına kelebek
-hoş geldin yazdım
üstümü değiştirdim. işe gitmek için hazırlanıyorum
patron bana kıyak yapmış izin vermiş akşama kadar
karşılığını vermek için tamamen çalışma modu on
işe gittim çalışıyıyorum
gözüm telefonda ebru bişey yazar mı diye ama siklemiyor yine
müşteriler de kalkınca restoranın barını kapatıp dışarı çıkarken mesaj geldi
-pek sevinmedin galiba geldiğime diye.
şeytan diyor sok lafları götüne.ben alanyaya geldim yayladan sonra senin sikinde oldu mu da şimdi benim sikimde olsun..
plan gereklerine devam ettim
-hoşbulduk demediğin için ben seni pek memnun göremedim o yüzden yazmadım dedim.
-kafam çok karışık kelebek nerdesin dedi
buluşalım sinyali mi yandı lan
-işten yeni çıktım yürüyorum şimdi dedim
o bana teklif etsin diye
-bende oturuyorum yorgun musun dedi
-hayır yorulmadım gündüz uyudum çünkü dedim
-biraz konuşabilir miyiz dedi
ara mı diyor yoksa buluşalım mı diyor anlamadığım için
-nasıl istersen dedim
-evden iniyorum şimdi kaç dakika ya gelebilirsin dedi
-önemliyse koşarım 10 dakika falan sürer dedim
-koşma bekliyorum dedi
gittim apartmanın önünde beni bekliyor
bir tokalaşma ile hakem atışı gerçekleşti
ben susmayı tercih ettim ilk konuşmayı da ona bıraktım
-biraz yürüyelim mi dedi
-sen bilirsin dedim
plaja doğru yürüdük
işin nasıl. yoruluyor musun gibi iş geyiği yaptı bana
bende sallama ve tek cevaplarla geçiştirdim
konu uzamasın da ana konuya dönelim diye
plaja indik dalgaların son vurduğu yere oturduk.
aramızda mesafe kaldı 30 cm civarında
bir müddet sustuktan sonra
-ee nasılsın dedim-bilmiyorum dedi.bu cevap en nefret ettiğim cevap olmaya başladı. anan zaaa dese bu kadar sinirlenmezdim amk
sustum yine
-kafam çok karışık kelebek dedi
-benim kafam çok sade hiç karışmıyor dedim
-nasıl beceriyorsun dedi
-umur listemde tek kişi var. gerisi umrumda olmuyor böylece karışacak bişey de olmuyor dedim
ayağa kalktı
kıyıya vuran küçük dalgalara ayaklarını şortuna kadar soktu
biraz dolandı denizin içinde
sonra bana dönüp
-ben başka bir eve taşınacağım dedi
-kafanı bu mu karıştırdı dedim
-hayır dedi
-hayırlı olsun dedim. konuyu biraz daha açsın kendiliğinden kiminle ve ne zaman taşınacağını söylesin diye. çünkü ben sorunca sapıtıyor amk
cevap vermiyor
-sağol dedi.
biraz daha sessiz kaldı
-nasıl olur sence dedi
-ne nasıl olur dedim
-başka bir eve taşınmam dedi
-ona yaşayıp kendin karar verirsin dedim
-hadi gidelim dedi
-nereye dedim
-sen konuşmak istemiyorsun anlaşılan dedi
-konuşuyoruz ya dedim
-soğuk cevaplar veriyorsun dedibaktım biraz kızmış gidecek amk
-ne zaman taşınmayı düşünüyorsun dedim
-bilmiyorum dedi
-yalnız mı kalacaksın dedim
-herhalde yalnız olur bilmiyorum ki dedi
-buldun mu ev yoksa araştıracak mısın dedim
-bakmadım daha dedi
-ailenin haberi var mı taşınacağından dedim
-henüz söylemedim. dedi
-nasıl tepki verirler ki dedim
-annem kabul etmez ama babamı bilmiyorum dedi
-benim de çıkmam lazım aslında başka bir eve dedim
-neden dedi
-kaç yaşıma geldim. askerlikte bitti.iş de buldum. artık annemlerle kalmam doğru olmaz sanırım dedim
-ne zaman taşınacaksın dedi
-biraz zaman var daha. borçlarım var onları ödeyeyim. kışın da çalışacak iş bulursam tutarım bir ev dedim
-sen kiminle kalacaksın dedi
-bilmiyorum ama çarşıya yakın bir ev olması lazım dedim
-benim ki de dedi
birimiz beraber kalalım mı dese diğeri tamam demeye hazır hale geldi muhabbet
-içecek bişeyler alalım mı dedim
-sen bilirsin dedi
-daha oturacaksak alalım dedim
-bilmem benim uykum yok ama dedi
-tamam o zaman hadi gidelim dedim
markete kadar gittik.ne içelim dedim
-barmen sensin ama bira olmasın dedi
-vokta mı likör mü olsun dedim
-votka olsun dedi
vokta ile limon aldım
bi kaç çerez cips de aldık
parasını ebru verdi.
plaja indik tekrar
bardakları doldurdum onun kini de biraz sert yaptım kendiminkine göre
ben hızlı içtim
o da hızlı içsin diye
ne istanbul muhabbeti açtım
ne neden böyle yaptın konusuna girdim
ürkmesinden korktuğum için
yan yana oturuyorduk ama
deli gibi sevdiğim
daha önce binlerce kez öpüp kokladığım kıza dokunamıyordum bile
oruç tutuyordum aşka karşı
çeşitli bahanelerle
denizin şerefine
yıldızların şerefine
alanyanın şerefine
mezun oluşunun şerefine
askerliğin bitişi şerefine diye kadeh kaldırdım hep
o bunların şerefine içerken ben onun son yaptığı şerefsizliğe içiyordum
hafiften kafasının çakırlaşmaya başlamasını
-denize mi girsem demesi ile anladım
-giderken girersin şimdi havlu yok üşütürsün dedim
-sen ne yapacaksın dedi bana
-bekliyorum dedim
-neyi dedi
-gelecek görebileceğim birisini dedim
bozuldu biraz.
-ne var senin geleceğinde dedi
damara girip geçmişimizin verdiği kuvvetle onun dilini çözmeye çalıştım
-hayatımda bir kez yıldız kaymasına şahit oldum.tek bir dilek diledim. çok içten diledim.
başka birşey de gözüm olmadığını dileğime bile inandıracak kadar içtendi
dilekler söylenmez ama seni diledim.
gerçekleşti de
yıllarca dilek hakkımı ne kadar doğru kullandığımı düşündüm
dileğimden hiç pişman olmadım
başımı kaldırıp yıldızlara bakar göründüm çoğu zaman ama
aç gözlülük olmasın
benim zaten dileğim gerçekleşti ve gerçekleşmeye devam ediyor başka dileğe hiç ihtiyacım yok diye
yıldız kaymasını hiç istemedim başka
ama şimdilerde farkediyorum da
ya eksik yada yanlış dilemişim dedim
-çok mu yanlış yaptım sana dedi
-senden tek bir şey rica etmiştim ilişkiye başlarken.bir şarkı vardı..
bana sonlarını dinletme o şarkının dedim ama
”seni görebildiğim yer rüyalar oldu.
deli diyorlar bana
ahh ayrılık”..dedim. şarkı melodisi ile ahh ı baya bi uzatarak
ben gözlerine bakıp tepkisini gözlerinde görmek istedim
ama o bana bakmadı bakmak istemedi
belki utancından
belki de anlatmak istediklerin korktuğu için
hala dönüp bişey demedi. bunlara rağmen
konuşmuyordu amk
bu bu bu sebebten dolayı böyle oldu demiyordu
sarhoş olmasına rağmen konuşmuyordu
yüklenmeye devam ettim
-neyse sağlık olsun. elbet bunda da bir hayır vardır.
bir yıldız daha kaymasını beklerim.bu defa içten iki tane dileğim olur. biri kendim biri senin mutluluğun için..
ama yıldız kaymasını beklemeden bir duam var senin için
inşallah bende eksik yaşadıklarını tamamlayacak birini bulursun. dedim
yine konuşmadı.
amk insan demez mi bişey bunların üstüne. konuşmadı amk
dramaya devam mı etsem yoksa konuyu kapatsam mı bilemedim. çünkü tepki vermiyor sadece dinliyordu
ben de sinirden daha fazla içmeye başladım ki
dertli olan da benim zaten amk
biraz kafam dönmeye ve dilimden kelimeler daha rahat çıkmaya başladı
-sana bir hata yaptım da intikamını mı alıyorsun bu şekilde dedim
sustu
-artık beni istemiyorsun ama bensizliğin acısından korktuğundan mı böyle yapıyorsun dedim
sustu
-kurduğun hayallerdeki kişinin ben olmadığımı mı farkettin dedim
sustu
öyle bir susuyordu ki hiç konuşmayacak gibiydi
-beni başkası ile aldattın da onu mu söyleyemiyorsun dedim
aynı anda bana dönüp öyle bir tokat vurdu ki
zaten sinirliydim iyice kan beynime sıçradı
tuttum kolundan
senin gözünde bir gram değerim varsa.ne olursun anlat. neden böyle yapıyorsun dedim
-kolumu bırak kelebek dedi
bıraktım kolunu
-ne olursun anlat. yalan da olsa bişey söyle bana. dedim
-hala anlamıyorsun yok bişey. kafam karışık sadece dedi
-bak ebru benim de bir sabrım var. bana 1 hafta bekle sonra söyliyecem.ve şu kadar bekle henüz hazır değilim sana açıklamaya de bekleyeyim
ama susma. bana geçiştirme cevaplar verme dedim
kelimeleri yutmaya başladım bile sarhoş olduğum için
kafamda tek bir düşünce var
kelebek şu sebeten dolayı yaptım desin
geçerli olsun veya olmasın mazereti ya da gerekçesi
ebru siktir git diyecem bir daha suratına bakmayacam
-kafam karışık kelebek dedi yine
-hadi bitir de gidelim. senin uyuman lazım. belki bir daha ki konuşmamıza kadar geçen zaman seni biraz büyütür de markete gidip hangi çikolatayı
alacağına karar veremeyen çocuklar gibi davranmaktan vazgeçersin dedim
-sen git istersen ben oturcam daha dedi
nere gidiyon amk kızı orda bırakıp. düşman bile olsa kız bırakılmaz orda
sex on the beach fantazileri kuran onlarca abaza var plajda dolanan
5 dakika civarı uzandım
-yüzün acıdı mı dedi
-hayır dedim.
-ben seni hiç aldatmadım dedi. yüzü denize dönük benim ki ise yıldızlara
-böyle düşünmen bile üzücü dedi
doğruldum olduğum yere
dizlerimle önüne yürüdümöptüm kokladım seni. seni seviyorum dedim. ellerini tuttum kalbimi sana verdiğime adın kadar inandırdım seni.
gözlerimde aşkı gösterdim sana.bir sevgili ne yapması gerekiyorsa harfiyen uyguladım..
uçuyorsun mutluluktan. aşk a kurban olayım dedirtiyorum sana hep
tamam diyorsun. kelebek beni deli gibi seviyor
beni hiç bırakmaz bensiz yapamaza inandırıyorum seni
sonra gidiyorum. nereye gittiğimi neden gittiğimi söylemeden
senin bana ulaşmanı engelliyorum
bir süre sonra herşey normalmiş gibi karşına çıkıyorum
sen bana neden böyle yaptın kelebek ne oldu diyorsun
susuyorum hiç birşey demiyorum
kafanda ki neden sorusu git gide büyüyor
ama cevabı bilemiyorsun çünkü tek cevap bende gizli ve ben sürekli susmayı tercih ediyorum
nereye gitsen bu soru ile yaşıyorsun ama uğruna yaşadığın kişi ısrarla inatla susuyor
lütfen ebru
koy kendini benim yerime
kaldır şu elinin birisini ya el salla güle güle de sebebinle uğurla beni
ya da tut şu elimden otur konuşacaklarımız var de anlat herşeyi ne olursun dedim
biraz bana baktı
söyleyecek gibi oldu lan
tam heveslendim amk
sarıldı bana
-bilmiyorum kelebek dedi
-telefonu neden kapattın onu söyle dedim
-kimseyle görüşmek istemedim. dedi
-arkadaşların da mı kimse dedim-onlar alanyaya gelmişler. benden rica ettiler bizi dışarı çıkar diye. diğer alanyadan arkadaşlar da ne zamandır çıkalım diyorlardı
ikisini de aradan çıkarmak için gittim.bi nevi mecbur olduğum için mezuniyet nasıl geçti onu anlattılar neden gelmedin dediler. dedi
-hiç de mecbure benzemiyordun.bas baya eğleniyordun dedim
-orda somurtsam daha çok soru soracaklar.ne oldu neyin var diye.ben kimseyle konuşmak istemiyordum. sana bile anlatmadım
anlatacak bişey de yok aslında. biraz kafam karışık o kadar. dedi
-ne yapacağımı da bilmiyorum.ne diyeceğimi de.dedim
-yakınlarım da ol bırakma beni kelebek dedi
-ben gidiyorum dedim
-nereye dedi
-sana bir şey göstermeye dedim
-ne gösterceksin dedi
-bir sevgilinin en ihtiyacı olduğu anda yanında olmamak ne demek onu göstereceğim güle güle dedim
-gidemez sin ki dedi
-neden gidemem gaz mı veriyorsun bana dedim
-ben çok denedim.ama gidilmiyor. gidilse bile geri mutlaka geliniyor. dedi
-sen oyun peşindesin ebru. benim ne kadar sensiz kalabileceğimi denemeye kalkarsan
eski sevgililerinden bir kere gidip bir daha dönmeyen birisi olarak kalırım senin için dedim
-gidemezsin kelebek dedi
-gazına gelip gitmeyecem ebru. bitirmek istiyorsan başka yollarla açık açık söyle bunu dedi
-ben neden geri döndüm dedi
-sen geri dönmedin ben buldum seni.ben yazdım mesajı. hapise girdim çıktım sen istanbullarda gezerken dedim
-neden eski numaramı açtım acaba dedi
-kafamda yeterince neden sorusu varken yenilerini ekleme ebru dedim
ona dönük kaldım bunu söylerken
o da bana dönüktü
bir süre baktık birbirimize
sonra saçma sapan bir yumuşama oldu bende
gözlerimi gözlerinden alamadım bir türlü
çok denedim kırpayım diye ama
yapamadım
o da bana baktı öylece
nere gitti amk beni sinir eden ebru
neden gönlüm birden yavşadı ona
niye kan yerine titreme yayıldı tüm vücuduma
niye yaklaştım ki ona biraz daha
o neden durdurmadı başını
neden yaz günü yağmur başlamadı neden dağılmadı hiç dikkatim gözlerinden
neden nefesi içimi ılıtıyordu
aynı anda nefes alıp aynı anda nefesi tutup aynı anda dudaklarımız neden birleşti
ellerim neden durmadı ki yerinde niye tuttum sıkıca ensesinden onu öperken
o niye saçlarımı yolarcasına kendine çekti beni
neden unutuldu birden
gitmeler
konuşmamalar
boşuna beklemeler
sonuçsuz düşünceler
susmalar
fazla sürmedi ayıldık
geri çekildik
benim unuttuklarım aklıma geldi
onun da kafasının karışık olduğu az gittik çok geldik
sevdik sevildik
sevdiğimizden emin sevildiğimizi umduk
görünce mutlu gidince ne oldu olduk
deli gibi severken ayrıntılarda kaldık
onun ayrıntıları bana dert
benim aşkım yine bana
koşmayı bırakmadım peşinden
ne zaman koşmaktan vazgeçecek olsam arkasına dönüp hep baktı acaba geliyor mu diye
bırakamadım onu yalnız
yalnızdım çünkü
anam babam kardeşim ve onda ibaret bir hayata soyutladım kendimi
inat ettim ne olursa olsun bırakmamaya
gönüllü kölesi oldum onun
ne derse onu yapıp nasıl davranırsa ayak uydurmaya karar verdim
sıvadım kolları emret sultanım dedim resmen
-ne yapalım dedim.
-gidelim mi artık dedi
-hay hay sen nasıl istersen dedim
kalktık yürüdük onun evine doğru pek de önemli şey konuşmadan
evin altına gelince
-herşey için teşekkür ederim dedi
-iyi geceler ebru hanım. dedim
yaklaştı sarıldı yanağımdan öptü
-iyi geceler dedi
gittim yattım yarın sabah yine iş
yine çalışma yine turist
artık ebru da olağan mesajları göndermeye başladı
yoğun mu restoran. yoruldun mu
ne zaman çıkarsın. gibi
bende hepsine sade cevaplar verdim
iki gün sonra buluşalım mı teklifini yaptı kabul ettim
kısa ve ayak üstü bir konuşma oldu
-benim evden bir an önce ayrılmam lazım. kulağında olsun.ev bulursan haber ver dedim
-tamam ama neden bir an önce diye sordum.
ama tahmin ettiğiniz gibi cevap alamadım
hani o bana kulağında olsun dedi ya.ben bunu kendime görev olarak edindim.
neden biliyor musunuz. onun gözüne girebilmek ve onun için bişey yapabilmek adına
diyeceksiniz ki olm bu karı hak etmiyor ki amk mal mısın sen
evet amk malım. onun malıyım. gözüm başka bir şey görmüyor amk
ebru nokta bitti the end
başkası yok amk
bildiğim bilmediğim tüm emlakçılara sorarak 5 6 tane seçenekle ebruya ulaştım
-beraber bakalım mı işin var mı dedi
evet vardı amk. işe gitmem lazım dı ama yok dedim
bir tanesine baktık beğenmedi.
başkasına bakmaya geçerken ben geç kalmaya başlamıştım
uzadıkça uzadı muhabbet bende sıkıldım hemde işe geç kalma korkusu başladı
-bu güzel ebru dedim
tam beğenmemiş gözükmesine rağmen
-tamam bunu tutuyoruz dedi.
400 lira kira. evde eşya sıfır.
bomboş ev
o aslında dayalı döşeli istiyordu
ben işe gittim.
ben çalışırken mesaj gönderdi
-yarın evi temizlemeye gideceğiz annemle. diye
evi temizlediler.
bi kaç eşya aldılar
elektrik su bağlantısı
bi kaç musluk arızası hepsini giderirken bana mesaj yoluyla bilgi verdi
1 hafta da 3 kere buluştuk hep ev nasıl oldu diye konuştuk
eksikler konusunda ben elimden geldiği kadar yardım ettim
orda bulursunuz burda iyidir diye ama maddi yönden sıfır yardım edebildim
1 hafta sonunda ebru eve taşınacak hale getirdi evi.
ben çalışırken mesaj attı
-ilk misafirim annem bugün diye
-ben ne zaman hayırlı olsuna geleyim dedim
-ne zaman istersen dedi
çalışmaya devam ettim
gece mesaj geldi
-.misafirimi gönderdim diye
açık bir davet vardı
-yeni misafire hazır mısın dedim
-yorgunum dedi
-peki iyi geceler o zaman dedim
-tamam şaka yaptım gel dedi
müşterinin birisinin masada unuttuğu gülü alıp evine gittim kapıyı çaldım
önce evden bahsedeyim.
