100 dolarla kıçımı sildim

Yine olduğu gibi sevgilimle ulusal koruma altına alınmış parklardan birinde piknik yaparken çok pis osuruğum geldi. ben osuruğuma çok güvenirim. o kadar sessiz ve kokusuz çıkar ki ben bile hissetmem osurduğumu o derece. her neyse geldi bir saldım iki saldım derken ardı arkası kesilmiyo. kokmaya da başladı bende hemen sevdiceğim kokuyu almasın diye burnumdan derin derin nefes alarak ortamdaki bütün osuruk kokusunu sünger gibi ciğerlerime çektim. son bir part kalmıştı ki osuruk sandığım şey osuruk değildi. evet ishal olmuştum.

Gözlerim seyirdi kendimi bıraktım derin bir nefes aldım verdim. çok pis rahatlamıştım. sonra altıma sıçtığım geldi birden aklıma. evet biraz önce hayvanlar gibi altıma sıçmıştım. popomda sıcaklığını hissedebiliyordum. altımda beyaz keten kapri vardı ve ayak bileklerime doğru sıcaklığın indiğini hissettim. göz bebeklerim büyüdü nefes alıp verme endeksim yükseldi adrenalin hormonum salgılanma düzeyinde maksimuma ulaştı. sevdiceğimin karşısında altıma sıçmıştım. sağlıklı düşünemiyordum.

- nesrin ben altıma sıçtım
+ aa bende sıçmıştım küçükken dur anlatıy..
- nesrin ben şu an sıçtım
+ nasıl yan..
- allah belanı versin nesrin neyini anlamadın altıma sıçtım işte. ver şu şalını

Çok utanmıştım. hemen sevdiceğimin şalını alıp kıçıma doladım ve ormanlık alana doğru hızlı adımlarımla yürüdüm. çalılıklarda şalı kullanılacak duruma gelmeyene kadar götümü başımı sildim ve arkadaşımı aradım. bulunduğum yerin koordinatlarını verdim ve gelmesini gelirken de bir pantolon bir boxer tuvalet kağıdı ıslak mendil ve ingiliz anahtarı getirmesini söyledim. sonra şaka yaptığımı deklare edip ingiliz anahtarını getirmemesini rica ettim. isveç çakısı işimi görürdü. çalılıkların içinde otururken sevdiceğimi arayıp ona eve gitmesini söyleyecektim ama telefonunu açmadı. mangalda yanan köftelerle uğraştığını ve telefonunu duymadığını düşündüm. oysa ki ben masadan kalkar kalkmaz gittiğini sonradan anlayacaktım.

Bir postaya daha ihtiyacım vardı. barsaklarım adeta feryat ediyordu. üstümde sadece çoraplarım kalmıştı. hemen oracıkta bir kere daha sıçtım fakat çevremdeki ağaçların yaprakları hep iğneli veya küçük olduğu için aynı sırada üstümdeki herşeyin kullanılamayacak kadar battığını gördüğüm için kıçı boklu olarak kaldım ortada. aklıma birden cüzdanım geldi. hemen içini açıp şans paramı çıkardım. elime 3 yıl önce geçen bir doları çıkardım ve kıçımı bir güzel sildim. ardından arkadaşım ormanlık alana girdiğinin haberini verdi. ben çok mutlu olmuştum. çalılıkların arkasından bağırdım ve yanıma çağırdım. gözlerini kapat ve sesime gel diye bağırdım. nasıl da dalga geçiyordu benimle. adeta magma katmanına dahil olmuştum. üstümü giydim ve oradan ayrıldım.

Ertesi gün ulusal koruma altına alınmış parka sıçmışlar dedikodusunu duydum. dalga geçip küfredenlere ben de katılıp suçluluk psikolojisiyle daha çok küfür edip bağırdım ve dalga geçtim. o olaydan sonra artık ne parka gittim zaten sevdiceğimi o günden sonra hiç görmedim.