2 oda bir salon
oldukça şık iç mimari
evdeki eşyalar yeni alınmış
koltuk takımı ve yatak odası takımı alınmış
mutfakta ufak tefek eşyalar
ve salonda tv var.
geçtim içeri hayırlı olsun sağol muhabbetinden sonra
-gel sana evimi gezdireyim dedi
her yeri gezdirdi. mutfakta da
-henüz dolap almadım. lazım olur mu onu da bilmiyorum ki dedi
-boş ver ne yapacaksın dolabı dedim
-neyse sonra bakarız ona bişey içer misin dedi
nedendir bilmem ama ben kendime dolap almayı görev edindim.
götümde don yok amk. kıza dolap alacam hangi parayla
big question mark amk
biraz oturduk ben gideyim artık dedim
sadece tokalaşmadan ibaret bir veda ile eve gittim
iyi geceler kelebek sağol yardımların için mesajına
ne yaptım ki mesajı ile karşılık verdim
ertesi gün kalkıp işe gitmeden önce ilk olarak
bir beyaz eşya mağazasına uğradım
taksit koşullarını öğrendikten sonra beni adam yerine koyup güvenecekler taksit yapmak için diye düşünürken
patrona gittim
yalan söyledim amk
dedim bizim evde dolap bozulmuş taksitle bir dolap almam lazım bana yardım et dedim
gel benimle dedi
tanıdığı birine götürüp kefil oldu benim adıma
ilk taksidi de kendisi verdi
ebruya mesaj atıp ne yaptığını sordum
dışardayım dedi
akşam 5 de evde olur musun dedim
muhtemelen dedi
eve servisden faydalanıp dolabı ebrunun kapısın önüne kadar çıkardık elemanlarla
abi fişi sok çalışır mı bu kuruluma gerek var mı dedim
yok abi biraz bekletin sarsıldı sonra sokun fişi çalışır dedi
onları gönderip kapıyı çaldım
kapının önüne dayadığım dolaptan ben gözükmüyorum amk
açtı kapıyı kafayı yana uzatıp beni gördü
-bu ne derken anladı ona getirdiğimi
-deli misin sen dedi
-arasıra evine geldiğimde soğuk bişey ikram edersin artık dedim
gülüşmeler sonrası ebem sikilerek dolabı biraz da sürüyerek ve ebrudan yardım alarak
mutfağa taşıdım
sik var amk adamları gönderiyon
yaz günü kan ter içinde kaldım
sarıldı bana sağol kelebek dedi
o sarılma ile
ne ödeyeceğim paraya yandım
ne de kan ter içinde kalışıma
yine oturmamı ve biraz kalmamı teklif etti ama işe gitmem gerekçesi ile durmadım
burda duş al istersen dedi ama
temiz kıyafetler olmadığı için onu da reddettim ve eve gelip üstümü değiştirdim
üstümü giyinip tekrar işe gittim
gece ben çalışırken mesaj geldi
-kelebek dolap soğutuyor. soğuk bişey içmek istersen gel dedi
-tamam çıkmaya yakın haber veririm dedim
rest. dan çıkıp dağıtılmış olan bahşiş paramdan bir miktar içecekle içki aldıktan sonra
ebrunun evine dayandım
hoş geldin dedi
içecekleri dolaba yerleştirdi
film hazırladım dedi
ama tek film değil masa da hazırdı. çerezler yaz meyveleri ve votka masada duruyordu
biraz aralıklı oturduk
film başladı
içtik
pek konuşmadık
ikinci cd yi takmak için kalktığında
daha yakın oturdu
on dakika sonra da elimi tutup omzuna attı bana yaslanarak izlemeye devam etti
film devam ediyordu dvd deki ama
ben kendi hayat filmimde başrol oyuncusu olan kendime
bir replik veremeyecek kadar suskundum
o ise ses sanatı değil görüntü sanatı yapıyordu filmimizde
başını omzuma koymalar
yerini elimi tutmalara dönüştü
film devam ederken
biz artı 18 filme başladık kendi aramızda
normalmiş gibi
sevgiliymişiz gibi
karı kocaymışız gibi gerçekleşti herşey
ebru nedenlerden bahsetmeyince mutlu gözüküyordu
ben gideyim demek
ona orospu muamelisi yapmak olacağı için
ondan komut bekledim
o duşa girdi. bunu fırsat bilip
üstümü giyindim
dışarı çıktığında giyinmiş haldeydim ki
-gidecek misin dedi
-gitmeyeyim mi dedim
-sen bilirsin dedi
ama kafasının karışık olduğuna gerçekten inanmıştım
çünkü saçma sapan bir ilişkiydi bizimkisi
fakir birisi değil ki amk ona dolap aldığıma teşekkür için benimle yatsın
eve gittim
ebruya çaktırmadığım bütün sorular kafamda artarak devam etti
neden üstüne neden biniyordu sürekli
neden böyle yaptı. şimdi neden böyle yapıyor diye
her gece evine gitmedim ama mesajlaştık
mesajlarıma tek kelime ile cevap vermeye başladı ki
bu ebrunun beni siklemediği anlamına gelir tanıyorum amk karıyı
bişey sorunca tek cevap verir
ya canı bişeye sıkkındır yada konuşmak istemiyordur
bende pek üstelemediğim için
böyle devam etti bir süre
beni evine davet etmedi tekrar
akşam iş çıkışı saatini sormadı
çıktın mı diye sormadı
bu durumda eve gelmemi istemiyor gibi gözüküyordu
bazen bende tek cevaplardan ve onun umursamamazlığından sıkıldığım için
ona mesaj yazmıyordum
mesaj yazmama sürem uzayınca nasılsın gibi ses vermemi gerektiren mesajlarla kendinde tutmayı başardı beni
ilk maaşı alıp
amcamlara ve arkadaşlara olan borçları kapattıktan sonra
babam ve kardeşime olanları tecil ettim
ikiside paran olunca verirsin önemli değil diyerek almayacaklarını söylediler.
maaş dediğin ne ki amk osurmayla parçalanacak don
çalışmaya devam ederken
ebru yine saçmalamaya başlayıp mesajları sıklaştırdı
evine çağırdı oturduk konuştuk havadan sudan ama nedensiz
sonra yine evime gittim yatmak için
yine birgün giderken
kış yaklaşmı şimşek vakti gelmişti
yağmur bana burda kal bu gece dedi
o gece orda kalışım
sadece kalmaktan ibaret olup el tutmasına bile gidemedi
3 gün sonra yine gel dedi yine bırakmadı yine kaldım
böyle bir süre devam ettikten sonra
kıyafetler orda kalmaya başladı
kıyafetler orda yıkanmaya başladı
duşlar orda alınmaya başladı
yemekler yapmaya başladım derken oraya yerleştim gibi birşey oldu
ben tüm kazandıklarımı eve gelirken birşeyler almaya harcadım
yine sevgili moduna girdik
ebru bir büroda işe başladı
-eve gideyim ben bu gece dediğim bir gün
-bundan sonra burda kal kelebek gitme dedi
-tüm masraflara ortak olursak kabul dedim
-peki dedi
ama sezon bitti. işsiz kaldım
cepteki para 1000 lira civarındaydı
yani yattığım kış uykusundan ayı olmama yeterli yağ yoktu cebimde
her ne kadar siktir boktan bir şekilde olsada hayallerim gerçek oluyordu amk
ebru ben ve aynı çatı
cebimdeki 1000 lira beni baya götürür sanmıştım ama
ev kirasına ortaklık
ebruya hediye almalar
onu mutlu etmek için yaptığım yemek harcamaları
tüp gaz ot bok derken
15 gün bile sürmedi paranın ömrü
evet ben yine ben fakir piçi kelebek
messinin kazandığını kazansam da yine bitecek gibiydi zaten bende bu ebruya olan gönül eli açıklığından dolayı
iş bulmam lazımdı kışlık hemde
bomboş alanyada
işsiz o kadar genç varken
benim iş bulma ihtimalim
fenerin iki ikiyi
beşiktaşın 8 0 ı
cimbomun 6 0 ı unutması kadar zordu
ebru dert etmeden bana da belli etmiyor numarası yaparak bir süre durumu idare etti
ebrunun babasının oteline gidip çalışabilirdim aslında ama
ebru ile babasının arası bozuk gibi duruyordu
çünkü ebru annesi ile sürekli konuşmasına rağmen
babam nasıl diye sormuyordu bile
ben sorduğumda da boşver diye geçiştirdi hep
ebru da maddi desteği annesinden alıyordu
kendiside kazanıyordu zaten
bunların hepsini yazdım bir deftere
yapılan tüm masrafları yazdım
işim gücüm yoktu amk nasıl olsa
artık kafamdaki yanıtsız neden sorusu ile yaşamaya alışmış gibi gözüksemde ebru yokken
nedir ne değildir neden böyledir diye kendi kendime düşünüyordum
yazılı olarak çalışmaya başladım dersime
en baştan yazdım
konuşmaları hatırlamaya çalıştım
askerlikte ki tel konuşmalardan başlayıp
onun istanbula gelişlerini
benim ankaraya gidişimi
alanyaya gelişimizi
oynamak istediği oyunu
yaylaya gidişimi onun gelişini
yaylada olanları
ve sonrasını hatırladığım kadar yazdım
sonra tekrar tekrar okuyup aklıma gelenleri ilave ettim ki
yazdığım deftere not ilavelerinden götümün kıllarına döndü yazılar
ben bi bok bulamadım tüm bu yaptıklarına
günlerce sürdü yazmam ebrudan habersiz
tek cevabı verecek olan kişi ne o konunun açılmasını istedi
ne de aslında verilecek bir cevabın olduğunu söyledi
tüm ihtimalleri fırsat buldukça sordum
evin her tarafını aradım acaba bir ilaç mı kullanıyor hasta da ölecek mi diye ama yok
kendim gittim ben ölecem de haberim mi yok diye
şükür bende de birşey çıkmadı
ebrunun annesi ile konuştum sık sık
nedir ne değildir bişey öğrendin mi diye
onun tek bağladığı sebeb babası ile olan tartışması
eğer başka bir konu olsa şu an seninle aynı evde oturmazdı diye de destekledi kendi tezini
bende buna inandırdım kendimi
tamam dedim. bunlar babası ile bir nedenden dolayı tartıştılar bundan böyle yapıyor
tamam da amk benimle ne alakası var diye kendime sorduğum da
ulan yoksa benim yüzümden mi araları bozuldu diye düşünmedim de değil
ne olursa olsun. ebrunun babası ile bir kere daha konuşmaya karar verdim
ve oteline gittim.
ilk gidişimde bulamadım ve telefon açtım
nasılsınız iyi misiniz diye muhabbete girdim
-ooo kelebek nerdesin sen ya gel de bir tavla atalım dedi.
bi kaç soruya cevap bulurum umudu ile
ebruya haber vermeden babasının yanına gittim.
tavla oynamadık çünkü oteldeydik. zaten şakasına demişti eskileri yaad etmek için
ama konuştuk…beni karşılaması son derece samimi ve içtendi
bu adamın benim hakkımda kötü düşünüyor olma ihtimali bence hiç yoktu
peki ben neden gelmiştim adamın yanına sorulara yanıt bulmak için
adamın bundan haberi var mıydı yoktu
o halde adam ulan düştü kucağıma benden iş istiyor diye düşünebilir miydi evet
o zaman ne yaptım
-nasılsın kelebek dediği zaman
-iyiyim … bey ne yapayım çalışıyoruz işte dedim.
aklındaki soru işaretini kaldırdıktan sonra
otelin işleri hakkında biraz konuştuk
söylenen çayları da içtik
ebrunun kardeşinden konuştuk okulundan konuştuk
benim ailemin nasıl olduğundan konuştuk ama
bana ebru nasıl diye sormadı
ebrunun annesi herşeyi biliyor
aylardır da beraber kalıyoruz ebruyla aynı evde hiç mi duyma şansı yoktu beraber olduğumuzu elbet biliyordu
ama bana ebruyu sormaması aralarının bozuk olduğuna işaretti
bir şekilde neler olduğunu öğrenmek için
konuya girmem gerekiyordu en azından şansımı deneyecektim
-ebru da mimar oldu sonunda dedim
-evet çok istiyordu dedi
-nasıl bir duygu ki mimar babası olmak dedim
-iyi bir duygu kelebek o mutlu olsunda benim ne hissettiğim önemli değil dedi
-mutlu galiba dedim
-inş. dedi ve konu kapanmaya yüz tuttu hemen küllenen muhabbete odun attım
-yaylada da size ikram yapamadan gittiniz kusura bakmayın dedim
-asıl siz kusura bakmayın. ayıp ettik size. hadi sen yabancı sayılmazsın da annenlere ayıp oldu dedi
-önemli değil de neden öyle gittiniz ki dedim
-ebru anlatmadı mı dedi
-hayır dedim
-o zaman benim anlatmam yakışık almaz dedi
off amk yaa harbiden off artık amk
baba kız aynı bunlar amk
damara girdim
-annemler çok üzüldü. oğlum acaba yanlış bişey mi yaptık diye dedim
-onlarla hiç alakası yok kelebek dedi
-o zaman ben özür dilerim dedim
-orda dur kelebek seninle hiç alakası yok olayın. sakın üstüne alınma bu konuyu dedi
-çok özel değilse sorabilir miyim sebebini dedim
-ailevi bir mesele kelebek ama inan seninle bir alakası yok dedi
-demek ben hiç öğrenemeyeceğim bunun sebebini dedim
-öyle büyütülecek bişey değil zaten boşver unut gitsin.biz hallettik kendi aramızda dedi
-iyi peki dedim daha nasıl gideyim amk adamın üstüne yakasından tutup anlat mı diyeyim
sözlünü konuşturamıyorsun benden ne istiyorsun demez mi amk içinden
kayda değmez üç beş daha geyik yaptıktan sonra iyi bir şekilde uğurladı beni
yine uğra tavlada rakip kalmadı senden başka diye takıldıktan sonra
yine cevapsız eve döndüm
ebruya yemek yaptım
geldi beraber yedik gezdik tozduk 3 gün daha herşey çok güzel geçmekteydi ki keşke
cuma pazarına gittim
pazardan bi kaç meyve sebze alıp yemek yapmak üzere eve gittim
kapıyı açmaya yeltendim ama kilitliydi içerde bırakılmıştı yani anahtar
kapıyı çaldım biraz bekledim
açılmadı
mesaj geldi telefonuma
-git kelebek yazıyordu
aklıma ilk gelen eve erkek mi attı amk benden başka diye sinirlendim
bu gerginleştirdi beni
telefon açtım ona
meşgule aldı
tekrar aradım
yine meşgule aldı
daha da sinirlenerek yine aradım ama yine aynı sonuç
-kapıyı aç neden gitmem gerektiğini açıkla ondan sonra gideyim dedim
-babamın yanına neden gittin dedi
-konuşmak için dedim
-tamam git o zaman gelme bir daha dedi
-kapıyı aç dedim
bekledim açmadı
kapıyı hızlı hızlı vurdum aç kapıyı diye
yine açmadı
-kim var içerde ebru dedim
çok geçmeden kapıyı açtı
-gir kendin bak tatmin ol kimse olmadığına sonra git kelebek dedi
bi kaç adım attım içeri elimde sebze meyve pazar malları
daha fazla girsem kendimi rezil etcem belli amk içerde kimse olmadığı
ona döndüm
-şimdi söyle dedim
-git dedi
-neden dedim
-sorma dedi
bana aşırı sinirli olduğu belliydi
babasının yanına gitmeme bu kadar kızması garip geldi bana
-babanın yanına gittim diye mi kızdın dedim
sessiz kaldı
sinir bastı beni zor tutuyorum dövecem ama anasının babasının hatırı var amk
-anlat ebru yoksa bir yere gitmem dedim
-ben giderim o zaman dedi
-tuttum kolundan bir yere gidemezsin. anlat ondan sonra gitmezsem şerefsizim dedim
sustu
-anlat ebru dedim
-ben sana kaç kez daha diyeceğim anlatacak birşey yok diye. kafam karışıktı uzaklaşmam gerekti herşeyden biraz.ama sen anlamıyorsun
annemin yanına gittin hadi tamam ama babamı neden karıştırıyorsun. bana güvenmiyorsan git kelebek dedi
-dünyadaki tüm sevdiklerim üzerine yemin ederim ki hata bende ebru. sana çok inandırdım sensiz yaşayamayacağımı. dedim sebzeleri bıraktım
daha kapı eşiğine gelmeden damlalar yerlere dökülmeye başladı bile
kapıyı da açık bırakıp gittim
5 günü ne siz sorun ne ben söyleyeyim
uyuyamamalar
sinirden duvarları yumruklamalar
bir türlü gelmeyen mesaja isyan olarak telefonu fırlatmalar ama peşinden
olm ya yazarsa umudu ile sike sike parçalanmaması için dua etmeler
gidip telefonu birleştirmeler
anneme durumu çaktırmamaya çalışmanın masterı
yemekten iştah kapanması
sudan mide bulantısı
marketin veresiyesine yazdırılan onlarca bira sigara
kimseyi siklememeler
herkesin amk mantığının hayat felsefesi olarak hemencecik benimsenmesi
aşkın hiç dokunulmayı akıl edilmemiş en ücra köşerine içten küfürler
ne yarrak yiyecem lan şimdi ben sorusunun, neden sorusundan daha ağır basmaya başlaması
oturup hareketsiz düşünmekten boyun bel göt tutulmaları karıncalanmalar
kalb sebeb göhüs ağrısı üçgeni
yürümek istemeyen bacaklar
konuşmak istemeyen dudaklara sağdan soldan ne oldu lan sana tepkileri
bişeyim yok yalanları
ölmeye yakın olup değer mi sorusuna verilmiş iki şıktan elin evetle hayır arasında sürekli gidip gelmesine
gelen bir telefon son verdi
ebrunun annesi
-kelebek nasılsın. müsait misin dedi
merak ne oldu acaba düşüncesinin telefona cevabı.lan ebruya bişey mi oldu acaba korkusu ile verilen cevap
-iyi..yim siz nasılsınız
-nerdesin seninle konuşmam lazım
içe düşen kurdun konuşmamız lafını dolunay olarak algılayıp iyice büyüyüp vahşileşmesi
-ne oldu kötü bişey mi var dedim
-yok yok gel eve ebrunun babası da var konuşalım bi dedi
ebrunun babası da var demesi. daha da korkuttu beni
ama tamam deyip hemen onların evine gittim
içerde ebru da mı var acaba diye tedirgin iken
onun olmadığını görüp
beni hoş karşılamarı hoşl geldin ile içeri buyur etmelerinden sonra derin bir nefes alıp onları dinleyemeye başladım
sadece annesi konuştu
-şimdi kelebek iyi dinle
ben ebrunun annesiyim. onunla her konuda konuştuğumuzu sana daha önce söylemiştim.
bi kaç kez aradım ve sesinden birşeyler olduğunu anladım. yanına gittim. ayrıldığınızı anlattı.ve ayrılık sebebi olarak da
senin babasının yanına gitmene kızmış olduğunu söyledi. burda tüm hata bana ait. çünkü ebrunun babası yanına geldiğini bana söyledi
bende bunu bi kaç gün sonra yani sizin ayrıldığınız gün ebruya söyledim. bana birşey demedi tepki göstermedi o yüzden sana kızdığını da anlayamadım
yoksa seni arar haber verirdim zaten. babası ile konuşmuyorlar. babsına kızgın babası da ona kızgın.ben ne yaptıysam barıştıramadım ama
babasını en sonunda kandırdım.bi şekilde onun yüzünden ayrıldığınızı düşündüğü için bana yardım etmeye söz verdi dedi
-ne sözü dedim
-bizim oğlanın doğum günü var 5 gün sonra oğlanla konuştum. ebruyu arayacak abla kız arkadaşımla kutlamak istiyorum başbaşa bana yardım et diyecek
yardım konusu olarak da ebrudan yemek yapmasını sonra da yalnız bırakmalarını isteyecek ama ebru evdeyken
hep beraber gideceğiz. ebrunun babası seni kendisinin çağırdığını ve sadece konuştuğunuzu söyleyecek. dedi.
-ebru neden kızdı ki benim babasının yanına gitmeme dedim
-senin otelde çalışmanı istemiyor daha fazla sorma anla işte dedi
-ama ben iş istemek için gitmedim ki dedim
-çalışmadığını ben biliyordum.ben bilince babası da öğrendi tabi ki.yani çalışmadığın halde çalışıyorum dediğinde iş için gelmediğini anlamış zaten dedi
-ben bu planda yokum dedim
-neden dediler
-bana daha çok kızar. babasıyla konuştuğuma kızdı sizinle konuştuğuma bile kızdı.
sebebini bilmediğim bir sürü şey oldu. bunları bilmeden hareket etmek istemiyorum. kusura bakmayın dedim
sebebini bilmediğim bir sürü şey oldu. bunları bilmeden hareket etmek istemiyorum. kusura bakmayın dedim
sonra bana bir sebeb söylediler panpalar ama bana hiç inandırıcı gelmedi..
*ebrunun babası ebruya yurtdışı ek eğitimi ne sikimse artık ona gitmesi için baskı yapmış
ebru da kabul etmiş ama kayıt olmamış. başvuru yapmamış. ebrunun babası işleri hallettin mi diye her soruşunda evet baba halletim demiş
babası bunu yapmadığını öğrenince sinirlenmiş karısını da yanına alıp basmışlar gelmişler yaylaya.
inandırıcı gelmemesinin sebebi bu benden saklanacak bir durum değil.
ama bu bana uygun bir dille anlatılabilecek bişey ki ben ebrunun okuluna herzaman benden daha fazla değer vermesi gerektiğini
bir gün benimle ilişkisinin bitme ihtimali olduğunu ama okulunun onun hayatında sürekli bir dönüm noktası kalacağını defalarca söyledim.
kayıt tarihleri ne zamandı??
babası neden bunu yayla başında tartıştı ki ebruyla??
konu bu olsa bile ebru neden bana öyle davrandı?? neden benden uzaklaşmak istedi
telefonu neden kapattı
neden istanbula gitti.
benim aklıma gelen tek şey
ailesi iyi bir plan yapmıştı. ebrunun kardeşinin doğum günü
babasını kullanarak beni onunla barıştırma girişimi
bir aile kızlarının mutluluğu için herşeyi yapmaz mı yapar elbet
herşey yapılabileceği için anlattıkları sebebte kurgu gibi geldi bana
bir de şu var ben onlara ben bu planda yokum deyince son koz olarak bu yalanı da düşünüp bana sunmuş da olabilirlerdi.
yoksa ebru benimle artık daha fazla ayrı kalmak istemediği için babasına karşı gelip okulun yüksek lisansı için yurtdışına gitmeyip benimle mi
kalmayı tercih etmişti.
eh amk öyleyse niye benimle kalmadı neden gitti
hep aynı sorular
ebru konuşmadan bi sikim öğrenemeyeceğimiz kesinleşti
bu olay olsa bile başka bir nedeni daha olmalıydı ebrunun bana yaptıklarınınbirden bu teklif karşısında ne yapacağımı bilemedim. iyice paranoyaklaştım
neden ailesi kızıyla beni bu kadar barıştırmak istesin
neden babası kızına o kadar kızgın iken sırf benim için bunları yapsın ki
ulan piyango vurduda haberim yok desen
piyango bileti alacak para yok amk
sesim güzelde bir yerde şarkı söylerken birisi duydu ilerde beni sanatçı yapacak desen
popstar ilk turunda dalga geçilerek elenen sanatçı bile tarkan kalır amk yanımda
tedirginlik oluştuğu için
-ben size haber veririm. dedim
biraz daha ikna etmeye çalıştılar
baktım ısrarcılar
-tamam bakarız dedim.
zorla götürecek değiller ya amk
kafamdaki sorular arkadan müdahale ile yerde bıraktı beni
ebrunun annesi ve babası sağlık ekibi olarak sedyeyle beni ebruya götürmek istedi
aslında tedavimi yapabilecek tek kişi de ebruydu gitmem lazımdı
en azından aşk ın sahasına geri dönebilecek miydim buna ebru karar verecekti
saha kenarına gelmeden beni değiştirin de diyebilirdim.
sakatım ama devam edebilirim de diyebilirdim
ki ne bok yiyeceğimi bilememekteydim
evet gittim
ayrılık acısının yerini bu düşünceler aldı
ihtimaller üzerinde duruyordum
hep evde durmak sıkıcı gelip düşünmemi engellediği için biraz çıkıp dolaşarak rahatlamaya çalıştım
bir kızla buluşmaya gitmeden önce kafanızda cümleler kurarsınız ona söylemek üzere
ayna karşısına geçer tekrar edersiniz kırmızı suratsız söyleme pratiğidir aslında
ben nasıl bir suratla ebrunun karşısına çıkacağımı bile bilmiyordum
yalvaran gözlerle mi
sikimde bile olmaz ister affet istersen etme triplerinde mi
ne olursa olsun ebruya söyleyecek laflarım bitmemişti
her ne kadar kapıdan siktir edildiğim için
amk ben niye kapısına gidiyorum o bana gelsin kovulan yere gidilir mi diye düşünsemde
o amk soruları ve aradığım sebebler yüzünden gitmeye karar verdim
ne olur amk en fazla bir kere daha siktir eder
siktir ederse
onu deli gibi seven kalbimi karşıma oturtur
*bak olm yıllardır deniyorum olmuyor. kaç kere kovdu beni senin hatrına tekrar tekrar gittim.
ama olmuyor amk gel sende vazgeç şu ebrudan diye kandırabilirdim en azından
gönül ne kadar laf dinler bilinmez di ama en azında umutlarını azaltırdım
ama ön çalışma yapmam lazımdı
bunun için ona denecek laflar hazırlamam lazımdı
ilkokulda kürsüde şiir okuyacak öğrenci gibi hazırlandım ağzımdan çıkacak her mısraya
ve 5i gün geldi
ebrunun biladerinin doğum günü
ebrunun annesinden telefon geldi ve bana durumu anlattı
ebru kabul etmiş
kardeşine kız arkadaşına sürpriz için yemek yapıp daha sonra onları yalnız bırakmayı
biz de yemek yapmaya başladıktan sonra eve gidicez hep beraber
durumlar anlatılacak ve ben sessiz kalacam
sonra kaldır elleri dua et affetsin diye
aynen öyle oldu
gittik eve hazır kıta bekledik
ben tırnaklarımı yiyerek izleyen taraftar onlar çekirdek çıtlayanlardan
ne rahatlar amk
kapı açıldı
ilk karşılaştığı annesi
bana pek de şaşırmış görünmeyen bir surat göründü bana ve babasına bakınca
daha da gerildim
annesi ile biraz konuştular duyulmaz bir şekilde.

sonra ebru içeri girdi annesi ile birlikte
biz wc önünde karı bekleyen saplar gibi kaldık kapıda
annesi çıktı kapıya
gelin dedi
besmele içerdeyiz
baba lafa girdi
-kızım kelebeği ben çağırdım konuşmak için o gelmedi dedi.
sessiz kaldı bir an bana baktı yüzündeki ciddiyet olumsuzlaşmaya başladı naciddi bir şekilde
-doğru mu kelebek dedi-sen neye inanırsan takdir senin dedim
ortada kurmaca bişeyler kokusu aldım beyler
kapıdan siktir eden bir kız o kadar çabuk yumuşamazdı amk
aklıma ilk gelen ihtimal
bu ebrunun kafasının karışıklığı geçmedi
bi sebeb arıyordu beni siktir etmek için
benim babasına gitmemi mazaret gösterek siktir etti
sonra baktı ki canı yanıyor ayrılığa
bir süre sonra yine siktir etmek üzere barışma oyunu düzenliyorlar
annesi ve babasından yardım aldı
belki sadece annesi ile kurdu bunları
vay amk ne paranoya ne paranoya ebru ne hala getirdi beni amk
-neyse kardeşimin hatırına dedi ebru gerisini getirmedi
amk affediyor da bakalım ben affedecek miyim
ortadaki gariplikler devam etti
zaten ebrunun kardeşinin doğum günüydü amk. neden doğum günü olan birisi sürpriz yapsın ki kız arkadaşına sürprizi kızın yapması lazım
iyice tırsmaya başladım
-bana müsade bi lavaboya gideyim dedim
amacım sakin kafayla biraz düşünmek
kalktım odadan lavaboya giderken mutfağa göz attım ama hiç bir hazırlık yapılmamıştı
yemek hazırlığı yapması gerekmiyor muydu ebrunun
neyse daha başlamamıştır diye siklemedim geçtim wc ye
bi de sigara yaktım oturdum amk
ne düşüneceğimi bile bilmediğim için
amk sigarası seni de bırakacam diye kendime kızıyordum ki
ses geldi dışardan -kelebek orda mısın diye
kulaklarımın analizine göre ebruda geliyordu
-evet dedim
-tamam bekliyorum dışarda dedi
ben nerden bileyim amk o lavaboya girecek sandım
sifonu numaradan çektim
çıktım dışarı
-konuşabilir miyiz dedi
-buyur dedim
-dışarı çıkalım burda olmaz dedi
-tamam babanlarla biraz oturalım gideriz dedim
-babanlara ayıp olur biraz oturalım en azından izin alalım dedim
-peki dedi
içeri geçtik bizde oturduk.biz içeri geçince ebrunun annesi ile babası konuşuyordu
sessizce oturduk
-ee nasılsınız dedi annesi
-hadi yemeğe çıkalım hep beraber dedi kimse ses çıkarmayınca
hadi hazırlan ebru dendi.
-nereye gitcez dedim ben
-gider hep beraber biyere gider yeriz dedi annesi
-biz kelebekle gidecez anne konuşmamız lazım biraz dedi
-tamam biz gidelim o zaman dedi kaldırdı kocasını hadi herif dedi gittiler amk
ebru ile kaldık
bizim o evde kalmamız lazımdı.o evde ebrunun kardeşine doğum günü yapılıyor olması lazımdı ama ortada hiç bir belirti yok doğum gününe dair.
belki piçonun bile durumdan haberi yok amk
ben bunları düşündüğüm için pek de ebrunun beni affetmesine aldırmıyordum
zaten kovduğu ve sebebini söylemediği için kızgındım ona
nasılsın dedi
-sus ebru dedim
-ne oldu dedi
-ağzında ilk çıkacak cümle çünkü ile başlasın neden sorularıma dedim.(hazırlandık amk o kadar)
-pek sevinmedin herhalde burda olmaya dedi
ayağa kalktım
-cümleyi anlamamış olmana veriyorum ve tekrar ediyorum ilk kelimen çünkü olsun sonra gerisini getir dedim
-kelebek dedi
-değişen bişey olmayacak kendine iyi bak ebru dedim
kapının eşiğine kadar geldim.se çıkarmadı amk çıkıp gitsem gittim yani
oturdum kapı eşiğine
yanıma kadar geldi dikildi başıma
iki elimi de havaya kaldırdım yanlara doğru biraz açık bir şekilde
-ebru beni burda iki şey kaldırır.
birisi senin kelebek çünkü ile başlayıp sebebleri anlatarak beni inadırman
diğeri de yalnızlığın hadi kelebek gidelim diye beni kandırması
-demek 10 günde gitmek bu kadar kolaylaştı sana dedi
sinirlendim haliyle ama çaktırmadım
madem gitmek farz oldu az içimi dökeyim dedim
o kadar çalıştım amk dersime.
-başımın en rahat yastığıydın
ellerimin en sıcak cebi
gözlerimin en güzel manzarası
ayaklarımın gidilmesi en kolay eniş yolu
gönlümün en huzurlu ağaç gölgesi
hatun kişiler arasından anamdan sonra tek güvenilesi
dost çevremi uğruna salladığım
hayal defterime resmini tek yağıştırdığım
senin deli demenle delilikten zevk aldıran
sırf seni güldürebilmek için tüm palyaço kıyafetlerini bedenime utanmadan giyebildiğimdin
eksik vitaminmişsin seninle doydu ruhum gıdalarına
yaptığım herşeye değer.
uğruna yapamadıklarıma pişmanlığıma
bazı duyguları öğreten en dikkatli dinlediğim hocama
yani sana yalvarıyorum
şimdi ne gidebildiğim ne de kalabildiğim oldun
gidecek olsam adresimi kaybettirdin gönlümün
kalacak olsam elimden tutmuyorsun.
hadi elim soğuk kalsın ışıkları bile açmıyorsun umudumun
ne kalabileceğime güvenim kaldı
ne de hiç gitme diyeceğine
kal dersen serinliyor kalbim seviniyorum ama
ne kadar sürer ki bu diye sorunca yine dardayım
ne yapıyorum ne ediyorum
seni sevmekten vazgeçemiyorum
ama her gidenin sevgisi bitti de mi gitti sanki
hadi gidelim yalnızlık sen haklıymışsın.. dedim(dışa doğru ayağa kalkarak)
kapının dışında kaldım oda içerden öylece bana bakıyordu
-bir son söz bekliyorsan seni seviyorum. hadi eyvallah dedim
döndüm bi kaç adım attım
merdiven basamaklarına geldim
-dur konuşalım biraz dedi
geri dönüp ona baktım
-cümlenin başında ”çünkü”olmayan hiç bir sözün beni durduramaz dedim
-çünkü seni seviyorum gerizekalı dedi
hakaten gerizekalımıydım amk anlamdığım yada beni gerizekalı yapan şey neydi ki.yine neden yine neden yine neden hep aynı soru
-gerizekalıdan sonra ki nokta değil virgüldü devam et cümlene dedim
-bişey yok kelebek dedi
delirme aşamasına geldim
yanına çıktım yine
-hiç vicdan yok mu sende. nasıl bir değerdir senin sevdiklerine verdiğin. hiç mi acımıyorsun bana. kafayı yiyorum umrunda değil
ya susuyorsun yada bişey yok diyorsun. keyfinden mi kapattın telefonunu yayladan dönünce
neden günlerce umrunda olmadım
görmedin mi peşinden koştuğumu
neyin oyunundasın hala amacın ne
şu kuralları anlat bende bileyim ona göre oynayayım. kafana esiyor git diyorsun.
kafana esiyor bana kendin geliyorsun.
şu nedeni anlat artık dedim
-neden filan yok kelebek kafam karışıktı dedi
sinirimden dolayı işi piçliğe vurdum
-ahh dur bi dakika kafamda bir ağrı var karışıyor mu ne?neyse şimdi gideyim senden de kafama eserse geri gelirim. dedim
-ya dur gitme dedi. çocuk nazı ile
-son kez soruyorum ebru dedim
-git o zaman gitmek için bahane arıyorsun zaten dedi
-ulan siktir ettin yine kapına dilenci oldum hala bahaneden bahsediyorsun.ne halin varsa gör dedim
gittim o da ses çıkaramadı arkamdan iyi mi yaptım kötü yaptım bir türlü bilemedim amk
gole giden rakip oyuncuyu kırmızı kart göreceğini bile bile yere indirmekti benim ki
dedim ne olursa olsun amk
aşk bundan sonra 10 kişi devam etsin mücadeleye
ben yalnızlığın yedek kulubesinde otururum
eve gidemedim
denize gidemedim
bi yere gidemedim ki
kafaya iyice taktım tüm bunlar kurguydu amk ebru tarafından yapılan
paso bunu nasıl anlayabilirim diye düşündüm
ilk denemeyi anneme yaptım
soru şu
-anne ebru yaylada iken pazartesi günü sabah kaçta kalktı dedim
-erkenden kalktı oğlum dedi
burdan bir sonuca vardım. otobüsçü ile ailesine haber gönderip onları çağırtmış olabilirdi
indim çarşıya köy dolmuşlarının beklediği yere gittim
bizim köyün kini bulup
-ebru sana bişey dedi mi.birine iletmek üzere not verdi mi yada telefon açmanı söyledi mi dedim
-ne diyon kelebek görmedim ben onu yaylaya çıktıktan sonra dedi
birinci tez yanlış çıktı
yılmadımoteldeki elemanı aradım
-ebru hiç otele geldi mi kışın dedim
-2 3 defa geldi dedi
burda bişeylerin dönüyor olduğunu farkettim
babası ile arası açık değilmiydi amk neden otele gitsin ki
-ne zaman geldi dedim
-nerden bileyim olm geldi işte dedi
-babası ile görüştü mü dedim
-tam bilmiyorum ama görüştü galiba dedi
-olm kesin bişey söyle dedim
-kelebek hasta mısın olm sen nerden bileyim kızla babasını mı takip ediyorum. otele geldiğini gördüm. bara gelmedi. restoranda yemek de yemedi demek ki babasının yanına gelmiştir
hem neden gelmesin ki dedi
evet lan evet amk kafayı yiyordum.ruh hastası oldum iyice bunları düşünmekten.
keşke bana kelebek seni başkası ile aldattım
seni sevmiyorum artık
senden kurtulmayı deniyordum
ne bilim işte amk bilindik bir ayrılık sebebi söyleseydi de
bi kaç zaman sadece üzülüp hata bendeyse kendime sövüp
hata ondaysa vay amk orospusu diye onu bir süre andıktan sonra
başkalarında acımı dindirmeye çalışsaydım
sevebilir miydim ki başkasını
ulan birine aşkı doğru düzgün yaşatamadım
diğer kızları da mundar eder miydim ki acaba
gerçek yalnızlığın ilk günlerinde ki beyin amcıklaması
şiddetli ağrılara sebeb oldu
ayrılığı tek başıma yaşamam gerekiyordu
çünkü birisine anlatsam
olm siktir et amk başkasını bulursun
kaderinde bu farmış takma kafana
boş ver amk seni haketmemiş gibi teselli lafları edeceklerdi
amk bunları bende biliyorum zaten ayrıca bunlar bana teselli değil daha çok acı verirdi
bir yakın arkadaşıma veya aile bireyine
böyle böyle oldu diye durumu anlatsam
ne zaman dalgın düşünüyor şekilde görsem o konuyu açacaklar ve daha çok acı çekecektim
madem bu ayrılık acısı beni sikecek
en azından perdeyi örteyim de başkası görmesin bu sikişi diye
elim kolum bağlı çekildim eve
ne yemekde gözüm oldu ne içecekte
her ne kadar saklamaya çalışsam da 24 senedir beni tanıyan anneme durumu çaktırmamam imkansızdı
kardeşim de en büyük panpam olduğu için evden çıkmayan ben kelebeğe pencereleri açmaya çalıştılar belki kendiliğimden uçarım diye
kardeşim belki de bana ömrünün en büyük kıyağını ben ne bok yiyeceğimi bilemediğim zamanda yaptı
bana ps2 getirdi içinde de bilindik futbol oyunu
evde olduğu zamanlar karşılıklı oynadık
olmadığı zamanlar 2040 yılına kadar getirdim ligi hemde en uzun maç süresini seçerek
zaten beş parasız olduğum için içkiye verecek para yoktu
bilader de arasıra sigara getirirdi kendisi içmediği halde
pakette kalan sigarayı zaman dilimine bölüp iyice azaldığı zamanlarda yarısına kadar içip tekrar yakarak içtiğim çok oldu
ebruya kızgın olduğum için ayrılık acısı farklı boyutlarda sikiyordu beni
kendimi kontrol etmekte en zorlandığım şey ebruya gitmekti
aslında gitmekle gitmemek arasındaydım
gitmekten korkmama sebeb onu başkası ile görmek ve
ulan bu muydu bende sakladığın deyip
ebruyu türkiyedeki kadın erkek eşitliğini 100 yıl geriye götürecek şekilde dövmekten korkmamdı
gitmesem de ne bok yiyor bu ebru şimdi
acaba o da üzülüyor mu yoksa ayrılık sikinde bile değil mi?
ne kadar düşünürsem kafamdaki soru işaretleri kadar çoğaldığı için bunalıma kadar gitti iş
kendimi çok durdurdum
defalarca kendimi odaya kilitleyip anahtarı pencereden aşşağı attım gitmeyeyim ebrunun yanına diye
kapıları tekmeledim
mesaj geldi.. heyecanla baktım.. türkcell
telefon çaldı.. ekrana baktım.. bizimkilerden biri.. evde o var mı bu var mı
kapı çalındı gözlerimi kapatarak açtım kapıyı ama her açışımda buruk bir şekilde odama döndüm
ne yaptım ne ettim aklımdan çıkaramadım onu
iyice insanlıktan çıkmaya başladım
asosyalin en önde gideni oldum
utanmasam sıçmaya bile çıkmayacaktım
2 ay civarı geçti böyle
babam bir gün kapıyı çaldı
-naber paşam dedi
-iyi baba dedim
-traş ol üstünü değiştir bekliyorum dedi
-nereye baba dedim
-çabuk ol dedi. kızgın değildi zaten sakin bir insandı
babam yan odaya geçti annem geldi
belli ki işbirliği yapmışlar
-ne oldu anne nereye gidicez dedim
-iş bulmuş sana baban dedi
-ne işi anne dedim
-oğlum söz vermiş.git bi kaç gün çalış sonra bırakırsın üzme babanı dedi
biraz burun kıvırsamda tamam dedim
pederle bir markete gittik
babamın bir arkadaşının marketi
oğlu askere gitmeden önce beraber çalışıyorlarmış
gittikten sonra uzun süre tek kalmış adam
bi kaç eleman bulmuş ama parasını çalmışlar kasadan hep
babamında ağzından benim oğlan çalışır demiş
marketçi ile tanıştık
adam on numara adam o iyilikle holdingler hakediyor
adam bana ilk günden şunları anlattı
-sigaranı bana sormadan al.canının istediğini al ye.eve gidince de şunu yerim diye aklında kalanları da poşete doldur götür evde ye
para kazanmayayım sorun değil ama bu dükkan benim oğlan askerden gelinceye kadar kapanmasın.ben her zaman burda duramam.
geceleri geç yatıyormuşsun zaten ben sabah açarım uyandığın zaman da sen gelirsin gece de sen kapatırsın. anlaştık mı dedi
-tamam dedim
-iyi hadi sana kolay gelsin dedi.
bıraktı gitti adam.tek başıma kaldım
fiyatlarda sorun yoktu çünkü herşeyin fiyatını yazmış önüne
biraz baktım sağa sola derken müşteriler gelmeye başladı alıştım gittim işe
cep para görmeye başladı
-anneme ben yapamıyorum bırakayım işi dedim
-en yakınında ki asıl bırakması gereken kişinin mücadelesine yakışır mı senin bu kadar kolay pes etmen dedi((kendisi)
sırf onun için devam ettim çalışmaya
boş boş dururken ebruyu düşüneceğimi bildiğimden
orayı sil burayı paspasla dolap doldur
derken hep kendime bir meşgale buldum
inatla çarşıya gitmedim ebruyu görebileceğim yerlere
param olmasına rağmen telefona hiç kontur almadım dayanamam mesaj atarım diye
yaz sezonu geldi
çok daha iyi maaşla başka bir yerde iş bulabilirdim ama
huzurumdan dolayı aramadım bile başka iş
yavaş yavaş acım azalıyordu
arasıra dalıp gözümdeki yaşları silerken ayılıyordum
derin derin nefes alıp
sessiz sessiz offfffff offfff çekerek
ama o kadarına bile razıydım ilk zamanlardaki halime nazaran
markette de ufak tefek arkadaşlar edinmeye başladım
mahalle sakinleri ile yavaş yavaş makara yapmaya başlarken
1 tane kız da tüm alışveriş sorumluluğunu üstlenip alışverişe aileden başka hiç bir bireyi göndermiyor gibiydi
utanarak teşekkür etmeler
gözüme bakamadan iyi geceler dilemeler
ihtiyacı olmayan şeyleri almaya geliyor süsü verip beni görmeye gelmeler
başka bir müsteri varken o gidinceye kadar kasaya gelmemeler
şimdi düşünüyorum da keşke ona adını sorsaydım
şimdi belki de evimde beni bekleyen eşim olacaktı
onun bu mahsum halleri beni bile utandırıyordu
ondan etkilendiğimden değil de onun doğallığına ayak uyduramadığım için kendimden utancımdandı belki de
ebru bana hiç öyle bakmadı amk
ama o kıza da ayak diredim. sonra götleri başları oynuyor çilenin en kralını çektiriyorlar diye sadece müşteri kaldı gözümde
1 mayıs da doğum günümde bir mesaj bekledim sadece
gelmedi
o gelmeyen mesaj inadımdan serbest bıraktı beni
insan herşey iyi olsun istiyor doğum gününde
olmayınca bir eksiklik oluyor
içesi geliyor dağıtası geliyor
çarşıya gittim 12 den sonra 2 mayısa girince
biraları aldım doldurdum poşete
ebruyla iskeledeki yerimize gittim
hep bir umudum oldu içimde
hani belki gelir diye
gittiğimde görmediğimde anladım boşa olduğunu umutlarımın
içtikçe içtim
bokunu çıkaracağımı bildiğim için diskolar tarafına ve eğlence mekanlarına gitmedim
ebruyu görsem dövecek kadar sinirliydim çünkü
ama bokunu çıkaran gençler yan tarafıma geldi
oturdular sağa sola
küfürler gırla kendi aralarında
benim daha gözümdeki yaşları kurumamış ağlamaktan
çatacak birisini arıyorum zaten
resmen kaşınıyorum amk
bana bişey demelerini bekledim sadece
baktım demediler
-sessiz olun lan biraz dedim
5 kişilerdinlenerek dövseler 5 gün ben onlara bi kere vuramadan döverler
sessiz kaldılar ne oluyor lan diye birbirlerine baktılar
hadi dövelim şu amk yavşağını dese birisi diğerler neden olmasın diyecek kadar hazır
uymadılar bana ama konuşmaya da devam ettiler
gerginlikten dolayı kahkahaları azaldı ama benim kaşıntı azalmadı
-ha şöyle adam olun dedim
ve hayatımın panpası ile tanıştım
-lan olm siktir edin telefonla konuşuyor herhalde dedi
-yok dedim size söylüyorum dedim
-bi yanlışlık var sizli bizli konuşuyor bu kibar beyefendi dedi
-kaşınmayın sessizçe yeyin ne bok yiyecekseniz dedim
-tek olsam sessizce kaçardım götüm yemez sana sataşmaya ama ben sende ki götü merak ediyorum 5 kişiye açtın bilmiyorum farkında mısın dedi
diğerleri de muhabbeti dinliyor
-benim ki ne kadar açıksa sizin ki de açık dedim
bunları diyorum ama ne kadar dayak yerim çok acıtır mı diye de tırsmaya hafiften başladım
-gelin lan bi dövelim adet yerini bulsun kaşınıyor bu amcık dedi
başka bir arkadaşı
-hadi olm siktir et gidelim. uyuşturucu almış herhalde bu dedi
-korkmayın amk makara yapalım biraz dedi
ayağa kalktım
-sen kimle makara yapıyon lan dedim
uzun zamandır ayağa kalkmadığım için ayakta kalmakta da zorluk çekiyordum
iki eliyle ittirdi yaklaşmayayım diye diğerleri de iyice yaklaştı
ben onu ittirmeye çalışırken o daha güçlü ittirdi
yere düşerken başımın arkası bankın köşesine çarptı ve açıldı
kanamaya başladı
onlar ayağa kalkmamı beklerken
ben olduğum yere kendi yatağımmış gibi uzandım
başım dönüyor
kanın saçlarımın arasından süzüldüğünü farkediyorum
ama esas süzülme gözümden yanaklarıma doğru gözyaşlarımla
beni ittirene değil ebruya kızgınım
kendime kızgınım sinirden ağlıyorum
onlarda kendi aralarında konuşuyor hadi gidelim diye
beni ittiren
-olm sarhoş bu kanı hızlı akar hastaneye götürelim dikiş atsınlar bişey olur başımız belaya girer amk gibi şeyler söylüyor
ben ayılmaya başladığımda iğnenin iğrenç bir ses çıkararak kafa derimden geçtiğini hissettim
3 dikiş atıldı
doktor işini bitirdiğinde yanımda beni ittiren şimdi ki panpam vardı
-nasılsın dedi
-seni sikicem olm dedim
-ayıl ondan sonra sik sabaha kadar kafana dikiş mi attırayım dedi
herif piç amk laf yetiştirilmiyor
-bi siktir git dedim
t shirtü verdi benim kan içinde kendinin ki de kanlanmış
beni eve bıraktı taksiyle
sonra eve gelmiş çalıştığım marketi bulmuş
bana bir t shirt getirmiş hediye olarak
arasıra geceleri geldi
oturduk
ben de ona tshit aldım bi tane
-amk biz sana bu kadar adi mi aldık. giymem ben bunu diye makara yaptı.
ben ebrudan bahsetmeden konuştum onunla
o da ne kadar yaptığı piçlik varsa anlattı
ne yaptı ne ettiyse beni dışarı çıkaramadı içmek için
bilmiyordu ki ebruyu görmekten korktuğumu
ağustos sonuna kadar markette çalışırken oğlu askerden geldi marketçinin
bana çalışmaya devam et dediler
bir gece panpa geldi
-hadi gidiyoruz dedi
-nereye dedim
-gel amk içecez dedi
olm etme eyleme ben sevmem bar filan desemde zorla götürdü
iki erkek masaya oturduk
içkileri söyledik türkü barda
biz içerken iki tane kız geldi
benim panpanın arkadaşları
bi tanesi çıktığı diğeri de onun arkadaşı
ben zaten ebru bir yerden çıkar diye gergindim
kızlar da yanımıza oturunca iyice gerildim
kızların tanışmak için sordukları sorulara çekingen cevaplar vermem onlar tarafından heyecanlanmış olarak algılandı
kulağına eğilip hadi olm gidelim burda dedim panpaya
kızları da aldı(k)alanyanın kalesine doğru gitmeye başladı panpa
kale yolunda bir markete uğrayıp bira da aldı
ben çaktırmadan beni eve bırak desem de dinlemedi
-olm konuş kızla amk yemez seni dedi
kızda utangaç amk. sanki izdivaç programındayız
çıktık kaleye 4 ümüz oturuyoruz
onlar bizim bişey konuşmamız lazım geliyoruz diyerek kalktılar yanımızdan
çok sikindirik bir pozisyon ne konuşcam amk ben şimdi kızla
görücü usulüyle evlenmiş karı kocanın gerdek gecesi misali kaldık ne bok yiyeceğimizi bilmez halde
zaten kafamda ebru var
aylarrrr geçmiş hala unutamamışım
bu kızla konuşsam onu aldatmış hissediyorum
kız dayanamadı
-ee nasılsın dedi
-iyilik sen nasılsın dedim
ot bok tanışma faslı nere şura bura
o gün farkettim ki bi kızı ayarlamak çok kolay
sadece dilin dönecek,ne dediğini bileceksin
zamanlama hatası yapmayacaksın
ama altın kural fidana çivi çakmaya çalışmayacaksın
sulayıp ağaç yapacaksın önce
ağaçlaşınca sokacaksın
benim hiç kız ayarlama düşüncesinde olmamam kızla ekşici piçler gibi sikimsonik bir bir geyik içine girmeme neden oldu
ne hikmetse kızda ekşici çıktı hiç yadırgamadı muhabbeti konuştukça konuştu
ben kızı bırakıp alanyaya bakarak
ebru burdasın amk senin diye bağırmak isterken
bir ekşiciye tebessümlerle
evet haklısın
bencede
aa öyle mi ne kadar hoş demek zorunda kaldım
sonra sıkıldım aradım panpayı
kız da yanımdayken
-nerdesin hadi gidelim dedim
-tamam geliyorum dedi
o gelinceye kadar beklerken
-sıkıldın mı dedi
-evet dedim
-bende sıkıldım fazla ciddi konuştum kusura bakma dedi
-önemli değil en azından konuşabiliyorsun dedim
-sağol dedi
-durma konuş sen bana aldırma. susarsan neden sustu şimdi bu diye dert olur bana dedim. yine ebruyu ister istemez düşündüğüm için
-peki konuşayım saçma olursa idare et dedi
-saçma da olsa bişeyler söyle ama kafan hiç karışmasın dedim
-anlamadım dedi
-bende anlamıyorum zaten dedim
-neyi anlamıyorsun dedi
-sizi dedim
-biz kim dedi
-kadınları dedim
-oo derdin anlaşıldı senin dedi
-bu kadar anlayışlı mısınız gerçekten dedim
-acıdım şimdi sana dedi
güldüm
-bir daha dünyaya gelsem onu olmak isterim bunu olmak isterim diyenler varya dedim
-evet dedi
-ben kadın olmak isterdim dedim
-neden dedi
-bana neden deme dedim. gülerek ve devam ettim
-nasıl düşündüğünüzü anlayabilmek için dedim
o bişeyler saçmalarken bizimkiler geldi
dudaklar kıpkırmızı amk belli ki şiddetli öpüşmeler yaşanmış
eve bıraktık kızları sonra da beni bıraktı panpa
ertesi gün işteyken dükkana geldi
-olm kız senin numaranı istedi verdim dedi
-lan olm neden veriyon dedim
-teşekkür etcem dün gece için dedi ama ayak yapıyor amk hoşlanmış senden herhalde dedi
-olm başımı belaya sokacan benim dedim
-siktir etmesini bilmiyon mu amk. işine gelmeyen yerde siktir edersin dedi
kız bana bi kaç kere mesaj attı
o gece için muhabbet için teşekkür etti
daha sonra yine benim panpanın kız arkadaşına yine buluşacak mıyız diye sorarken benden etkilendiği gibi bişey söylemiş
kız bunu panpaya söylemiş
panpada bana söyledi
kız mesaj atmaya devam etti ben geçiştirme cevaplar verdim
sonra tuzağa düşüp sadece panpa ile olacağımızı sandığım bir yere onların da geldiğini gördüm
yine yalnız bırakıldık
konuyu kökten bitirmeye karar verdim
-erkek arkadaşın var mı dedim biraz konuştuktan sonra
-hayır senin dedi
-evet panpa var dedim
-pardon kız arkadaşın dedi gülümseyerek
-evet var dedim
-hmm sevindim ne zamandır berabersiniz dedi
-nerdeyse 6 yıl olacak dedim
-çok sevindim dedi
-sağol dedim
-nerde şimdi okuyor mu dedi
-onun hakkında soru sorma dedim
-peki nasıl istersen dedi
-sende kendine bir erkek arkadaşı bulunca konuşuruz onların hakkında dedim
-erkek arkadaş istemiyorum ki ben dedi(yalanlarını siksinler)
kızla konuşmaya devam ettik
bana ebru hakkında tek kelime bişey söylemedi
sormadı daebruyu görme korkumu yenip çarşıya çıkmaya başladım
3 oldu 5 oldu dayanamayıp
yavaş yavaş onun olabileceği yerlerde gezmeye başladım
durduramadım kendimi
çalıştığı yerin önünde
evinin önünde dolanmaya başladım
ama ebru yok amk
kız gitmiş beyler
aylardır alanyada yokmuş
başka şehire gitmiş çalışmaya
telefonu da yine değiştirmiş başka numaradan aradım kapalı
başka bir dikkat çekici konu ise ebrunun ailesinin
biz ayrılalı beri bir kere beni arayıp sormaması
kime gitsem kime sorsam diye düşünüp dururken
oteli aradım elemana sordum işten çıkmış
annesi babasına sorulmaz hemen ebruya anlatırlar durumu
belki de rahatsız olurlar kızımız tam unutmuşken tekrar hayatına girmesin diye tedirgin olurlar diye onlara da sormadım
2008 facebook bokuna kadar hiç haber almadım pek de araştırmamıştım
bu sırada şimdiki çalıştığım otele girdim.
kızla acayip arkadaş olduk
mutlaka bu kelebeğin madem kız arkadaşı var neden hiç gelmiyor diye sormuştur kendi kendine
ve anlamıştır beraber olmadığımızı ama yine de sormadı bana
hiç de kız olarak yavşamadı
facebook da ismini yaıp aradığımda karşıma gülümseyen yüzüyle profil resmi çıktı
4 tane profil resmi gözüküyordu sadece
birinde yakın çekim yüzü gülümsemesi ile
diğerinde bir masada otururken elinde bir bardak içki ama parmağında iki yüzük benden kalan(söz yüzükleri)
diğerinde bizim iskeledeki yerimizin hemen arkasında çekilmiş deniz manzarası
sonuncusunda da benim resmim
diğer resimlere saçma sapan bir sürü yorum..
çok güzelsin falan filan
benim resmin altında tek yorum ona ait
sadece (:(
kaç sene geçmiş
parmağında hala benim yüzük
ve benim resim
oysa ne güzel adapte oluyordum hayata
ne güzel unutuyordum onu
tekrar tekrar resimlere baktım
bu kadar anlamlı 4 resmin olması
benim kafamı karıştırdı
madem o resimler var bu beni hala sevdiğine işaret
neden bu kadar acı çektirdin ki bana
yine neden sorusu yine kahramanı ebru
mutlaka yine bir amacı vardı
biliyordu ki o resimleri başkası görsün diye değil ben göreyim diye göndermişti
nedenini bilmiyorum ama kendimde bir suçluluk duygusu hissettim
olm kelebek bu kız seni unutmamış ama sen sikine takmadın iki buçuk senedir ne aradın ne sordun diye kendi kendime söylendim
kim haklı kim bilir.
ama ebrunun bu yaptığı bir taktik de olabilir diye temkinli yaklaşmaya karar verdim
neden sadece o 4 ve direk benimle alakalı resmi koysun ki sadece
belki bana bir gün dönüp o kadar suçlu olmasına rağmen
kelebek sen beni unuttun ama ben seni unutmadım bak resimlere de diyebilirdi.
mantık devreye girdi
bu defa ebrunun tuzağına düşmemeye karar verdiğim için
sazan gibi atlamadım konuya
arkadaşlık teklifi falan yapmadım
kendi profilime ebru ile ilgili resim eklemedim
googledan bir yalnızlık resmi bulup bende ekleyebilir ve ona mesaj verebilirdim yalnızım diye
ama ben yeterince peşinden koştum
siktir edilen de bendim
boş yere o kadar acı çeken de
doğru düzgün ayrılamadık bile
dur olm kelebek madem hala seni seviyor mutlaka seninle iletişime geçecektir
nasıl olsa telefonunu kapatan yine o oldu
habersiz başka şehre taşınan da
ister istemez kafamda kaldı o resimler
ne yalan söyliyim çoğu zaman internet kafeye gidip baktım o resimler duruyor mu diye
hep durdu orda
kızla tanıştıktan ve ona kız arkadaşım olduğunu söyledikten sonra
hep saygı duydu bana
daha önce de dediğim gibi hiç yavşamadı
ama ne mesajı eksik etti ne de beni bir yere davet etmeyi
çalıştığı yerde maaş alınca beni mutlaka ilk hafta sonunda yemeğe götürürdü
bana çok değer verdi
güldü güldürdü
sıfır menfaatle yaklaştı bana
bende onun hiç kalbini kırmadım
her davet ettiğinde gitmeye çalıştım
arkadaşlarla bir yere gideceğimizde
olm kelebek ben kız arkadaşımla gelecem sende kızı getir derlerdi
dışardan bakınca sevgili gibiydik ama aslında hiç alakası bile yoktu
çünkü bende kıza karşı sadece saygı vardı
bana olan aşktan konuşmama sabrı bir gece bütün arkadaşlarla bir canlı müzik barına gidince bozuldu
tüm arkadaşlar sevgilileri ile gelmişti
tek sevgilisi olmayan ben ve kızdı
ben sevgili olanlara imrenerek bakarken
ebru ile olan günlerimizi hatırlıyor
baktığım kişiler gibi aşkımlı canımlı günleri düşünüyor
onların birbirlerinin ellerini tuttuğunu görünce kendi ellerimin soğukluğunu kendi ellerimi sıkarak gidermeye çalışıyordum
çalan dans parçası ile sevgililer bir bir kalktı
masada kızla ben kaldım
kıza da üzülüyordum bir yandan
benim yüzümden midir bilmem ama kimse ile çıkmadı benimle tanıştıktan sonra
2 buçuk seneden bahsediyoruz
en yakın arkadaşın kim deseler o kızı derdim
birbirimize bu konuda hep şaka yapardık
-bi sevgili bulamadın seni dansa kaldıracak dedim
-sen buldun sanki dedi
-var benim sevgilim dedim
-yalanlarını yesinler dedi
gülümsedim
-terbiyesizlik yapma bi dansa kaldırır insan dedi
-öküzüm işte kusura bakma dedim
-güzel teklif edemezsen kalkmam dansa ona göre dedi
-hadi dans edelim dedim
-off hakaten öküzsün ama kabul ediyorum dedi
kalktık dans ediyoruz beraber
diğer çiftler bize bakıyor
benle göz göze gelen erkekler göz kırpıyor
millet beni baş göz etme derdinde ama benim başımdaki tüm organlar ebruda
gözümde acaba ebru içeri girerde beni bu halde görür
birleşme ihtimali varsa bile tüm ihtimallerin içine ederim tedirginliğinde
normal bir şekilde yandan el tutarak dans etmemiz
kızın boynuma sarılması ile seyir değiştirdi
bende mecburen beline attım elimi
ben gözlerimi kaçırmaya çalışırken o bana bakıyordu
o bişeyler demeden çıvık bir espriyle soğutayım ortamı diye
onun ayağıma basması için adım kaydırdım bilerek
tam basamadı ama offf çekerek
-ayağıma bastın dedim
-dans pratiği yaptıracak bir sevgilim olmadığı içindir dedi
-bulalım sana bir tane dedim
-anlamadın dimi hala dedi
yarrağı yedik amk
aslında onun ki aşk değil de bana bağlanmak sayılırdı
alışmışlık
yakınlık
birlikte geçirilen güzel zamana saygı
ne bilim aşk dediğini ben ebruda yaşadım
o bana baktığı zaman benim göremediğim bir sürü anlam ve meal vardı gözlerinde
kız çirkin miydi
hayır 100 erkeğe sorsan 90 ı gideri var denecek tipte bir kız
zaten güzel olmasa panpam niye bana ayarlamaya çalışsın en başta
anlamadım dimi hala dedikten sonra
neyi anlamadım desem yapıştıracak seni seviyorum diye
diyalog seyri değiştirme taktiği ile
-hadi oturalım dedim
masaya geçtik
müzisyenler ara verinceye kadar bekledi
-kim bu sevgilin.. neden ben hiç görmüyorum dedi
-başka şehirde şimdi dedim
-hafta iki 3 kez buluşuyoruz. bazen 7 8 saat beraber olduğumuz oluyor
iki buçuk senedir bir kere mesajlaştığını görmedim biriyle dedi
-konturu yok gariban biraz mektup yazıyor dedim
-dalga geçme benimle kelebek ciddiyim dedi
-mesajlaşıyoruz da sana denk gelmemiştir dedim
-neden hiç yanına gitmiyorsun neden o buraya gelmiyor. nasıl bir sevgili bu dedi
-bu konuda konuşmayacaktık. kapatalım konuyu lütfen dedim
-bana resmini göster en azından bir göreyim şunu dedi
-tamam gösteririm dedim
-cüzdanında yok mu resmi dedi
-tamam uzatma dedim. biraz kızgın bir suratla
bana kızdığı içmesinden belli oldu
kafasına dikip büyük yudumlar alması
bardağı masaya koyması değişmeye başladı
herkesin içinde sevgilimmiş gibi trip atmaya başladı
ben zaten ebruya kızgındım
-gel benimle bir saniye dışarı dedim
anladı kızdığımı
-tamam özür dilerim dedi
ayağa kalktım ben bir nefes alayım diye de müsade istedim bizimkilerden
dışarı çıkıp mesaj yazdım kıza
-dışarı gel diye
çıktı geldi
-bir daha ebru hakkında konuşma dedim
-ismi ebru mu dedi. bilerek sormadı bunu aslında benden ilk defa ismini duyduğu için çıktı ağzından
-sana sorma demedim mi dedim
-tamam özür dilerim.iyi geceler dedi küstü gidiyor yine amk
hepsi aynı amk çocuk gibi gitmek çok kolay geliyor
gittim peşinden
-kaç senedir hiç ondan konuştuk mu dedim
-hayır dedi
-hiç huzurumuz bozuldu mu dedim
-hayır dedi
-o zaman sus huzurumuz devam etsin. dön şimdi geriye millet meraklanmasın dedim
üzüldü. ağladı ağlayacak
döndük geriye
oturduk bar çıkışı arabalarla kaleye çıktık
erkeklerle kızlar biraz geyik yaptık ayrı ayrı
sonra evlere gittik hepimiz
ertesi gün panpam beni aradı
-kelebek kız sana aşık olmuş olm dedi
-nerden biliyon lan dedim
-benim kine söylemiş.ne yapayım bana akıl verin demiş dedi
şimdi diyeceksiniz ki amk ne sikim adamsın
her kız sana aşık oluyor
çok mu yakışıklısın diye
yok amk alakası yok.
bir mekana gidince kızların bakışlarını üzerime çekecek bir tip yok
-tamam bakarız dedim
-neyine bakıcan olm bi şans ver işte kıza bundan iyisini mi bulacan dedi
-olm olacak olsa kaç senedir bişey hissederdim. benim aklım başkasında biliyorsun dedim
-olm ne inatçı adamsın varlığından emin bile olmadığım birini bekliyorsun dedi
-çok sevdim piç açma amk konuyu dedim
-sen bilirsin bi düşün bence dedi
dediği gibi düşündüm
kız ortalama bir maaşla çalışan
eli yüzü düzgün
bana değer veren
başkalarının yanında saygılı
benim yanımda ben piçsem benden piç
ben durgunsam benden üzgün
ben gülüyorsam benden mutlu
kalbi temiz kötülük düşünmeyen aslında çoğu erkeğin hayalindeki sevgili
ama hak ettiği kişi ben değilim
ben onu sadece üzerim
ebruyu tam silemeden onunla olsam
ebru bir gün çıkıp gelse hadi kelebek dese
eminim hala onu bırakıp ebruya gideceğime
ona mı gitsem buna mı derken
sike sike ebrunun tuzağına düşüp bir yerlerimi daha acıtmaya karar verdim
o resimleri gördükten 3 ay kadar sonra
ona arkadaşlık teklifi ettim face den
o gün kabul etmedi
bilgisayar başında değildir diye gittim ertesi gün geldim yine yok
çalışıyordur diye yine gittim geldim net cafeye yine yok amk
4 gün sonra gittim. arkadaşlık kabul edilmiş
ama resimlerden 3 tanesi yok
benim manzaranın ve yüzüklerin olduğu resim
sadece kendi resmi kalmış
-nasılsın diye yazdım ilk mesajı
numarasını yazdı
mesaj yazdım telefonuna
-nasılsın diye
aradı beni.
sakin normal bir şekilde konuştuk
neden kelimesini barındıran hiç bir şey sormadım
hangi şehirde olduğunu söyledi
bende bir otelde çalıştığımı söyledim
annenler nasıl dedi
bende onun kileri sordum
sevgili muhabbetine ben girmedim.var mı diye sormaya korktum
ki geçen zamanda evlenme ihtimali bile vardı
o da sormadı
-3 gün sonra gelecem alanyaya dedi
-tamam dedim
-var mı burdan bir isteğin dedi
-yok sağol dedim
-tamam görüşürüz dedi kapattı
ne ben görüşürüz diyebildim. geri.ne de buluşacak mıyız diye sorabildim.
onun yaptığı sadece vücuduma eroini enjekte etmekti
önce resimleri koydu tuzağına çekti beni
hala seni seviyorum imajı verdi
sonra 3 gün sonra alanyadayım dedi. görüşüp görüşmeyeceğimiz bile belli değil
alanyada 3 gün sonra koşmaya başla peşimden der gibi kapattı telefonu
aklım fikrim karıştığı için kızı da unuttum tabi bana aşık olan
bana mesaj atıyordu ama sallamıyordum fazla çünkü ben ebruya mesaj yazsam mı
yazacaksam ne yazsam
bu kadar acı çektirdi bana tekrar peşinden koşsam mı
koşmazsam onsuz başka biriyle yapabilir miyim diye sevişip duruyordum sorularla
ben bana aşık olan kızı sallamayınca ona çok kızdığımı sandı o geceden dolayı
-tamam istemiyorsan bundan sonra görüşmeyiz gibi mesajlar atmaya başladı
üzülmesin diye.
-işlerim vardı kusura bakma tarzında gönül almaya yönelik mesajlar yazdım
3 gün geçti
akşam üzeri oldu
ebru hanımdan tek kelime haber yok
dayanamadım ben yazdım
-hoşgeldin diye
hani alanyaya geldiysen haber ver.bi görüşelim anlamında
-sağol yazdı sadece
demek ki alanyada.her ne kadar tek kelime cevaptan nefret ettiğimi bilse de gecen zamanın çekingeliğine verip kızmadım
yine yazdım
-nerdesin dedim
-işim var biraz dedi
-tamam kolay gelsin. bitince haber verirsin dedim
-tamam dedi
son yazdığım mesajdan sonra mesaj yazmak olmazdı
3 gün bekledim yine bişey gelmedi.tek kelime yazmadı
-nasıl gidiyor işlerin. yapabileceğim birşeyler var mı dedim
-geri döndüm dün gece dedi
vay amk alanyaya geliyor.bir görmeden gidiyor. nasıl inanayım şimdi ben o sevgiye
evlenmiş desem o resimleri oraya hangi koca koydurtur ki amk
yine sikimsonik acılar çekmeye ve aklımdaki neden sorularına yeniler eklenmeye başladığı için
amk ebrusunun deyip siklememeye çalıştım
bana aşık olan kız
-maaşımı aldım dedi
yani yemeğe davet ediyor
-ben ısmarlarsam kabul dedim
-olmaz sen başka sefer ısmarlarsın geleneği bozma dedi
-tamam dedim.
kıza yüz vermeye karar verdim
en azından denemeye karar verdim
-yarın akşam müsait mi dedi
-tamam dedim
aynı gece ebru mesaj yazmaya başladı
-kusura bakma acil dönmem gerekti. arayacaktım bi daha geldiğimde söz görüşeceğiz dedi
-önemli değil. dedim
-2 hafta sonra yine gelirim. dedi
-tamam dedim
iyi geceler. günaydın.nasılsın. işler yoğun mu gibi tek mesajlar yazdı biz kızla buluşmaya gidinceye kadar hepsine tek cevaplar verdim
kızla yemeğe çıktık
iki mesaj daha geldi ebrudan
ikinciden sonra sessize aldım telefonu alırken de gördü kız
-sonunda gördüm sevgilinin mesaj attığını dedi
-ondan olduğunu nerden biliyorsun dedim
-yüzünün kızarıklığından dedi
ben kızın duygularına karşılık vermeye çalışırken(hiç sevmediğim halde) bu iki mesaj işi bok etti
-ayrıldık dedim
gülümsedi
-çok mu sevindin dedim
-o senden ayrılmış ama sen ondan ayrılmamışsın dedi
-onu nerden anladın. mesajı yazan o baksana dedim
-kelebek eğer sen ondan ayrılmış olsaydın. beni farkederdin dedi
-seni görüyorum zaten de sen onun benden ayrıldığını nerden anladın dedim
-hiç bir kız sevgilisini bu kadar yalnız bırakamaz.en azından gelir ne yapıyor ne ediyor diye bakar.her kızda aladatılma korkusu vardır çünkü dedi
-benim aldatmayacağımı bilir o dedim
-bilmiyorsa gelsin beni görsün anlar zaten aldatmayacağını dedi
-neyse yemeğimizi yiyelim dedim
yedik içtik
ebru arasıra mesaj gönderdi
iki hafta geçti gelemiyorum dedi
iki defa ebruya atacağım diye kıza gönderim mesajı
geldi gitti
biz kızla devam ettik sadece arkadaş olmaya
ebru bir türlü gelemedi.
yılbaşına kadar
-şurdayım gel dedi
yanına gittim
o beni ilkokul arkadaşını görmüş gibi karşıladı
ben onu deli gibi atan kalbimle
-nasılsın dedim
-iş güç işte. çok yoruluyorum sen ne yapıyorsun dedi
-bende bildiğin gibi işte dedim
-bilmediğim çok şey olmuştur o kadar yıl geçti dedi
-bildiğin herşey aynı değişen bişey olmadı dedim. sevgilim yok manası ve seni hala seviyorumu kastederek ama anlayana amk
-yılbaşında ne yapacaksın dedi
ben çoktan arkadaşlarla ve kızla plan yapmıştım bile
salak gibi gideceğimiz mekanın ismini söyleyerek oraya gitcez dedim
-arkadaşlar mı dedi
-evet sen ne yapacaksın dedim
-henüz bilmiyorum bakarım bi dedi
yine sevgili muhabbetine girmeden
ottan boktan konuşup
gitmesi gerektiğini söyledi ve gitti
ben hastalanıp dışarı çıkmamayı planlıyordum yılbaşında
ama kız beni aradı
-kelebek beni evden alır mısın gitmeden önce dedi
-ben gelmesem mi acaba dedim
-neden dedi.
-bilmiyorum ki dedim. sesim de hasta değildi amk. baştan hasta ses tonuyla konuşsam kıvırabilirdim ama geç kaldım
-tamam kelebek. benim yüzümden gitmeyeceksin ben evde otururum sen git arkadaşlarınla lütfen deyince
sike sike yanlış anlamayı düzeltmek için geleceğimi ve onu da evden alacağımı söyledim
kızı aldım mekana gittik
reserve masaya oturduk
o gece misafirim olacağına yüzde yüz emindim.
çünkü ebrunun eline kız arkadaşım olup olmadığını görebileceği bir koz vermiştim
herşey tamamken
ben içmenin bokunu ilk dakikalardan çıkarmaya başladım
kardeşimle sevgilisi de geldiler
masa büyüdü
her içeri girenin ebru olup olmadığına bakmaktan kimseyle doğru düzgün konuşmadım bile
kızda anladı
-birini mi bekliyorsun dedi
-hayır dedim
ama geldi
içeri girdi
bir masaya oturup bana baş selamı verdi
o mekanda yıl başında masa bulmuş olması çok ilginçti ki muhtemelen reserve yaptırmış olması gerekiyordu
oturup o da içmeye başladı
bende içerken yanımda oturan kızdan uzak durmaya çalışıyordum ama
herkesi çiftlesen kız bana kalıyordu amk
arasıra da bana bişey demek için müzikten dolayı kulağıma eğilmesi ebrunun gözünü benden ayırmadan içmeye devam etmesine sebeb oldu
kız daha fazla bişey demesin diye biraz tersledim. ebru da görsün de sevgilim olmadığını anlasın diye
yanımda oturan bana aşık olan kız bana mesaj attı.
beni dürterek telefonumu gösterdi. mesaj gönderdim anlamında
onun mesajını direk es geçtim. çünkü ebrudan gelen bir mesajın sesini duymamışım
aynen şöyle
-sana tüm yaptıklarımdan sonra beni beklemeni beklemek sadece bir umuttu bende.. dedi
savunma mekanizması hemen harekete geçti bende ki
-arkadaşım o benim dedim
-güzel bir arkadaşın var dedi.
ben mesajlaşmaya başlayıp yanımdaki kızda bunu farkedince ebruyu da farketti
yüzü düştü
wc ye kalktı
-sadece arkadaşım ebru dedim
-bişey demedim kelebek.iyi yıllar sana ben rahatsız etmeyeyim dedi
kalktı masadan ben mesajı okurken
fırsat bu fırsat çıktım peşinden
tuttum kolundan
-yine mi gidiyorsun dedim
-evet dedi.
-alıştım artık biliyor musun dedim
-bende gitmeye alıştım ama galiba bu son gidişim dedi
-ben gitmelerine değil. çocukluğuna alıştım ebru dedim
-ne çocukluğu dedi
-sen aklı ermeyen bir çocuk gibi oldun hep. birbirimizi çok sevdik ama zarar vereceğini düşünemeden bilemeden
sana aldığım oyuncakla hep kafama vurdun. çok canımı yaktın ama sana olan sevgi kabullenişimden
ne yaparsam yap sevdiğim olarak kalacağından
kızamadım hiç. elinden o oyuncağı alıp senin kafana vurmaya bile deneyemedim..
belki zamanında vursam sende bilirdin o acıyı ama kıyamadım sana
hep neden böyle yapıyor bu çocuk zamanla düzelir elbet dedim bekledim ama
ne senin çocukluğun geçti.ne de çocukluğuna aldırmayacak sevgim..
bunları konuşurken kız da kapı çıkışına gelmiş bize bakıyordu
-ben çok beklettim.sen de bekletme hadi git dedi
-geri döneceğin umudunu ver. senden sonra buharı kaçmasın diye kapağını açmadığım kalbime girer orda sen kapıyı çalıncaya kadar yine beklerim söz dedim
-ben artık bekletmek istemiyorum dedi
-başkası mı var dedim
-senden sonra kimse olmadı kelebek dedi
-o zaman sorun ne neden gelmiyorsun bana dedim
-bak kelebek dedi…
eliyle kapıdan bize bakan kızı gösterdi
ben hemen atladım
-valla sevgilim değil bir gram hissim bile yok ona karşı yemin ederim ebru istersen çağırayım kendin sor dedim
-hayır kelebek o kız hep sen oldun. senin yaşadıklarının aynısı o yaşıyor. kendi çektiğin acıları ona da çektirme. dedi
-be zalim insan madem biliyorsun çektiğim acıyı neden anlatmıyorsun bana sebeblerini
iki buçuk sene geçti bir yalan düşünemedin mi beni teselli edecek. dedim
-olmadı ne yapalım kader böyleymiş dedi
-şimde kaderden bir girerim çıkışı olmayan hapise kadar giderim elimde kalırsın adamı dinden imandan çıkarma
madem oldu bişeyler anlat böyle böyle oldu.
kusura bakma de seni dövecek değilim ama susarsan yemin ediyorum elimde kalacaksın dedim
-ne diyim ki dedi.
-offff ebru bana sabır dile dedim
-sebebi olsada sana anlatsam dedi
-ne yani durup dururken yayladan döndün. ulan şu telefonumu kapatayım nasıl olsa kimsenin umrunda olmaz dedi
.bir seveyim bir sevmeyeyim en iyisi böyle dedin. beni seven de ne bok yerse yesin dedin.bu mu olay şimdi dedim
-tamam hadi git arkadaşlarını bekletme dedi
-sen git ebru siktir git. harbiden siktir git.bir daha gelme. dedim
gitmekle gitmemek arasında kaldı
bende birden pişman oldum. içimden tekme tokat döverek siktir çekmek geliyordu ama
yine de geçerli bir sebebi vardır diye düşündüğüm için ayrıca hala beni sevdiğini bildiğim için
-kusura bakma özür dilerim dedim
üzgün üzgün gülümsedi
-özür dilemesi gereken benim kelebek dedi
-yok senin bir suçun dedim
-tüm suç bende kelebek dedi-seni bu kadar sevmesem böyle olmazdı sen rahat ol suçun yok senin dedim
-bende seni çok sevdiğim için böyle oldu dedi
-galiba sussak daha iyi olacak sürekli yeni nedenler ekliyorsun bana dedim
-tamam ben gideyim dedi
-nereye gidiyorsun dedim
-bilmiyorum ki var mı tavsiyen dedi
kapıya baktım kız içeri girmiş. ebru yine gidecek
bir daha ne zaman göreceğimi bile bilmiyorum
-yürüyelim mi biraz dedim
-olmaz arkadaşların bekliyor ayıp olur dedi
-onları her zaman görürüm biraz yürüyelim dedim
-peki dedi
saat 12 ye geliyordu beyler
yılbaşı yaklaşmış tüm arkadaşlar beni beklerken ben hepsini satmıştım hemde hayatımın en büyük satışını yapan kişi ile
yürüdük havai fişekler ateşlenmeye başladı
biraz onlara baktık
-mutlu yıllar kelebek dedi
-dileğin gönülden mi dedim
-evet dedi
-peki benim mutluluğum için elinde bişey gelse yapar mıydın dedim
-elimden gelirse seve seve dedi
-bana bundan sonra ne yapmam gerektiğini anlatır mısın dedim
-bu konuda en büyük yardıma ihtiyacı olan benim kelebek dedi
-bira içemiyorum biliyor musun dedim
-neden dedi
-birayı içtikten sonra mayasını dudaklarında hissedecek bir sevgilim olmadığı için dedim
-kız varya işte dedi
-gelen her mesajda çalan her telefonda zindandayken gelen birisini duyunca beni serbest bırakacaklar sevinci yaşıyorum ama her mesaj her telefon
bir kuru ekmek oluyor senden gelmeyince dedim
-deme böyle ne olursun dedi
-ellerim hiç gökyüzünü görmedi sen gittikten sonra dedim
üzgün pişman baktı bana
-ceyhundan ayrılırken o kadar acı çektin unutamadım dedin ya bana sonra unutturduğum için teşekkür ettin hani.bu iyiliğime karşılık olarak
aldatsaydın beni sende çağırsaydın gel kelebek bak başkasıylayım deseydin ya bana.en azından umudum olurdu tüm bunları unutturacak bir kız bulurdum
en azından kalbim unutmaya motive olmuş şekilde yaşardı ayrılık acısını dedim
-kelebek lütfen dedi
-tüm nedenleri düşünmeye verdiğim zamanımı bir bilime verseydim. kariyer sahibiydim şimdi. ayrılık bilimini bir adım ileri götüremedim. dedim
-hadi bira içelim dedi
-hayır dedim
-neden dedi
-öpüşecek bir sevgili buluncaya kadar içmeyeceğim dedim
-tamam başka birşey içeriz gel dedi
disconun birisine girdik bara yaklaştık
ne içersiniz sorusuna ebrunun yanıtı iki bira oldu
ben şaşkın şaşkın bakarken
-hadii deyip tokuşturduk biraları
ilk yudumu aldıktan sonra ben ona bakarken o da bana baktı
kırmızı ışık yanıyordu araba 1 de ayağım frendeydi
o kadar acelem vardı ki onu öpmek için
sarının yanması dudaklarına geçmeme yeterli değişim olacaktı
o da bana baktı henüz sarı bile yanmadan ben kırmızıda geçtim beyler
öpüşme sonrası onun evine gittik el ele
hemde acele olsun diye taksiyle
salonda ikimizin resmi vardı asılı
yattık öğlenden sonra kalktığımda yanı başımda kalkmış benim uyanmamı bekliyordu
-gitme ebru artık dedim
-gitmem lazım kelebek dedi
-beni de götür o zaman dedim
-geri gelicem merak etme dedi
-söz mü dedim
parmağındaki yüzükleri öptü.
-söz dedi
sarıldık yedik içtik derken akşam oldu
evi uzun süredir kullanmadığı için pek bişey yoktu evinde
-dışarı çıkalım mı dedim yemeğe
-hayır askerdeyken sana sözüm vardı ben pişircem dedi
-bu evde beraber kalırken pişirdin ya dedim
-iyi yapmayayım o zaman dedi
-seni tekrar bulmuşken zehirlenip gitmek istemiyorum dedim
-sen böyle konuşmaya devam edersen zehirlenmene gerek kalmayacak ama dedi
-tamam sustum dedim
-susmak zor geldiği anlarda haber ver ben sustururum dedi
-nasıl susturacaksın dedim
-öperek dedi.
ellerimi havaya kaldırıp anlamsızca bir sürü kelime söyledim.
yaklaştı öptü
-hadi şunları getir dedi
dışarı çıktım
farkettim ki telefon yanımda değil. yılbaşı gecesi masada kalmış yoksa çoktan ararlardı zaten beni
vay amk hesab verilmesi gereken bir arkadaş grubu ve değerli bir kız beni bekliyor
telefon da muhtemelen kızda kaldı
çok büyük ihtimalle mesajları da okudu
kız hakkında sadece arkadaşım yazdığımı da gördü
kendi mutluluğuma mı yanayım??
kızın üzülmesine mi??
bunları siktir edin amk. esas yanmam gereken konu
ebru ile devam edecek mi?
aldım geldim eksik malzemeleri
ebru yaptı yemeği o geceyi de beraber evde geçirdik
gelecek ve ciddi hiç bir konuda konuşmadık
kızı sordu sadece
arkadaşım dedim.
biraz bozuldu.ama belli etmemeye çalıştı
gece 11 gibi telefon geldi ebruya
arayan benim panpaydı
-kelebek telefon sana dedi
aldım telefonu
-müsait bir yere çık küfür edecem duyulmasın dedi
mutfaga geçtim
-kusura bakmayın dedim
-kelebek beni siktir et ben küfür eder rahatlarım ama senin bu kıza yaptığın ayıp dedi
-olm telefon orda kalmış haber veremedim kusura bakmayın dedim
-lan piç adam geri döner. pardon gitmem lazım der. hadi diyemedin. başka bir telefondan arar durumu anlatır.
bunu da geç işin bitince mekana gelir kusura bakmayın der. hadi bunu bile geç ertesi gün bir arar sorar ben iyiyim merak etmeyin diye dedi
-haklısın arayacaktım ama telefon kızdadır diye aramadım dedim
-saat altıya kadar mekanda bekledi kız. mecburen bende yanında kaldım kız arkadaşımla.ben kaç kere dedim hadi gidelim diye ama o
mekan kapanıncaya kadar bekledi kapandıktan sonra bile bekledi kelebek bana haber verir bilir merak edeceğimi dedi
sen sikinin keyfine geziyorsun.tam bir götsün olm herkesin yılbaşının anasını siktin şimdi siktir git.
ayrıca telefonda kızda kendin al hesabını kendin ver amk
sikimde bile değil. değerimizi görmüş olduk dedi telefonu suratıma kapattı
ben üzgün üzgün oturken mutfakta
3 4 dakika sonra yine telefon çaldı
-kelebek dedi
-efendim dedim
-sen bunun gibi kızı sik bulursun bir daha hala iyimiymiş diye soruyor. bunu da vicdanını sikmek için söyledim. göt dedi
yine suratıma kapandı telefon
içeri geçtim
-bir sorun mu var dedi ebru
-yok merak etmişler bişey yok dedim
hakaten vicdanımı sikeyim hiç birşey yokmuş gibi o geceyi de ebruyla geçirdim
sabah kahvaltı derken
-bugün ne yapacağız dedim
-ben bugün gidiyorum kelebek dedi
-bi kaç gün daha kalamaz mısın dedim
-gitmem gerek dedi
kalan vakti beraber geçirdikten sonra
veda sırasında
-ben sana mesaj atarım telefonunu alınca haber ver dedi
sakin bir veda sonrası arabaya binip havaalanına gitti
telefonu bir şekilde geri almam lazımdı
panpayı buldum
sıçtı sıvadı yine bana
olm çok seviyorum idare et falan dedimse de hiç bir küfürü eksik koymadı
yalvardım sen alıver telefonu diye ama kabul etmedi
o kızın gönlünü almazsan benimle de görüşme çünkü sana ben kefil olmuştum ilk onu seninle tanıştırırken
kız arkadaşıma da rezil ettin beni dedi
-tamam alırım ondan ama kız arkadaşını bir arada çaktırmadan öğren nerdeymiş dedim
bi kaç telefon sonrası şu saatte şurda buluşacaklar mış ben benim kıza söyledim o gitmeyecek sen git hallet işini dedi
kızın olduğu yere gittim
oturup bekliyordu
-merhaba dedim
ayağa kalktı-hoş geldin kelebek. kusura bakma burda olacağını bilemediğim için telefonu getiremedim. dedi
-önemli değil dedim
-bu arada mutlu yıllar dedi
-sağol sanada dedim.ama ben utancımdan delik arıyorum amk balıklama atlayacam bir yerde yerin dibine gider levhası görsem
-eğlendin mi dedi
-özür dilerim senden dedi
-önemli değil kız arkadaşın sonuçta. yıllarca bekledin gelince gitmemek olmazdı. dedi
-sizi beklettim dedim
-neyse oldu artık telefonu ne zaman almak istersen gidebiliriz dedi
-şimdi gidelim dedim
-arkadaşım gelcek dedi
-yok gelmeyecek o dedim
-hmm anladım galiba tamam hadi gidelim dedi
evin altına kadar gittim telefonu getirdi
-sağol dedim
-rica ederim dedi
-bi isteğin var mı dedim
-yok sağol dedi
gitmeye yeltendim
-kelebek dedi
-efendim dedim
-mutlu musun dedi
-evet sanırım dedim
-peki tekrar mutlu yıllar dedi. içeri girdi
içeri girdikten sonra bana attığı ilk mesaj
-yolunu beklerken mutluydum ama başka yollara gittiğini görmek benim de artık yavaş yavaş ayağa kalkıp başka yollara yürüme zamanımın geldiğini gösterdi.
yolun açık olsun kelebeğim. içimde kalmasın diye söylüyorum affet ne olur ”seni çok seviyorum’
üzülmedim değil kız sevmiş beni
ama zeki bir kız olduğunu bildiğim için ve benim başkasını seviyor olmama saygı duyacağını bildiğim için aldırış etmedim
çünkü benim amacım bir an önce ebruya mesaj gönderip ondan gelecek mesajlarlarla aşkı yeniden hissetmeye başlamaktı
-yolculuk nasıl geçti deyip gönderdim mesajı
-iyi dedi bir saat kadar sonra sadece iyi dedi
-çok özledim seni dedim
yarım saat kadar beklettikten sonra
-tamam dedi
-mesgulsün galiba müsait olunca haber verirsin dedim
cevap gelmedi
bekledikçe bekledim.
uyuya kalmıştır. çalışıyordur.bir işi vardır diye kendimi teselli ettim
gece 12 oldu
-iyi misin yazdım
cevap gelmedi
30 dakika kadar yine bekledim.
aradım ebruyu uzun uzun çaldıktan sonra
uykulu bir sesle
-ne var kelebek dedi..
daha dün iyiydik. gidince sözler verdi amk. bana sarıldığında bu defa bırakma beni dediğim de tamam dedi
ne alaka şimdi bu siklemez tripler amk
-pardon rahatsız ettim. uykudan kaldırdım galiba tatlı rüyalar dedim
-sağol dedi kapattı telefonu
artık değişmiştir dediğim ebru yine aynı ebruya dönüştü
vurdumduymaz. sevdimdurmaz.ayartutmaz
artık benim de bişeyler yapma zamanım geldi beyler(!!)
bıkmadım usammadım sabah kalktım ilk iş olarak
mesaj yazdım
-günaydım aşkım
-günaydın diye karşılık verdi
-nasılsın dedim.
-dün uyuya kalmışım kusura bakma dedi.

-önemli değil çalışıyorsun yoruluyorsun normal uyuya kalman dedim
-sağol dedi
-çok özledim seni dedim
-ne çabuk dedi
-daha doğrusu doyamadım sana iki buçuk seneden sonra dedim
-bende dedi
-bilet alayım mı geleyim mi yanına dedim
-hayır dedi(!)
-sen ne zaman gelirsin dedim
-en kısa zamanda gelicem dedi
-tamam dedim
günde nasıl olduğuna dair. havadan sudan dahil ortalama 50 mesaj attım
hiç ne yapıyorsun?
diye sormadım. şüpheleniyor sanmasın diye
beni seviyor musun diye hiç sormadım kalbine baskı yapmayayım o istediği, hissettiği zaman söylesin diye
kelebek ben şuraya gidiyorum dediği zamanlar iyi eğlenceler dedim ve hiç sormadım kiminle gideceksin diye
hep onun anlattıklarıyla yetindim
yazacak mesaj kalmayınca hep kendi tarzımda sevgi mesajları yazdım
işte eve evden işe gittim.
geceleri onu aradım
sigarayı bıraktım
ota boka para harcamadım
kendi aramızda anlamı ”hep onu düşündüğümü” belirten gülümseme smiley’sini binlerce kez ona gönderdim
elif beni bulup arkadaşlık teklifi yaptı reddettim faceden
sürpriz şekilde gelirde beni arkadaşlarla görür özellikle o beni seven kızla diye onlarla buluşmayı bıraktım
yanıma gelince telefonumu inceler bu kız kim diye sorar ve verdiğim doğru cevaplara şüpheyle yaklaşır diye tüm gereksiz numaraları silip
ayşe fatma diye yazan kayıtları
halam ayşe
kuzenim fatma
diye değiştirdim
o yokken onun evine gitmedim amacı benim evimde kalmak diye düşünmesin diye
babası ve annesi ile hiç konuşmadın neden konuştun diye kızmasın diye
facebookta hiç online olmadım kiminle konuşuyorsun diyemesin diye
msni konuşmak istersen msn e girebilirim diye sorduktan sonra açtım
bazen çevrimdışıyken onu online gördüğüm zamanlarda birden girip onu ürkütmemek için online olmadım bişey de yazmadım
aramadan önce her seferinde müsaitsen arayabilir miyim diye mesaj attım
kabul etmeden de hiç aramadım
mevsiminde yetişen meyvelerden sevdiklerini kargo ile ona gönderdim içine güller koyarak
hiç aşırı sarhoş olacak kadar içmedim telefon açar yanlış bişey söylerim
veya mesajı yazarken bir kaç harf hatası yaparım da nerdesin sen kelebek içtin mi diye sormasın diye
iş yerinde beni çileden çıkaran işinizin de amk dedirtme seviyesine getiren tüm olumsuzluklara eyvallah çektim
yine işsiz kaldın kelebek demesin diye
sagda solda artislik yapan piçlere tek kelime diklenmedim haklısın kusura bakma dedim. kavga ederim nezarete atarlar ebruya mesaj yazamam diye
sonra ben geliyorum kelebek dedi
saçımı başımı yapıp her seferinde yeni kıyafetler aldım. resmen alışverişlerimi onun gelme arifesine göre ayarladım
o gelince ne yapmak istersin diye hep ona sordum hiç kendi fikrimi söylemedim
her gelişinde onun evinde beraber kaldık
hiç üşenmeden ona kahvaltılar hazırladım
onun parasına hiç ihtiyaç duymadan evin eksiklerini yiyecek içecek vs aldım
beraber yedik beraber içtik ben on kere seni seviyorum dediysem
o iki üç kez bende seni dedi
bir iki kez de ben söylemeden seni seviyorum kelebek dedi
ben böyle davrandıkça bana olan sevgisi arttı
ama bazen anlamsız bir şekilde siklemiyordu
herşey çok düzgün giderken sessizleşiyor resmen mallaşıyordu
sonra o kendisi yavaş yavaş ben burdayım
şuraya şu arkadaşlarla gidecem demeye başladı
kendiliğinden seni özledim kelebek demeye başladı
ama tüm bunları demesi bir kaç ayı buldu
doğum günümde gelebilecek misin dedim
gelemem dedi(!)
vereceği hediye de gözüm varsa siksinler amk hiç bir şey de göndermedi
o gelmeyecek diye bende arkadaşların davetlerini
ne yapacağız kelebek demelerine ebru ile başbaşa kutlayacağız kusura bakmayın deyip salladım
doğum günümde bir bok yapmadım
oteldeki arkadaşlar pasta aldılar onu yedik sadece kutlama da olmadı dışarı çıkmadık yani
yaz başladı 2009 yazı
benim işler yoğunlaştı
ama yine de patrona türlü yalanlar söyleyerek her gelişinde onunla beraber oldum
hafta sonları geldiği zamanlar
diskoya gidelim dedi yorgunluk uykusuzluk sikime takmadım tamam dedim
sabahın ilk ışıkları ile denize girelim kelebek dedi
uykularımı bölüp ertesi gün işe gidecek olmama rağmen kabul ettim.
bu gece plajda sabahlayalım dedi ona da kabul çektim
o başka şehirdeyken ben onunla mesajlaşırken uyuya kaldığım bir gün ben uyanıncaya kadar aradı.
yanında kim var senin nerdesin diye bir sürü fırça attı
evde olduğumu ispatlamak için annemi yatağından kaldırıp
ebru’ya bir selam ver anne dedim.
ben geleyim dedim gelme ben gelirim dedi herseferinde
o gelme dediği için gitmedim.
gizli gidip ne yapıyor ne ediyor diye meraktan gebersemde gitmedim belki beni görür de sen beni mi takip ediyorsun
ben sana gelme demedim mi diye kızar diye
hayatımı ona göre düzenledim
paramı ona göre harcadım
sevdiği herşeyi alıp ya pişirdim ya hediye ettim yada verdim
o alanyada iken kimseyi kaile almadım annem babam dahil kimseyi
o başka şehirde iken
msn e gel dediği zaman gelemem demedim internet kafeye koştum
2009 sezon sonu ekim ayına kadar 7 defa geldi
hiç kavga etmedik hiç tartışmadık çünkü ben tüm yaptıklarına
günümüz sevgili koşulları için kavga konusu olabilecek herşeye eyvallah çekip sesimi çıkarmadım
ekim ayında alanyaya gelmiş
3 gün geçmiş alanyaya geleli ama benim haberim yok
bir arkadaşın ebruyu gördüm sanki demesi ile ilk ezanın okunmasını bekledim alanyada
aradığımda bana duyulan ezan sesi telefonda da duyuluyordu
hiç çaktırmadım
belli ki beni uzaktan takip etmeye gelmiş
4.gün bana nerdesin dedi
-evdeyim canım dedim
-tamam bugün bir yere gidecek misin dedi
-hayır aşkım dedim
-gidip gezsene hava güzelmiş dedi
bana sürpriz yapmak istediğini anladığım için
-tamam canım birazdan çıkarım dedim
1 saat kadar sonra yine
-ne yapıyorsun aşkım dedi
-iskelede oturuyorum bizim yerimizde dedim
-hmm kıskandım şimdi dedi
bana yapacağı sürprizi bildiğim için
o sürprizden daha da zevk alsın diye
-keşke sende yanımda olsaydın. sensiz üzücü oluyor burası dedim
-ne olurdu yanında olsaydım dedi
-buralar serin sarılırdım sana dedim
-o zaman gelmem sadece üşüdüğün için mi orda olmamı istiyorsun dedi
-tabi burda olmadığın için ”buralar” derken elimi kalbime koyduğumu göremedin dedim
-başka ne yapardın orda olsaydım dedi
-ellerimi havaya kaldırırdım dedim
-bu bile gelmem için yeterli sebep aslında dedi
-uzaktan gönder bir tane ellerim havada şimdi dedim
-dur kapalı yerdeyim az bekle göndericem dedi
-tamam dedim ve bana doğru geliyor olduğunu anladım
bi kaç dakika sonra
-he kaldır ellerini gönderiyorum dedi
-kaldırdım canım dedim mesajı gönderir göndermez ellerimi havaya kaldırdım
iyice bana yaklaştığını farkettim
ısrarla ellerimi havada tuttum
boynuma sarılmış bir sevgili sonra bankın etrafından dolaşarak karşıma geçerek
-sürprizz diye bağıran aynı anda yaptığı sürprizden dolayı çok mutlu gözüken bir dünya güzeli
-aaaa aşkım diye şaşırmış numarası yapan şaşkın suratını ona sarılıp onun göremeyeceği şekle soktuktan sonra normale çeviren
neyin peşindesin sen amk kelebeği mal mısın olm sen bu kızın hala peşinden koşuyorsun diye tonlarca küfüre maruz kalan bir kelebek
o sürprizin tadını çıkarmaya devam etti
sarıldı öptü bende karşılık verdim ona
-beni seviyor musun kelebek dedi
-aşkı bildiğin kadarı ile tarif et ebru dedim
-birden sorunca ne diyeceğimi bilemedim. seviyorum diyemez misin sadece dedi
-aşk milyon kere seni seviyorum demene rağmen hala onu çok sevdiğini ispatlamaya çalışmaktır ebru dedim
-çok mu seviyorsun dedi
-bir milyon bir dedim
gülümsedi-denize atlar mısın benim için dedi
mevsim kış başlangıcı ekim ayıydı
telefon elimdeydi
üzerimde uzun kollu bir gömlek ile kot pantolon vardı
telefonu banka bırakarak
ayağa kalktım
-atlarım dedim
inanmadı atlamaz diye düşündü ama
ben denize doğru yaklaştıkça dur tamam şaka yaptım desede
ben çoktan denize atladım arkamdan yaklaştı
-delisin sen hasta olacaksın çabuk çık dedi
emir olarak algılayıp çıktım sırılsıklam
-şaka yapmıştım deli dedi
-ben sana aşkım konusunda hiç şaka yapmadım ebru bir milyon iki dedim.
-tamam özür dilerim ne yaptın yaa off hadi gidelim eve dedi
taksiye almadıkları için yürüyerek eve gittik onun
herkes bana bakıyordu ee ne olmuş baksın amk larım en fazla
mala bak denize düşmüş demişlerdir
ebrunun eve gittik
ben duşa girdim
kıyafet yoktu başka
ebru kıyafetleri çamaşır makinasına attı ayakkabıları da balkona
giyecek bişey olmadığı için havluyla kaldım
sonra da yattım
kalktığımda ebru yoktu
bir saat kadar bekledim hani markete gitmiştir diye ama gelmedi
-uyandım canım diye mesaj attım
-geliyorum birazdan dedi
kıyafetler tekrar giyilecek halde değildi kurumamıştı ve ütüsüzdü ve koltuğun üzerindeydi
ayakkabılarda henüz kurumamıştı zaten
ebru geldi tüm ıslananların yerine fazlası ile kıyafet almış muhtemelen de beden ölçülerime baktığı için hepsi cuk oturdu
buraya kadar herşey iyi güzel sevgili edası ile ilgilendi benimle
ama hastalandım
4 gün hastanede serum yedim daha sonra da evde ilaç tedavisine devam ettim
ama bilin bakalım ebru ben hastane de iken kaç kez ziyaretime geldi
sıfır
ebru ile barıştıktan sonra sikime takmadığım panpam bile her öğlen ve akşam ziyaretlerinde gelerek beni utandırdı
beni seven ama aşkına karşılık vermediğim kız bile iki kere geldi
hiç tanımadığım babamın ve annemin arkadaşları
benim biladerim ve beni tanıyan arkadaşları
mahalleden uzun yıllardır görmediğim komşular bile ziyaretime geldi ama
ben uğruna denize atladığım
yıllarımı verdiğim
sevdiğim kadın gelmedi(!)
üzüldüm ama sinirlenmedim
belki annemi görmek istememiştir utancından diye düşündüm
belki de insanlar neden denize atlattın kelebeği diye hesap sorarlar düşünmüştür o yüzden gelmiyordur deyip kabullendim
sanki hasta olan oymuş gibi ben ona sordum mesajla
-nasılsın canım iyi misin diye
-ben iyiyim sen nasıl oldun dedi
ve ben ona mesaj atmadan hiç mesaj atmadı
ta ki
-ben geri dönüyorum kelebek deyinceye kadar
çalıştığı şehre döndü benim eve taburcu olacağım gün
üzülmedim ebrudur sevgilidir ne yapsa hoşgörülmelidir
aksi takdirde çekilmiş acılar tekrarlanacaktır diye sustum
onu mutlu etmek içinde iyileştim bişey kalmadı dedim
hastalık sonrası yine panpa ile takılmaya başladım
arasıra beni seven kızı da görüyordum ama hiç konuşmadık
sevgilisi var mı diye kimseye de sormadımkelebek pişman olmuş kıza dönmek istiyor düşünmesinler diye
ayrıca kız duyarda yine umutlanır diye
ebru bir kez daha geldi yılbaşından önce
iki gün kaldı sadece hafta sonu
yılbaşında gelemeyeceğini söyledi (!)
-peki arkadaşlarınla zaman geçirmek de senin hakkın diyerek hiç kızmadığımı belli ettim
-sen ne yapacaksın dedi
-bilmiyorum dedim
-arkadaşlarınla buluşursun işte neyi bilmiyorsun dedi(!)aklı sıra bana laf sokuyor
ben ona cevapların en kralını verip sikertir pişman ederdim onu dediğine ama sabrettim
-karar verdim ailemle geçirecem tombala oynarız herhalde dedim
-tabi kesin öyle yaparsın diye yine imada bulundu
sessiz kaldım
çünkü tek gerçek cevap zamanda idi
bu sıralar beni çok eskiden beri tanıdığım
cüzdanlarının çalınması ile parasız kaldıkları zaman
onlara cebimden borç verip kendi fotograf makinamı verdiğim
tatil dönüşünde onlara verdiğim paranın çok fazlası ile sadece emaneten aldıkları fotograf makinamın
çok daha iyisini hediye olarak gönderen
her gelişlerindeelleri boş gelmeyen
isveçli bir ailenin bir ferdi beni facebookda buldu
onlarla da uzun şekilde yazışmaya ve başladık
yılbaşı geldi ben dediğim gibi annem babam amca ve halalarımın aileleri ile toplandığımız bir evde geçirdim yılbaşını
saat 12 ye gelmeden defalarca aradım saat 12 olurken en azından telefonda mutlu yıllar diyebilmek için
ama o cevapsız çağrıları saat 1 de farketti(!)
müzikten duymamıştır diye yine teselli ettim kendimi
aramak yerin mesaj attı mutlu yıllar diye
-sana da mutlu yıllar aşkım dedim
-ben yatıyorum dedi(!)
-erken yatıyorsun tatlı rüyalar dedim
ne bana sen ne yapıyorsun dedi
ne de eğlenip eğlenmediğimi sordu
yıl oldu 2010
ilk bi kaç gün sonra face e ebrunun etiketlenmiş resimleri düştü
arkadaşları ile çekilmiş resimleri üzerinde yazan tarih
bana yatıyorum dediği saatten 2 saat ilerdeydi
makinenin saat ayarı bozuktur diye teselli ettim kendimi
resimlerdeki bu adamlar kim diye hiç sormadım
halbuki basbaya kıskanılacak samimiyet vardı resimlerde
eğlenmiş olm kelebek siktir et amk dedim sadece sabret de dedim kendime
hiçbirşey yokmuş gibi o resimlerden bahis bile açmadım
ebru resimlerdeki etiketlerini kaldırdı
kendini beğenmemiştir resimde ondan kaldırmıştır
diye teselli ettim kendimi yine
ebru yine bana yakınlaşmaya başladı
artık ne bok yiyeceğini kestirmek iyice zorlaşmaya başladı
bi seviyor bi sevmiyor ama ne yaparsa yapsın beni sikiyordu
yaz başında isveçli aile geldi
onları gidilebilecek en güzel yerlere götürdüm
ulan bunlar turist parasını yiyeyim mantığını kaldırıp bana verdikleri hediyeler ve diğerleri için
kazanabildiğim hesap ödeme kavgalarında ben ödedim gittiğimiz yerlerde
onların resmen rehberi oldum
giderken de yine bana bıraktıkları zarfta bir miktar para vardı
ben bu para ile yine kendime bişey yapmayıp ebruya kolye aldım
çok beğendi
doğum günümü bu kez baş başa geçirdik
sadece ebru ve ben
çok güzel geçen gecede ebru evlenmeyi ister halde göründü bana
-çocuğumuz olursa ismini ne koyacaktık hatırlıyor musun dedi
-evet kız olursa .. erkek olursa .. dedim
gülümsediüçünçü olursa ne koyarız dedim
-o günler bir gelse hayırlısı ile de düşünmeye başlasak dedi
evlilik teklifimi bekliyor olduğu belliydi ama etmedim
çünkü kafam karışıktı
neden mi
neden?*
yaz geldi aynı performansla çalışmaya devam ettim iş yerinde
yazın tekrar geldi isveçliler ve beni ısrarla ülkelerine davet ettiler
beni seven kızın başkası ile çıktığını duydum kızın adına sevindim
ama çıktığı çocuğu görünce de üzüldüm
hani öyle pek çirkin değildi ama
insan değer verdiği kişilere daha iyilerini layık görüyor hep
beni bekar sanan kızlarla ağır şekilde dalga geçip
benden nefret etmelerini sağladım
büyümüş ama hala liseli sanmışlardır amk
bilmiyorlar ki neyin peşinde olduğumu
isveçlilerle yazışmaya devam ettim.
panpama da ihtiyacım olduğu için aramı çok iyi tuttum sırf onun gönlü olsun diye istediği yere gittim
ebruya mimarlık için alanyada çalışması teklifini çok uygun bir dille söyledim
ama evleninceye kadar gelmem alanyaya dedi
neden diye sormadım bile tamam dedim
her gelişinde köle oldum ona resmen
başım ağrıyor dedi gereksiz telaş yapıp evde olduğunu bilmeme rağmen üşenmeden eczaneye gidip ağrı kesici aldım
rakı içelim mi bugün dedi rakının yanında hepsini bir arada göremeyeceğiniz tüm mezeleri aldım
istanbula gittim iki kez ebruya haber vermedim
yılbaşı öncesine kadar ebru yine evlilikle ilgili bir kaç dokundurma yaptı
ama sacma sapan suratıma telefon kapatmalar
facebookda abuk sabuk erkeklerin ona yaptığı yorumlara sözlüsü yokmuş gibi davranması
benim durumum ilişkisi var olarak dursada onu sevgilim olarak etiketleyememem
onun da ısrarla ilişkisi yok olarak gözükmesi
devam etti
yılbaşı öncesi tüm hazırlıkları tamamladım evlilik teklifi için
panpama burdan çok teşekkür ediyorum yardımları için…
ebru bu sene de gelmiyeceğim dedi
-hayır bu sene geleceksin özel bir gece olacak bizim için dedim
galiba evlenme teklifi edeceğimi anladığı için başlarda olmaz dedi
ama ilk kez ısrar edince kabul etti
geldi
yılbaşı gecesi onu alanyanın en lüks restoranına götürdüm
yedik içtik çalan parça ile dans ettik
fazla sarhoş olmasın diye ben yavaş içtim o da bana eşlik etti
mekanda otururken
hesabı istedim
-erken değil mi daha dedi
-başka bir yere gideceğiz dedim
-nereye dedi
-sürpriz dedim
tuttum ellerinden
iskeledeki yerimize götürdüm
biraz oturduk
-tekrar atlayayım mı dedim. zaman kazanmak için gereksiz konu açmak adına
-gerek yok inanıyorum sevdiğine dedi
bu sırada tekne denizdeki yerini aldı biz konuşurken
motoru durdurdular bu onların hazır olduğu anlamına geliyordu
teknedeki kişi panpam ve bir kaç arkadaşı idi
yılbaşında eğlenmek yerine bana yardım ettikleri için tekrar teşekkür ederim
benim hazır olduğumu banktan kalkıp ebrunun önünde diz çökmem ile anladılar
tekneden maçlarda ve diskolarda kullandıkları meşaleler yanmaya başladı
benim suratım ebruya dönük ebrunun ki ise denize yani tekneye dönüktü
bana bakıyordu
-gözlerini bende alıp tekneye bakarmısın bi kaç saniyeliğine dedim
meşalelerin aydınlattığı teknede panpalarımın açtığı pankartta
-benimle evlenir misin ebrum yazıyordu
dondu kaldı
bana bakamadı bir süre
-okuma yazma biliyordun dimi sen dedim. gülümseyerek
bana baktığında elimde bir tektaş vardı
gözlerinden süzülen bi kaç damla yaş neyin nesiydi bilinmez ama
ellerini kaldırdı
ayağa kalktı
sıkıca sarıldı öpmeden
-evet aşkım dedi
-yüzüme söyle dedim
bana baktı
-biraz düşünmem lazım dedi ağlamaklı gülümseme ile
-iyi öbür yılbaşına kadar beklerim dedim
-sonra ne yapacaksın bıkacak mısın benden dedi
-hayır unuttuğunu sanıp tekrar teklif edeceğim dedim.
-evet deli evet dedi
ilk tebrik tekneden geldi ben elimle okey işareti yapınca
öpüştük sarıldık
eve gitmek istedi
hayır dedim gel benimle deyip onu bir bara götürdüm
içkileri söyledim
benimki votka bull görünümlü suyla karışık elma suyu idi
onun ki ise bol alkollü votka bull
ne olur nasıl olur ailelerle ne zaman konuşuruz ne zaman evleniriz nişana gerek var mı
balayına nereye gideriz
nerede evleniriz
nerede otururuz evlenince hepsini konuştuk
sarhoş oldu zaten daha öncede içmişti
eve götürdüm
hadi yatalım dedim
mutlu ve sarhoş bir şekilde yattık
o uyudu ben uyumadım
çünkü gidilmesi gereken bir yerim vardı
isveç
istanbula gittiğimde aile tarafından gönderilmiş davetiye ile iş yerinden ve diğer yerlerden aldığım
belgelerle başvuruyu yapmıştım ve onaylanmıştı
tüm bunları bir tek ben ve panpam biliyorduk
panpayı aradım
valizi getirdi arabası ile
taksiye 70 euro bayılıp antalya havaalanından direk thy uçuşu ile stockholm
ordan ailenin benim için ayırttığı otobüs biletinin internet çıktısı ile isveçin umea şehri
yurtdışı kullanımına açtırmadığım telefonum
geride bıraktığım uzun uğraşlar sonucu evlenmeye ikna ettiğim
bir sevgili…
neden mi böyle yaptım
ebrunun bir gidip bir gelmelerinin evlenirsek de devam edip etmeyeceğini bilmediğim için
beni bazen sikine takmamasına anlam veremediğim için
onun çalıştığı şehre gitmemi istememesine anlam veremediğim için
hastayken yanımda olmayan birini eş olarak hayata sokmanın ne kadar doğru ne kadar yanlış olduğuna karar veremediğim için
tüm bana yaşattıkları kafamdan bir türlü çıkaramadığım ama cevap vermek konusunda bir türlü siklemediği neden sorusu için
belki beni anlarda
bana anlatmadığı nedenleri anlatır diye umduğum için
yarrağı hep ben yediğim için
o yarraksa onu siken bir kelebeğin de olabileceğini ona göstermek için
9 gün kadım isvecte hiç onu aramadım face hesabını da dondurdum
anneme söz verdiğim için hergün bir kere aradım
geri geleceğime inandırmaktan başka birşey konuşamadım telefonda
9 gün sonra umeadan stockholm. ordan istanbul ordan da antalyaya indim
telefonumu kapalı tuttum
direk annemin yanına gidip ben geldim deyip elini öptüm
hiç birşey yokmuş gibi çalışmaya başladım
4 hafta sonra dayanamayıp telefonu açtım
ebruya iletim raporu gelmiş olacak ki
-tebrik ederim mesajı geldi
sesimi çıkarmadım
mesaj da yazmadım onun yaptığı gibi
1 mayısda yani doğum günümde ebru artık çıkmıştır hayatımdan beni bu sinirle asla affetmez hatta öldürür diyordum
ama gittiğim mekanda eğlenirken ebru da geldi
yanında bir erkek vardı el ele girdiler içeri
masaya doğum günü pastası geldi
ben dikkat etmemiştim ama
gelen mesajla farkettim
-10 tane mum(yıl) var hepsini bir nefeste söndüreceksin yılbaşında herşeyi bitirdiğin gibi dedi
-ben o pastayı seneler önce yayladan gelince üfledim. masraf edip fazladan mum koymuşsun sağol dedim
-nerde benim kelebeğim sen kimsin neden böyle yaptın dedi
-gülümseme işaretinin devamına”kafam çok karışık dedim
mekanı terk etti
-bende seni çok seviyorum birmilyon bilmem kaç kere hemde ama sen bir tanesine bile inanmamışsın. keşke bende denize atlasaydım da
hiç çıkmasaydım hatta dedi
-tavsiye etmem sevgilin hastalanınca ziyaretine gelmeyince acıtıyor dedim
-tamam kelebek doğum gününden daha çok intikamını kutluyorsun bu gece tadını çıkar dedi
-sağol sanada göstermelik sevgilinle sahte mutluluk oyununda mutluluklar dilerim dedim
-sahte olduğunu kim söyledi dedi
-10 senelik sen tecrübem dedimtamam doğum günü çocuğu dedi
ama bana orospu çocuğu demek ister gibiydi. mesajda bile anlaşılıyordu bunu demek istediği
-neyse kafam karışık şimdi sonra görüşürüz telefonu da ”neden”se kapatasım var yazdım ve telefonu kapattım
bu sırada hikayeyi yazmaya başlamıştım
amacım hata mı yapmışım diye sormaktı size ama
sorum geçen zaman içerisinde değişti
ne yaptım ne ettim onu aklımdan çıkaramadım
belki intikamın intikamını almak istiyor bilmiyorum ama
o gördüğün erkek arkadaşım değildi. seni kızdırmak için getirdim diye mesaj attı
sen haklıydın o yüzden kızmadım sandığın kadar gibi yumuşamalar gösterdi
futbolu sevmemesine rağmen
halı saha maçlarımı izlemek için bende izin istedi
hala da görüşüyoruz arasıra
ne o bende uzaklaşabiliyor ne ben ondan
ve hala neden böyle olduğunu söylemedi
ama kesin bir şekilde asla birlikte olamayacağımız konusunda ikimizde anlaştık
o bir erkekle çıkmayı deneyeceğim diye mesaj gönderdi en son
ben ise gördüğüm tüm karılarla makara yapıyorum
biliyorum çünkü yapamayacağımı
aklım ebru ne yapıyor
o çocukla araları nasıl
öpüştüler mi yattılar mı evlenecekler mi gibi sorularla dolu ama
hiç sormuyorum
öncelikle şu an ki işim hakkında bilgi vereyim.
ebrunun babasına ait olmayan başka bir otelde hikaye içinde belirttiğim tarihten beri çalışıyorum
sezon bazen nisan bazen mart ayında açılıyor ve ekim sonuna kadar devam ediyor
işe başlama saatim 11 bu hikayeyi yazmaya başlayalı beri genellikle geç kaldım
gece müşteri durumuna göre 24.00 ila 02.00 arası işten çıkıyorum
daha önce söylediğim gibi 1.250 maaş ile çalışıyorum ektralarla sezon boyunca nisandan ekime kadar
2.000lirayı geçiyor..
-ebruya söz verdikten sonra kumar oynamadım ama iddaa yı kumardan sayıyorsanız iddaa oynuyorum
zaten fanatik şekilde futbol taraftarı olduğumu biliyorsunuz,hal böyle olunca iddaa oynamamak olmaz
-ismimi ve capsimi devamlı olarak konuştuğum ve orospu çocukluğu yapmayacağına inandığım kişilere veririm
zaten o kişileri bazılarına verdim bile.
bu hikayeyi tek başına okuyanlar olduğu gibi arkadaş çevresi ile beraber takip edenler de var birisine verdiğim zaman diğerlerine de göstermek isteyecek
ondan sonra boku çıkacak muhabbetin
daha hikayeyi anlatırken ebrunun kim olduğunu bulmaya çalıştınız ben resmini verince onu bulup sen ne yaptın kelebeğe neden böyle yaptın diye
hesap soracak kadar gerizekali binlerce liseli var aranızda siz olsanız verir misiniz herkese resminizi veya isminizi
yani kısacası ismim sizin için kelebek kalsın.ve kısa bir süre sonra bu hikaye unutulacağı için resmiminde hayallerinizde ki kelebek olarak kalması daha doğru olur bence
-ebru bu hikayeden nasıl haberdar olamaz nasıl bu kadar eminsiniz diyorsunuz benim gerçek face listemde 400 civarında arkadaşım var ve hiç birinin hikayeden
haberi yok. ebru da küfürlü olduğu için zaten okumaz. okursada korkacak bir durumum yok ne varsa onu anlattım.
-ekşın duyarsa cinsel fantazilerini sanal ortamda anlattığın için amına çakim arkadaşım senin diyerek beni sikebilir.şu an doğuda şark görevinde bitmesine
de az kaldı görevinin. allah onu ve diğer tüm askeri personelimizi korusun..
-ebrunun şu an ki sevgilisi ile olan durumunu bilmiyorum. face sayfasında ilişkisi yok olarak kayıtlı duruyor.
sevgilin var mı diye soracak kadar da sık görüşmüyoruz. bayram mesajlaşması bile olmadı henüz.
ebrunun yayladan ayrılış sebebini ailesi ile olan münasebeti ve telefonunu kapatmasının sebebini hala bilmiyorum..
-ebrunun ailesi ile görüşmüyorum.. görüşmeme sebebim kızgınlık değil onlar beni aramıyor bende onları
-herşeyi nasıl hafızamdan tuttuğumu merak ediyorsunuz hala.. açıklayayım amk defalarca yazdım ama hala soran liseliler var
ebrunun bana yazdığı 30.000 mesajdan yola çıkarak bunları hikayelendirmek zor olmadı. çünkü hergün yazdığı mesajda
o tarihlerde ne yaptığımıza dair ipuçları vardı.. başlarda onunla yaptığım ilkleri unutmamı da beklemiyorunuzdur zaten benden
askerde iken ona yazdığım hikaye ile..
ona yazdığım şiirler ile..
sonra beraber kaldıktan başladıktan sonra kendi kendime neden sorusunun cevabını ararken ben nerde yanlış yaptım diye düşünürken
herşeyi tekrar tekrar hatırlayarak bunları da hikayede belirttiğim gibi yazarak..
askeriye de nasıl hatırladığımı sorarsanız ben size sorayım ekşının o dediklerini unutmak mümkün mü?
ha diyorsanız ki ben dün yediğim yemeği hatırlamıyorum sen nasıl hatırlıyorsun o da sizin mallığınız amk.
kayıtlı olmayan diyaloglar birebir değil tabi ekleme düzeltme yaptım kendimce ama ana konunun dışına hiç çıkmadı..
ebruya yaptığımı bir intikam olarak algılamayın.. ciddi anlamda intikam almak istemiş olsam daha kötüsünü de yapardım.
tüm yaptıklarıma bir kız eklemek benim için zor olmazdı
gittiğim isveçte bir kızla sarmaş dolaş resim çektirip bunu face a koyabilir.. veya evlilik teklifi olayını ailelere kadar götürüp
hepsinin birden topluca ağzına sıçabilirdim.
inanın nikah memurunun ebru ile evlenmek istiyor musun sorusuna kafam çok karışık diyebilecek kadar piç birisiyim.
ama olayı ebruda sınırlandırdım. amacım ebruya bir atasözünün gerçekliğini belirtmekti
nasıl sikersen öyle sikilirsin.
siz buna empati diyorsunuz..
hani benim neler çektiğimi anlar da gelir herşeyi anlatır diye düşündüm ama sonuçsuz kaldı
bu yaptığımdan gurur mu duydum. hayır
ne kadar hak ettiğini düşünsemde pişman bile oldum
bana yapılmış kadar kötü hissettim sonraları ama ebru hala bana yaptıklarının farkında değil
ebru benim gülüm beyler
dikenli gülüm
onun dikenlerinden benim kalbim ebruya göre daha haberdar
daha önce hiç hikaye yazmadım.
çok uzun zamandır yazmadığım için de da ları ayrı yazmayı bile unutmuşum
ebruya yazılmış çok sayıda şiirim var
ama çogu ebruda
-artık parmağında benim ona verdiğim yüzükler yok en azından ben görmedim. başka zaman takıyor mu bilmiyorum
-isveçe veya herhangi bir ülkeye gitmeyi hiç düşünmedim bugüne kadar
gittiğim isveçte eksi 20 derece ve saat 11 de doğan 2 de batan bir güneş vardı. kışın karsız yazın yağmursun gün nerdeyse yok
insanlar sandığınız gibi cana yakın değil. herkes kendi işinde
türklere karşı önyargıları var
ve çoğu milliyetçi kişiler
oraya gidince en az 6 ay dil kursuna gitmek
sonra boktan bir yerde işe başlamak zorundasınız.
ancak zengin bir karı bulup onun parası ile bişeyler yapabilirsiniz
ama zengin karı demek de en az 40 lı yaşlarda birisi demek oluyor
sikerler öyle hayatı ben alanyada mutluyum amk
bomboş 6 haneli bir köy yolunda gece 3 de kırmızı ışığı bekleyenler var amk
ama en önemli gitmeme sebebim anneme verdiğim söz
türkiyede nereye gidersen git elbet özlemine dayanamadığım zaman gelir bulurum ama elin cavır memleketlerinde dil bilmediğim adamlara adres soramam burda kal
ben ölünceye kadar dedi.
ey baykuş yuvası piçleri
sikiniz kalkmazdan evvel başladınız birilerini sevmeye
sınıfın en güzel kızına aşık oldunuz çoğu zaman
bazen sınıfın iki güzel kızı arasında gelip gittiğiniz bile oldu
kızların haberi olmadan sevginizden sizin gibi aynı kıza aşık olanlarla konuşmadınız kavga ettiniz
ortaokula geldiniz büyümediniz ama büyüdük bana da manita lazım amk dediniz
çıktınız çıkamadınız denediniz yapamadınız oldu olmadı ama hep tecrübelendiniz
liseye geçtiniz
biriyle çıkmamanın mallık olarak yorumlandığı arkadaş çevresinde
ağzınıza yakışmayan sigarayı nasıl üflerim de şu kızı etkilerim mantığında kaldınız
kiminiz parasına güvendi
kiminiz arkadaş çevresine
kilonuza baktınız kendi sikletinizde hatun aradınız
cebinize baktınız aynı bütçede birini aradınız
kızın verebilitesine baktınız sikinizin doğrusuna birine baktınız
uzaktan sevdiniz yakınlaştınız bazen siktir yediniz bazen neden olmasın deyince ne bok yiyeceğinizi bilemediniz
bak olm ahmet bu bu kızla çıkarım var mısın iddasına dan başlayan aşklarınız da oldu
olm bu kız galiba bana kesik hep bana bakıyor amk gidip konuşsam mı diye başlayan da
okulun en güzel manitasına iç çekerek bakıp bu kız bana vermez amk diğer bütün piçler kıza asılmaktan götünü kaldırdı diye isyan da ettiniz
ulan benim de milli olmam lazım
amcııııııık diye haykırdınız
sikilmelik ve sevilmelik hatunların listesini yaptınız gözünüzde
size vermeyenler hep orospu oldu zihninizde
panpa şu kızı bana ayarla amk senin muhabbetin var kızla diye yalvardığınız da oldu
önce bakıp sonra selam vermelerle devam eden muhhabeti aşka çevirdiğiniz de
anasından gece çıkmalarına, gündüz buluşmalarına izin alamayan kızlar la şehrin ölü noktalarında sağa sola birbirinizden daha çok bakarak buluştunuz
yaptığınız toplam kavga sayısı 10 ise en az 5 ini bir kız için yaptınız
öyle yaptınız böyle yaptınız ve şu an ki yaşınıza kadar minimum bir kızla en fazla sallayabileceğiniz yalan boyunda kızla çıktınız
sevdiğiniz de oldu siktiğinizde
hiç kimseyi sevmemiş olan ve
sadece bir kişiyi sevmiş ve hala aynı kızla beraber olanlar siktirsin gitsin mutlu olsun onlarla işim yok
yaklaşın ayrılık yaşamışlar
seni seviyorum aşkım bebeğim meleğim otum bokum götüm diye sevdiniz birbirinizi
araya anası girdi babası girdi
orospular girdi orospu çocukları girdi
zaman girdi okul girdi başka şehirler girdi
şüphe girdi kıskançlık girdi
aldatılma girdi
gurur girdi
bişey girdi işte amk
hiç olmadı bir anlaşamıyoruz ayrıyken daha mutlu oluruz yalanı girdi
kavgalar, küfürler,yanlış anlaşılmalar, eski sevgili travmaları, bekaret
yalan,din, siyaset
tarz farkı
kültür farkı
aynı dünyada iki farklı dünyada yaşıyor olduğunuz inancı girdi
ayrıldınız
aşk uykudur beyler
başınızı omzuna koyduğunuz sevgili bir yastık olur size
yaşadıklarınız bir rüya
uçarsınız bazen
bazen de beyaz bir mekanda hayallerinizin bilinç altını görürsünüz
ama uykudur işte aşk
ha bi de kim uyanmak isterki uykunun en tatlı yerinde
uyanırsınız bazen kendiniz
bazen de yukarda saydığım sebeblerin biri yada bir kaçı yüzünden
hemen koşup yüzünüzü yıkamazsanız kendinize de gelemezsiniz
benim hikayemi okudunuz
bende uyandım
koşamadım lavaboya
sonraları duş bile aldım ama fayda etmedi
denizlere karabatak daldım ama hala etkisindeyim uykunun
geçmedi üzerimdeki uyku sersemliği
onunla tanıştığım ilk gün sarhoş olduğum için başımda hala zonkluyor
siz ki birini bulup üç gün beş gün
üç yıl beş yıl zamanı kendinizde saklı uykular uyudunuz ve uyandınız
sonra yine uyuyabileninizde oldu
hatta defalarca uyudunuz bazılarınız
ey tecrübeli
nasıl yapıyorsunuz lan??
nasıl unutuyorsunuz
bi bakıyorum olm ölüyorum aşkımdan çok seviyorum bu manitayı diyorsunuz
sonra soruyorum yenge nasıl diye
siktir et amk orospusunu diyorsunuz nasıl amk??
bana anlatmayım olm
benim bildiklerimi bana söylemeyin
olm siktir et takma kafana demeyim
yeni birini bulursun diye umut vermeyin
olm orospunun önde gideniymiş zaten
sen onu hala unutmadıysan malsın demeyin
malım amk kabul
dünyanın en ağır malı benim
ama bana cevap verin.
baktığım yerlerde ne olduğunu göremeyecek kadar dalgınlaşmayı
insanlarla konuşurken onu düşünmekten neden bahsediyordu lan bu demeyi
hiç birşey yapmak istememeyi ama yinede yaptığın herşeyde keşke o da yanımda olsaydı demeyi
telefona ona mesaj yazmamak için pederin dokunursan sikeceğini bildiğin sigara paketi gibi görmeyi
sabah uyanınca önce bi sevinç sonra doğruya lan kimsem yok artık demeyi
zoraki gülüşlerini sadece seni teselli etmeye çalısanlara vermeyi
ben iyiyim deyince kendine hassiktir amk neren iyi demeyi
yediğin yemeklerde gittiğin filmlerde onu görmeyi
her amk hüzünlü şarkısının kendin için yazıldığını düşünmeyi bırakmak istiyorum
yalnız kalmayı seçmekten nefret ediyorum
ama herkesin içinde bile yalnız hissediyorum
gideğim tek kişi hala ebru ama gitmiyorum
gidersem neden soruları yine kabaracak
sesini kıstım şimdilik neden sorusun üzerine örtü örttüm
nedense neden amk bitti işte
belki aldattı
belki ta okul zamanında sevgisi bitti ama ilk benimle yattığı için hep şanslar verdi tekrar tekrar denedi ama sadece tekrar tekrar sikmiş oldu
hasta değil olmasında zaten sağlık mutluluk dilerim ona
belki anası babası için benimle kavga etti
ne yaptıysa yaptı beyler suç bulmaya gerek yok
çünkü ne olursa olsun benim için ömrünün 5 i iyi 5 i kötü yılını geçirdik
insan hayatının en önemli 10 yılında benimle oldu
sonuçta bitti ve bir daha beraber olamayız bu kesindir.
aldatmadığına dair tüm sevdiklerinin üzerine yemin etti bunun inandırıcılığını inancıma güvenerek öbür tarafta görücez
şimdi biz konuya dönelim o veya bu şekilde bitti
hani öyle 24 saat içim yanıyor
ağlıyorum demiyorum
günde toplasam 5 6 saat ama tüm güne yayılmış bir şekilde
acıyor
doktor tecrübesinden doktordur
kullandığı ilaçların işe yaradığını bilenler ilaç üretir
derecesi tartışılır ama sizde yaşadınız bu acıyı
yardım edin
uğruna 10 sene verilen
yetmezmiş gibi
bittikten sonra bile bıkmadan usanmadan 4 ay onca saat ve milyonlarca harf kullanarak hikayesi yazılan
hikayede okuduğunuz onca güzel anı
sonunda yaşanmış olaylara kafanın bir türlü basmadığı binlerce sebep olan
ama sonuç olarak hala deli gibi sevilen bir sevgili nasıl unutulur??
beni de aranıza alın beni de liseli yapın bende anan zaa diyeyim ayrılık acısına…lafı çok uzatmayacağım ölüyorum yorgunluktan
öncelikle yılbaşı gecesine gideyim
daha önce söylediğim gibi onun geleceğini biliyordum.
beni de saat öğlen iki civarında aradılar ve gelmemi söylediler
bir sürü hazırlık yapmamız gerekiyordu.
her masaya iki çeşit meyve tabakları
peynir yoğurt mezeler 300 kişi için hazırlık artı mekanın süslemesi
tüm bunları yaparken ard arda rezervasyonlarda geliyordu
kapıya gelip direk reservasyon yapmak isteyenler
ve telefondan müdür arkadaşı arayanlar
o eline bir liste ile masaların sandalye sayısını reservelemekle uğraşırken
benim de aklım o listede kaldı
acaba ebru da reserve yaptırdı mı diye merak ettim ve onun adının geçmediğini gördüm
ne yalan söyleyeyim üzüldüm piçlertshirt olayını becerememiştim zaten
hava yağmurluydu t shirtü yapacak arkadaş da tatil için bir otelde reservasyon yaptırmış erkenden oraya gitmişler
saat 4 den itibaren gözümü kapıdan ayırmadım
hazırlıklar tamamlandı ben hafif ve arasıra yağan yağmura rağmen dışarılara sigara içmeye devam ettim
ama o yine gelmedi
gözüm sürekli onun yolunu gözlüyor olması
beni de tedirgin etti
gerekli cevapları alamadan ona yavşayacak olmamdan korkuyordum
ne olursa olsun siktir et amk gel bi sarıl bana dermiyim acaba diye bile düşündüm
-müzisyenler de yerlerini almaya ve akort yapmaya başladıkları bir sırada
ister tesadüf deyin ister kader
ben barda hazırlık yaparken
müzisyen arkadaşın kız arkadaşı
şarkımızı söyledi hemde kendi erkek arkadaşının gözlerin içine bakarak
duygusal olarak çok zayıf birisi olduğumu anladığım anlardan birisidir herhalde
bilmeyen birisi için bir şarkının bir insanı bu derece sikebiliceğini anlamak
fatih terimin ingilizcesini anlamakla eş zorlukta olsa gerek
mekan yavaştan müşteri ağırlamaya
ben yavaş yavaş masalara şişe şişe
rakı vokta viski göndermeye başlamıştım
her boşlukta sigara içiyordum
bazen elimde yanan sigarayı unutup cebimden yeni sigara çıkarıyordum
özlemiştim
burnumda tütüyordu
derken hiç siklemeden hazırlık yapmak için üzerinen defalarca geçtiğim
giriş yolu gözlerime kırmızı halı göründü
üzerinde yürüyense
ömrümün top 10 yılının sultanımillete ben geliyorum
bakın lan ben girdim içeri
aha bu kıyafetten gördüğünüz götümün hatları
dekolteden taşanlarda memelerim tarzı takılan
eğlence sürtükleri gibi değile
hanım hanım giyinmişti
ben ne yapacağımı bilmezken
3 tane hadi amk 10 saat oldu diyen
garsonlar yardımıma yetişti
onun da tam olarak ne yapacağını bilemediği kesindi
ama bir gerçek var ki
birbirimizi görmek ikimizi de iyi gelmiş gibiydi
evet gelmişti ama benim onunla konuşmaya hiç vaktim olmayacak kadar hınca hınç dı mekan
barın içinde resmen içkilerle yüzüyordum
o da durumu gözlemlediği için
bana merhabayı
bara yaklaştıp bir süre bekledikten sonra benim ona bakma için ilk gözlerimi kaldırdığımda yaptı
merhaba desem duyamayacağına emin olduğum kadar
titrek korkak çekingen bir ses tonuna sahip olsamda
ebrunun dudak okuma yeteneğine güvenip
merhaba dedim
barmen ne der ki başka
-bişey içer misin dedim
-içmek için gelmedim dedi
-bar burası ama dedim(bunu neden dediğimi bende bilmiyorum)mallık olarak yapılan eleştirilere karşı koymam
tüm bu konuşmalar geçerken ben hiç durmadan sipariş çıkarıyorum
votka bull yapmaktan nevrim döndü. sadece elime damlayanları yalasam kafam tirilyon olur
-birazdan içerim dedi
-peki sen bilirsin dedim
o bara oturdu ben çalıştım
ben çalıştım o bana baktı
o müziği dinledi ben sarhoşlarla uğraştım
yaklaşık 1 saat devam eden döngüyü
ben kendim için doldurduğum votka bull vişneyi yudumlarken
-bana da yapar mısın diyerek bozdu
zaten müzik anasının amı gibi
barlar birbirlerinin müşterilerine duyurmaya çalışırcasına yüksek seste müzik çalıyor
ona da doldurdum
hızlı çalışma tempo mu
onun önüne bardağı koyarken bozdum, yavaşca bardağı bıraktım
teşekkür etti
ben ne diyeceğimi nasıl lafa gireceğimi bilemediğim için genelde sessiz kalmaya çalıştım
o da her fırsatta nasılsın
annen nasıl baban nasıl oldu
gibi sorular sordu
bende yavaştan hepsine cevap verdim
saat 12 ye yaklaşırken
garsonlar ve ben daha önceden kararlaştırdığımız
için ben pencereye çıkarak meşaleyi elime aldım
geri sayım esnasında yaktım
lay lay lom girdik
millet havalarda zıplayıp
yeni yıla nasıl girecem diye sipastik hareketler yaparken
ben bara yöneldim
barda ebru hiç yerinden kıpırdamadan oturuyordu
ayağa kalktı
yolumu kesti
karşımda durdumutlu yıllar kelebek dedi
-mutlu yıllar ebru dedim
dudaklarını büzdü sarılmak istediği her halinden belliydi
peki beni tutan şey neydi sarılmamak için
hiç bir şeyi sikime takmadan sarıldım panpalar
o da biraz saçmaladı ve bana
-saçların böyle çok güzel olmuş dedi
3 numara ile 5 numara arası bişey yaptım meraklı panpalar için
bu durumda duymak istediğim en son iltifattı
senin ki de diyecek gücü bulamadım çünkü ona utanarak ve sıkılarak baktığımdan
saçlarının olduğundan bile emin değildim
sonra sarılmış haldeyken ellerimle hissedince rahatladım
sarılma faslı özlemime iyi gelmişti
giderdikten sonra amacımdan sapmamak için bara geçmem lazım diyerek ayrıldım
–bara geçtim
o gece boyunca bekledi
saat 3 olunca müziği kapattık ama sarhoşlar kaldı
arasıra ona yaklaşan sapları
bana gerek kalmadan garson arkadaşlar şutladı
hesaplarına da extralar yazıldı kıza asılanların
gece sonlarına doğru daha çok boşluk olduğu için detayları da görmeye başladım
parmağında yüzükler
bişeylerden pişman olduğu da herhalinden belliydi
gece bitti panpalar
ben hesapları devredip
adisyonlarla parayı denkleştirdikten sonra
nihayet yevmiye mi de alıp kapıda beni bekleyen
ebrunun yanına gittim
kapıda bekleyen diğer elemanlarla da vedalaştıktan sonra
bir kaç tane gideceğiniz yere bırakalım teklifini geri çevirdim
saat 4.30 civarıydı
yağan yağmur seçenekleri azaltıyordu
ben ne yapacağız acaba diye düşünürken
o bir kaç adımla yürüyelim mesajı verdi
kim takar amk yağmuru çıktım arkasından
biraz yürüyüp bir ara sokağa girdiğimizde etraf tehnaydı
-geçmiş olsun dedi
-sağol tekrar iyi yıllar dediğim anda
tekrar sarılmak istiyorum sanmış olacak ki yine sarıldıben normal şartlarda işten çıktıktan sonra çorbacıya gidip
sonra eve geçecektim
ama bu plan ebru gelmeseydi uygulamaya geçilebilek bir plandı
şimdi ebru vardı ve ikimizde kararsızdık
aklımdan abartısız bine yakın soru vardı
neden geldi
nerdeydi
ne yaptı
iyi mi
seviyor mu hala
sizde zaten bu sorulara envayi ekleme yapabilirsiniz
ama ben adam gibi bir yere oturup yalnız bir ortamda
doyasıya konuşma taraftarıydım
konuşmamızın
yüzünden bir yağmur damlasını silmekle
veya alkolü götünden içen bir pezevengin nara sı ile kesilmesini istemiyordum
beklediğim girişim ondan geldi
-yorgun musun dedi
-hayır dedim
-aç mısın dedi
-nedenleri düşünmekten yorgun vereceğin cevaplara da açım dedim.
-nerde konuşacaz dedi
-sen seç ama sakin bir yer olsun dedim
-tamam dedi
taksiye bindik onun evine gittik
biraz ıslanmış olduğumuz için
o açık olan klimanın ayarını yükseltti
sonra üzerini değiştirmek için odaya geçti
bende üzerimdeki ıslak olanları çıkarıp
lavaboda elimi yüzümü kuruladım
baktım hala gelmiyor
saçlarımı da saç kurutma makkinası ile kuruttuktan sonra odaya geçip
başladım beklemeyeon dakika sonra gelmeyince seslendim
-ebruuu diye
ona ebru demeyi bile özlemişim
aklımdan birde orhan ölmezin özledim şarkısı geçti.
ses gelmedi
biraz daha oturduktan sonra telaşla kalktım
acaba bişey mi yaptı kendine diye
odanın kapısını bir iki defa vurdum yine ses yok
girsem mi girmesem mi derken daldım içeriye ki
vay amk
uyuyor
ama sızmış olma ihtimali hiç yok
benim tahminlerime göre konuşmaktan ve benimle yalnız kalmaktan korktuğu için uyuyor numarası yapıyor
yanına oturdum
-gideyim mi dedim
-gitme dedi
-bana kaçıncı gitme deyişin bu ebru dedim
yüzüğü yastığına dönük
gözleri kapalı
-ben senin kalmanı hiç haketmedim kelebek dedi
birden bir çözümlenme hissettim
bişeyleri anlatacak gibiydiğzında bişeyler gevelemeye başladı
bişeyler diyordu ama anlaşılır değildi
-kalk ebru dedim
kalkmadı
-kalk dedim
gözlerini açtı bana baktı
-bir daha söylemiyecem kalk dedim
yavaş hareketlerle kalktı ve yatakta oturur halde kaldı
-salonda bekliyorum dedim
ben salona geçtim
yatak odası çok tehlikeliydi
her an kendimden geçip önce başka işlerle meşgul olabilirdim çünkü gözüm kaymaya başlamıştı
salona geçtim
bir sigara yaktım
o da geldi kapıda bekledi
kapıya yavşamış haldeydi
ben işin uzayacağını o an anladım
kendine gelmesi için
-dik dur dedim
biraz kendine geldi
-anlat dedim
sustu
ayağa kalktım kapının arkasında duran anahtarla kapıyı bir kez daha kilitleyip cebime koydum
ben böyle yapınca biraz panikledi. amcıklık bende
anlatmazsan döverim imajı verdim
aslında haklıydım ama neyse
-bak ebru otur şuraya sakince istediğin uzunlukta istediğin sadelikte anlat lütfen dedim
-çok denedim dedi
-neyi denedin dedim
-gel bişey göstercem dedi
odasına çağırdı
çöp kovasını gösterdi odasındaki
ağzına kadar dolu bükülmüş kağıt
bilgisayar da da denedim
telefon açayım anlatayım dedim
her şeyi denedim ama nasıl başlayacağımı bile bilemediğim için sana hiç anlatamadım dedi
zaten sik kadar beyin vardı o da karıştı amk
-şuna bir yerden başla artık dedim
-(beyler burdan sonrası toplamadır.iki saat anlattı amk. onun anlattıklarını birebir yazamam)
haklısın dedi sana çok haksızlık ettim
ama sorun aslında olmayan bir sorun
benim kendimle yüzleşmem
nasıl anlatacağımı bilemediğim için en baştan alacağım sonra devam edeceğim dedi
olayın en başını sakın seninle tanıştığımız o barda ki gün olarak algılama
olay daha önceden başladı. benim kafam iyice karışıkken
geliyorum dedi
muscat şarap varmış onu getirdi onu açmaya çalısırken ben açarım sen anlat dedim
-herşey ceyhunla başladı kelebek dediben onu çok sevdim. aynıydık onunla
ona o kadar inandım ki
ağzından çıkar herşey gerçekleşecekmiş gibi geliyordu bana
haliyle hayaller kuruyordum
tüm geleceğimi onla hayal ettim
her doğum günümde
her yılbaşında her tatilde
üniversitede mezuniyette onunlayken hep onu hayal ederdim
ondan yediğim darbe ile ne hayalim kaldı
ne de kendim
sen benimle değil nefes almaya çalışan bir balıkla tanıştın
dağıttığım zamanlarımda tanıştın benimle
ceyhun gitti
ggönlümde bitti ama aklımda hiç bitiremedim
seninle tanışmam ceyhuna inat
seninle konuşmam ceyhuna küfür
seninle vakit geçirmek ceyhuna hep al sanaydı
ama çok sevdim seni
öyle sevdim ki
bana ceyhunu tek unutturan oldun
intikam peşinde koşan aptal bir zengin kızıydım
bulutlar uçurulan bir melek yaptın
neden çok sevdin beni kelebek
neden hiç üzmedin beni
ne olurdu aldatsaydın
bi kere sövseydin
en azından dövseydin de senden uzaklaşmak için bahanem olsaydı
bir sevgili yerine bir dosta ihtiyacım varken çıktın karşıma
bir sevgili olarak görmedim zaten en başlarda
çevremdeki tüm arkadaşlarım
ne olacak geçer gider unutursun biter üzülme gibi aynı şeyleri söylediler
geçmedi
bunlardan sıkıldığım için devam ettim seninle
nereye kadar gideceğini görmek için
tutmayacağını bile bile milli piyango bileti almak gibiydin sen bana
çekiliş yapılıncaya kadar gönlümü zengin ettin
sonra sana acımaya başladım
kendimle yüzleştim
kalbim kazandığında sana koştum
mantığım kazandığında sorun çıkardım
ne olurdu vazgeçseydin benden
senden kaçarken bile hep sana aşık kaldım
sonra ister istemez sana bağlandım
haliyle sana eli gibi de aşık oldum
ailemle tanıştırmak -zorunda- kaldım
beni hiç sıkmadın
geçen zamanlarda beni hiç üzmedin
en azından benim seni üzdüğüm kadar
sana aşık oldukça
kendime daha çok kızmaya başladım
çünkü ceyhunu her görüşümde
içimde hala garip duygular kaldı
bu duygular senin hiç haketmediğin duygulardı
sana hiç haketmediğin bir itiraf daha yapayım
kızacaksın ama olsun daha iyi anlayacağına eminim
onun başka ile yattığını duyduğum gün ben de sende sana kızlığımı vermeye karar verdim
benim araya girişlerim sadece mimiklerimle oldu beyler
onu hiç ürkütmemek
konuşmasını hiç kesmemek için
tek kelime etmedim desem yeridir
ama içimde bir sürü yuh birikti
derin nefeslerimi almamaktan ciğerler fonksiyon kaybına başladı
neyse bronşlarımı sikim devam ediyorum
-hiç bir mesajına cevap vermeden duramadım
her özür dileyip beni geri istediğinde kendimi durdurmak için çok büyük çaba harcadım
kendimle kavgam da bu yüzden zaten
ben seni seviyorsam
seninle bu kadar mutluysam nasıl oluyordu da
onu hiç gözardı edemiyordum
eski sevgiliye nefret dediklerini kesin yaşıyordum ama
sana da haksızlık ettiğimi biliyordum
sonra bir yanddan sen bir yandan o olunca
baskıyı kaldıramaddım
ikinizden de kurtulmak istedim
ondan tamamen kurtulmak istiyordum ama senden zaman istemem lazımdı
bunları sen yaşamadığın için
bana karşı herşeyi tam ve düzgün yaptığın için bir hatanı kollamam gerekiyordu
seninle sözlendim ya
belki beni kendime getirir
hala ikilemde iken
ne yapıyorsun sen ebru dedirtir diyeydi
işe yaradı da
bir süre unuttum
zaten onu görmez oldum
sonra elifi buldun
yada elif seni buldu
senin tahmin edemeyeceğin kadar çok konuştum elifle
bana senden daha iyi anlattı beni ne kadar sevdiğini
ama bana aynı zamanda kendimi sorgulattı
benim seni ne kadar hakettiğimi
üniversite beni garip birisi yaptı
çevremde birbirleri ile sorgusuz sualsiz çıkan insanlar
geceleri beraber geçirenler
okula mı eğlenmeye mi yoksa kız tavlamaya mı geldiği anlaşılmayan erkekler
ve bunların ekmeğine fazlası ile yağ süren bir sürü kız
oturdum seni bekledim
inat ettim seni sevmeye hep de sevdim
ama aklım hep dışarda eğlencede kaldı
bir dayandım
iki direndim
üç sabrettim
ama 4 bende çıkmaya bende eğlenmeye başladım
erkeklerle ister istemez tanıştım
tanıştırıldım
hepsine tanışırken kurduğum ilk 5 cümlenin birisinde erkek arkadaşım var demek zorunda kaldım
bazıları anladı bazıları anlamadı
ceyhun nişanlanmadan önce bana geldi
karşıma geçip
-son kez soruyorum o mu ben mi dedi
kelebek diyemedim
ama ceyhun da demedim
bu cevabı verememiş olmak bile üzdü beni
hep daha çok aşkına ihtiyacım olduğunu gördüm
basit sıradan birisi olsaydın
beklentim çok yüksek olmazdı senden
ama her yaptığından sonra
daha ne yapabilir ki dedim sadece
her seferinde de de bunları hakedip etmediğimi yargıladım
sensizliği denedim başaramadım
bir gün dayandım
kelebeğim benim diye ağlayarak tamamladım günü
bazen iki gün dayandım
seviyorsan yazsana bişeyler gelip de alsana gönlümü salak kelebek dedim
kızmam gereken sen değil kendimdim ama ben sana kızdım
seni hiç tüm kalbimle sevemedim
her deneyişimde
aklımda ya ceyhun vardı
ya ceyhunun yaptığını senin de yapacağın korkusu
ya ailemin bir gün bu işe karşı çıkacağı telaşı
ya da birbirimize real hayatta uyuşabilecek miyiz çıkmazı
okulu bırakıp sade birisi olmamı düşündürebilecek tek kişi sensindir herhalde
yada birgün birisi karşıma çıkıp
ebru senin karşına birisi çıkacak
parandan pulundan vazgeçip onu seçeceksin dese
güler geçerdim
ama evlenme teklifini kabulümdür ispatıbeyler o anlatırken ben şarabın da amına koymuşum
duyduklarım karşısında saatleri 5 6 saat geri alıp barda ne varsa içesim geliyordu
o da anlatmaya devam etti
-şimdi suç kimde bilmiyorum ama gerçek olan bazı şeyler var
bana öyle baktın ki gözlerini benden alamazsın sandım
elimi tutup benimle yürürken öyle candandın ki
nereye gitsem arkamdan gelecek gibiydin
kısacası sen çok sevdin
bende sevildiğime kendimi fazla inandırdım
yaylada bişey olmadı
annemler habersiz gittiğim için bana kızdılar
babamın kızması benim unutmuş olduğum bişeydi
anneme sürpriz yapacaktık beraber pişirecektik babamla
senden utandığım için geri dönüp gitmem lazım diyemedim
hatta annemler de çok kızdı neden ben gidiyorum demiyorsun diye
yolda da hep hayıflanmışlar ayıp ettik diye
alanyada dönünce seni bekledim
ama gelmedintelefonunu kapatmasının sebebi de bana kızmış ve alınmış olmasıymış
seviyorsam arkasından gitmeliymişim
biraz burnum sürtülecekmiş
ben ona geri dönecekmişim
en önemlisi apar topar gitmişler
onun ailesi benim için önemli değilmiymiş
neden merak edip sormamışım neden yaylada iki gün beklemişim
hiç mi merak etmemişim yolda başların bişey gelir mi diye
kardeşinin başına bişey mi gelmiş diye nasıl düşünmez mişim(bunlar o zaman ki düşünceleri)
-beyler o bunları anlatırken ben sinirlenmeye başladım
alkol de vardı daha kolay sinirleniyordum
hafiften neresine vursam diye düşünmeye başlamıştım
vursam mı ki değer mi diye kendi kendime düşünmekten ne dediğini duyamaz hale geldim
hatırladığı kadarı ile istanbula da yalnız kalmak için gitmiş
geçen zaman zarfında kimse ile çıkmamış
gözü orospuluk yapmış
gönlüde yavşamış
başkaları ile çıksam mı acaba diye düşünmüş ama yapamamış
bunu ispatlarım dedi ve tüm sevdiklerinin üzerine yemin etti
en son bir yıl önce benim isveçe gitmeden önceki son gecemizde yaptıklarımızla kalmış
hep beklemiş
olsun demiş
hakettim ben bunları demiş sadece kendine kızmış bana kızmamış
hep gelirim diye düşünmüş
çalıştığım otelin önünden geçtiği olmuş
ama karşıma çıkmaya cesareti yokmuş
alanyadaki tanıdıklarımıza sormuş hep
ortak arkadaşlar halı saha maçı var deyince o da gelmiş
en azından görmüş olmuş
beni görüp görmediklerini
ama sizin de bildiğiniz gibi ben yazın hikaye yazmaktan dışarı çıkmadım
şimdilere de çıkmıyorum
bi istanbul bi ankaraya gittim
o da bunaldığım için
alanyada gezmeme sebebim de onu görme ihtimalidir
bunları bana anlattı sonra benim yüzüme baktı
af diler şekilde ama
benim de ona diyeceklerim vardı elbet
güldüm panpalar. kahkaha attım hemde
şaşırdı
şaşkın şaşkın bakarken
-hayat ne kadar garip dimi dedim
salak salak baktı suratıma
-kimileri var muhtaçlıktan dilenir
kimileri var dilenenin karşısına geçip cebinden bir tomar para çıkarak
iyice karıştırdıktan sonra vallah bozuk yok der.
en küçük banknotunu bana verseydin de üstü bende kalsaydı be ebrum
gönlüm doyunca söz çalışır borcumu öderdim sana
ellerimi göğe açtırıp yalvartacağına
nedensiz elim havadayken öpmeye devam etseydin beni
sensiz her bulutlu gecede isyan ettim
yıldızsız geceye
tek dileğim sendin
o da yıldızın kaymasına kaldı
ne olurdu sen kayıp gelsende dileğim olsaydın
o kadar çok bekledim ki kaymasını yıldızın
kaymak zorunda kaldı doğa dengesi için
ama inan kaydığında artık ne dileyeceğimi bilmediğim için
sadece tekrar kaymasını diledimşimdi anladım ki benim 10 yılım kaymış
ne denir bilmem ama
ne dilim tükürük üretir senin için
ne kolumu yorarım bir tokatla
zaten tam da anlamadım senin dediklerini
seni daha iyi anlamak için
bir kız bulup
senin ceyhuna hissettiklerini ben sana hissedecek miyim diye deneyeceğim
ama senin kadar beni sevene haksızlık eder miyim onu bilemem
hadi eyvallah dedim kalktım…